WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna rağmen dava değeri belirlenerek harç yatırılmadığından ilgili dosyanın---tarihli duruşmasında davanın menfi tespit ve istirdat talebi yönünden işlemden kaldırılmasına karar verilmiş işbu tarihten sonra--- ay içinde eksiklik tamamlanmadığından ilgili talepler hakkında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere davanın ---tarihli duruşmasında menfi tespit ve isdirdat talebi yönünden dava tefrik edilerek yukarındaki ---numaralı esasa kaydedilmiş ve yukarıda açıklanan nedenlerle davacının menfi tespit ve istirdata ilişkin davasının HMK'nun 150/1 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir....

    Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davada mahkemece davanın İİK'nun 89/3. maddesi kapsamında açılan menfi tespit davası olduğu değerlendirilerek yasada öngörülen 15 günlük süre geçtikten sonra dava açıldığı tespit edilmek suretiyle davanın süreden reddine karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince ise; davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle menfi tespit davasının İİK'nun 89/3. maddesi kapsamında olmayıp İİK'nun 72. maddesi kapsamında olduğu değerlendirilerek sonuca gidildiği, oysa İİK'nun 89/3. maddesine göre açılan menfi tespit davasında; davanın red veya kabulü yönünde kanunda bir ayrım olmadığı, aksine her halükarda, cebri icra işlemlerinin kararın kesinleşmesine kadar duracağının belirtildiği, genel mahkemede menfi tespit davasında tedbir kararı verilmesi için teminat alınmasının da sonuca etkili olmadığı anlaşılmıştır....

      Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, B: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146)....

      Görüldüğü üzere menfi tespit belgesi taleplerini değerlendirerek menfi tespit belgesi vermek ve verilen menfi tespit belgelerinin ilgili olduğu piyasaları takip ederek bu piyasalarda veya tarafların durumlarında değişiklikler olması halinde ilgililerin başvuruları kurul tarafından yeniden değerlendirilerek menfi tespit kararının alınmasına esas teşkil eden olayda değişiklik olması halinde menfi tespit kararı geri alınabilecek ya da tarafların belirli davranışları yasaklanabilecektir. Ayrıca kurul, 4.maddeye aykırılığını tespit ettiği her türlü anlaşma ile teşebbüs birlikleri kararlarını geçersiz kabul edebilecektir. … Tüketici Finansmanı ve Kart Hizmetleri A.Ş.'...

        Nitekim itirazın kaldırılması kararıyla birlikte hükmedilen icra inkar tazminatı infazının açılan menfi tespit davasının sonuna kadar tehir edileceği Kanun hükmüdür. Menfi tespit davasının kabulü halinde borçlu aleyhine daha önce hükmolunan icra inkar tazminatının kalkacağı, reddi halinde ise infaz edileceği açıktır. Açılan menfi tespit davası nedeniyle tedbiren takibin durdurulması durumunda alacaklının zarar edeceği ve bu zararın %40'tan az olamayacağı düzenlenmiştir. Menfi tespit davasında hakimin belirlediği zararın alacağın %40'ı oranında olması durumunda, itirazın kaldırılmasına ilişkin karar ile alacaklı lehine verilen icra inkar tazminatının bu zararı karşılayacağı nazara alındığında, menfi tespit davasının reddi ile ayrıca davacı alacaklı lehine tazminata hükmedilmesi doğru olmaz....

          Nasıl ki alacak davasına davalı açısından bu bir menfi tespit talebidir diyemiyorsak; menfi tespit davasında da davalı açısından bu bir alacak davasıdır nitelendirmesi yapamayız. Bir hukuki durumun savunulması ile dava edilmesi birbirinden farklı kavramlardır.Bu nedenle menfi tespit davaları zorunlu arabuluculuğa tabi davalar değildir. Farklı yargı kararlarının oluşması üzereni de Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 13.02.2020 tarih ve 2020/ 85- 454 Karar sayılı kararında menfi tespit davaları özelinde arabuluculuğa tabi olmadığı yönde karar verildiği bilinmektedir. Ancak eldeki davada ödenen paranın istirdadı istemi de bulunmaktadır. Menfi tespit ve istirdat davası birlikte açılmıştır. Talep tek bir hukuki gerekçeye dayalı olmakla tefriki de mümkün olmayan taleplerdir. Zira istem gerekçesi tektir....

