nin imzasının taklit edilerek devamında da kaybolan çek yönünden pek çok ciro yapıldığını, müvekkili şirketlerin menfi tespit davası ikame etmesinde hukuki yararlarının mevcut olduğunu, menfi tespite konu kıymetli evrak üzerine haksız ve hukuka aykırı şekilde lehtar yerine sahte imza atıldığını, müvekkili .... Ltd. Şti tarafından diğer müvekkili ...'ye keşide edilen çekin zayi olduktan sonra ödeme gününde bankaya ibraz edildiğini, müvekkili ... tarafından çeklerin kaybolduğu ve zayi olmaları nedeniyle çek iptali talepli dava ikame edildiğini, ayrıca 0417188 numaralı çek yönünden de aynı ciro silsilesiyle çekin bankaya ibraz edildiği tespit edildiğinden Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2023/2 Esas sayılı dosyası ile huzurdaki dava ile aynı şekilde tedbir talebi ile birlikte menfi tespit talepli dava ikame edildiğini, öncelikle ciro yönünden imza incelemesi yapılması gerektiğini, ilk cironun müvekkili ... Ltd....
nın 114/1-h maddesi anlamındaki hukuki yararının varlığında, 6769 sayılı SMK.'nın 154. maddeleri gereğince eldeki davayı açtığını,dava konusu ... tescil nolu patentin başvuru tarihi 28.01.2004 olduğunu, yıllık ücretlerinin ödendiğini ve 20 yıllık koruma süresinin henüz dolmadığını, ... tescil nolu patentin 10 adet istemi bulunduğunu, Patentle korunan ürünün 1 nolu ana istemde en geniş kapsamıyla tanımlanmış, bağımlı 2 nolu istemle bu isteme bağlı 3, 4, 5, 6, 7 ve 10 nolu istemlerde üretim usullerinin koruma kapsamına alındığını, 8 ve 9 nolu istemlerin ise, 1 nolu ana isteme bağlı olarak düzenlendiğini, Davalı ...'...
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Menfi tespit davası ile taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bulunmadığının belirlenmesi istenir. Böyle bir hukuki ilişki kurulmadığı durumda hukuki ilişki varmışçasına edinilen kazanımların iadesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davalı ...8.İcra Dairesinin 2018/5872 sayılı dosyasına konu 22/03/2018 düzenleme 18/04/2018 ödeme tarihli 13.195,20 TL bononun vadesinde ödenmemesi üzerine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatmıştır. Takibe dayanak bononun incelenmesinde davacının kefil olarak isminin yazılı olduğu , asıl borçlunun dava dışı şahıs olduğu senet altında birbirine benzer iki imza olduğu görülmüştür. Mahkememizce bono altındaki imzanın davacıya ait olup olmadığı hususunda bilirkişiden rapor alınmış imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemi yerinde görülmüştür....
Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir'' ve aynı Kanun’un 301. maddesinin ''Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek yapılan incelemede; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20/11/2018 tarihli ve 2016/6-986 Esas, 2018/554 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 35. maddesi ve Çocuk Koruma Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20 ve 21. maddeleri uyarınca; fiil işlendiği sırada 15-18 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocukların işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, mahkemece sosyal inceleme raporu alınmadan veya alınmaması durumunda gerekçesi kararda gösterilmeden ... şekilde hüküm kurulması,...
in kusurlu ve sorumlu olduğu, davanın da bu davalılarca kabul edildiği, bağımsız bölümün tahsisinin mülkiyeti geçirmeyeceği, mülkiyetin kooperatif adına kayıtlı olması nedeniyle alacaklıların haciz uygulattırmalarının yasal olduğu, haczin kaldırılması ve takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti taleplerin usule ve kanuna uygun düşmediği gerekçesiyle, tescil istemi yönünden davanın kabulüne, menfi tespit ve haczin kaldırılması istemlerinin reddine karar verilmiştir. Mahkemece, tescil yönünden davanın kabulüne, menfi tespit ve haczin kaldırılması istemnin reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz istemi üzerine Dairemizin 04.02.2013 tarih ve 2012/6450-2013/493E-K sayılı ilamıyla onanmıştır. Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....
koruma kararı olduğundan HMK.nun 362/(1)-f.maddesi itibariyle kesin olarak karar verildi....
koruma kararı olduğundan HMK.nun 362/(1)-f.maddesi itibariyle kesin olarak karar verildi....
... numaralı faydalı model kapsamında olmayan müvekkile ait faydalı model kapsamından olan bir ürünün varlığının doğrulandığını, dolayısıyla mahkemenin menfi tespit davası açısından yaptığımız savunmaya itibar etmeyerek davacının ... sayılı faydalı modele ilişkin açtığı menfi tespit davasında menfaati bulunduğunu kabul etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacının dava açmasında hukuki yararı bulunduğu kabul edilse dahi, somut olaydan anlaşılacağı üzere davacı tarafın bu şekilde bir dava açmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini, davacının iki farklı ürün ürettiğini, bu ürünlerden birinin kendi adına tescilli olan, diğerinin ise müvekkiline ait faydalı model kapsamında olan ürün olduğu, davacının kendi tesciline dayanarak huzurdaki davayı açarak müvekkilinin kendisine karşı işlem yapılmasını engellemek kastı ile hareket ettiğini, davacının davayı açarken iyiniyetli davranmadığı, mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, HMK'nın 329.maddesi uyarınca kötüniyetli bir şekilde dava açan...
Eldeki davada, bozma sonrasında davacı hakkında yapılan Kurum işlemleri ve maaş hacizleri nedeniyle davacının kuruma karşı borcunun kalmadığı bu nedenle davanın konusunun ortadan kalktığı ve karar verilmesine yer olmadığına dair yazılı karar verildiği anlaşılmakta ise de; önceki bozma ilamında da belirtildiği gibi, davacının menfi tespit istemi bakımından kurucu ortak olarak şirket müdürü ve münferit imza ile temsilci olduğu anlaşılan, 03.03.2003-11.07.2005 tarihleri arasında kalan ve (davacının definin varlığı dikkate alınarak) zamanaşımına uğramamış olan kurum alacakları ile sınırlı olarak kuruma karşı borçlu olduğu hususu dikkate alınmalı ve 506 sayılı Yasanın 80’inci ve şartlarının varlığı halinde hissesi oranında 6183 sayılı Yasanın 35’inci maddesi gereğince sorumlu tutulabileceği dikkate alınarak, bu sorumluluk çerçevesinde menfi tespit istemi hakkında dava konusunun devam ettiği ve bu talebin haczin kaldırılması talebinden bağımsız bir talep olduğu dikkate alınarak, davacının borçsuzluğuna...
Maddesine göre borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Davada amaç hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olup olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşulu ile sonuçta alacak borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespitidir. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı, icra takibi öncesinde ileri sürülebileceği gibi sonrasında da ileri sürülebilir. Borçlunun ödeme sonrasında açacağı dava hukuki literatürde istirdat davasıdır....