          Mahkemece, icra dosyasında yapılan tebligatların usulsüz olduğu, usulüne uygun tebligat bulunmadığından doğrudan menfi tespit davası açılabileceği, hakkın kötüye kullanılması yasağı ve dürüstlük ilkesi gözetildiğinde davanın genel hükümlere göre açılmış menfi tespit davası olduğu bu nedenle hak düşürücü süre itirazlarının yerinde olmadığı belirtilerek, davacının davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Dosya kapsamından, davanın İİK’nın 89/3. maddesinde düzenlenen menfi tespit davası olarak açıldığı anlaşılmaktadır. Dava dilekçesindeki açıklamalar ve davanın dayandırıldığı vakıalar da davacının isteminin bu yönde olduğunu göstermektedir. İİK 89. maddesi özel bir düzenleme olup menfi tespit davası açılabilmesinin koşulları belirtilmiştir. Hal böyle iken mahkemece, haciz ihbarnamelerinin tebliğinin usulüne uygun olmadığı kabul edilerek davanın genel hükümlere göre açılmış menfi tespit davası olarak nitelendirilmesi doğru değildir....

            Davacı aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde alacaklı aleyhine menfi tespit davacı açmıştır.İİK 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasında davacı borçlu ödeme iddiasında bulunmaktadır.Davacı aleyhine başlatılan icra takibinde şartları varsa süresi içerisinde İİK 169.md'si uyarınca icra mahkemesi'nde itirazda bulunabileceği gibi İİK 72.md'si uyarınca genel mahkemelerde menfi tespit davası açabilir. İcra mahkemesine itirazda bulunmamış olması menfi tespit davası açılmasına engel oluşturmaz. Mahkemece davacının bu aşamada menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğu kabul edilerek işin esası incelenip sunucuna göre bir karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle red kararı verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....

              KARŞI OY Uyuşmazlık, direnme kararına konu menfi tespit davasında İİK 72/5 maddesi uyarınca kötü niyet tazminatına hükmedilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Dava, İİK 72. maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davası alacaklı tarafından icra takibine başvurulmadan önce açılabileceği gibi, icra takibinden sonra, takip sırasında da açılabilir. İcra takibi başladığında menfi tespit davası açılmasına gerek olmadığı hâlde, takip sırasında gelişen duruma göre borçlu takip sırasında menfi tespit davası açmak zorunda kalıp takip sırasında da menfi tespit davası açabilecektir. Somut olayda, davalı tarafından İstanbul Anadolu 21. İcra Müdürlüğünün 2013/27089 sayılı dosya ile 26.8.2013 tarihinde iki adet bonoya dayalı icra takibi başlatılmış, takip kesinleşmiştir....

                Somut olayda, alacaklı tarafından borçlu aleyhine 16.08.2006 tarihinde genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, 19.03.2007 tarihinde ise borçlu tarafından alacaklı aleyhine, mevcut takip dosyasına ilişkin menfi tespit davası açıldığı, menfi tespit davasının Kartal 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 24.12.2009 gün ve 2007/169 Esas-2009/582 Karar sayılı ilamı ile kabul edildiği, menfi tespit davasının kabulüne dair bu kararın, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 15.09.2011 gün ve 2010/17197 Esas-2011/12692 Karar sayılı ilamı ile bozulduğu anlaşılmaktadır. İcra ve İflas Kanunu'nun 72/5. maddesinde yer alan ve yukarıda belirtilen yasal düzenleme uyarınca, menfi tespit davasının kabul tarihi olan 24.12.2009 tarihi itibariyle takip derhal durur. Takibin durması, menfi tespit davasının kabulüne ilişkin kararın yasal ve zorunlu sonucudur. Duran bir takibe ilişkin olarak da durma tarihinden sonra işlem yapılamaz....

                  UYAP Entegrasyonu