Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Menfi tespit davası devam ederken, icra takibi konusu borcun bir kısmı ödenirse, menfi tespit davası, ödenen borç kesimi için (kısmî) istirdat davasına dönüşür; ödenmeyen borç kesimi için ise menfi tespit davası olarak kalmakta devam eder. Yani, bu halde menfî tespit davasına kısmî tespit davası ve kısmî istirdat davası olarak devam edilir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.08.2006 gününde verilen dilekçe ile eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit, 08.04.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile istirdat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.08.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, İcra ve İflas Kanununun 72.maddesine dayanılarak açılmış menfi tespit davası iken 21.953,00 TL’dan ibaret asıl alacak ve faiz miktarı icra dosyasına ödendiğinden, istirdat davasına dönüşmüştür. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Yukarıda sözü edildiği üzere istirdat davasına konu miktar 21.953,000 TL’dir....

    Davacı vekili ise 16.07.2014 tarihli celsede davacının söz konusu dosyalardaki borcu icra tehdidi altında ödediğini davalarına istirdat davası olarak devam ettiklerini belirtmiştir. Her ne kadar somut olayda, açılan menfi tespit davasında tespit hükmü kurulmuş ise de dava devam ederken borç ödenmekle menfi tespit davasının yukarıda yazılı Kanun hükmü gereği kendiliğinden isdirdat davasına dönüştüğünün gözetilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 07.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacılar vekili Mahkememize sunduğu 03/10/2022 havale tarihli dilekçesinde özetle; Yargıtay kararları ile sabit hale gelmiş olan, menfi tespit davalarının arabuluculuk görüşmelerine uygun olmadığı gerekçesi ile menfi tespit davalarında arabuluculuğun dava şartı olmadığının kabul gördüğünü, hatta menfi tespite bağlı istirdat ve tazminat davalarının da arabluculuğa tabi olmayacağı görüşünün hakim olduğunu, dava dilekçesinde belirtildiği üzere davanın Konya 2.ATM nin ..........Esas sayılı dosyası nezdinde açıldıktan sonra çekin ortaya çıkması sonucunda, açmak zorunda kalınan menfi tespit ve istirdat davası olduğunu, Yargıtay 19. ve 11.Hukuk Hukuk Dairelerinin, Bölge Adliye Mahkemelerinin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin kararlarının da bu yönde olduğunu beyanla arabuluculuk tutanağının sunulmasına dair karardan rücu edilmesini talep etmiştir....

        İİK'nın 72. maddesinin 5. fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir (Aynı yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 18/12/2018 tarihli 2017/3-1526 E. 2018/1948 K. Sayılı kararı) Öte yandan, istirdat davasının hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının re’sen gözetilmesi gerekir....

          Öte yandan dava dilekçesinde yalnızca ek tahakkuk faturası ile borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiş olup, davalı tarafından yapılan kaçak tahakkukuna ilişkin menfi tespit talebi bulunmamaktadır. Her ne kadar 06.09.2005 tarihli ıslah dilekçesinde faizi ile birlikte ödenen toplam 332.981.935 TL' lik kaçak tahakkuku yönünden de istirdat isteminde bulunmuş ise de, menfi tespit davasında kaçak tahakkuku konu edilmediğinden ve istirdat talebi menfi tespit davasına konu olan, ancak tedbir alınmadığı için ödenmek zorunda kalınan alacakla ilgili istenebileceğinden, mahkemece bu yön gözetilmeden kaçak elektrik bedeli yönünden de istirdata da karar verilmesi HUMK ' nun 74. maddesine aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 25.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Hukuk Dairesinin 2018/805 esas ve 2019/1963 karar ve 25.03.2019 tarihli düzeltilerek onama kararında, "Sonuç olarak davacı tarafından açılan menfi tespit davası ödemeyle birlikte istirdat davasına dönüşmüştür." cümlesinin bu yönde bir delil olmadığından ve husus dava konusu olmadığından gerekçeden çıkarılarak hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. Borçlunun menfi tespit davası açmış olması halinde menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı verilmez ve borç icra dosyasına ödenirse menfi tespit davası İİK'nın 72/6. maddesine göre kendiliğinden istirdat davasına dönüşür. Somut olayda davacı, çeklerin ibrazı üzerine dava dışı ciranta hamile ödemede bulunmuştur. Dolayısıyla davacının aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle icra dosyasına ödediği bir bedel olmadığından menfi tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüşmeyecektir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü....

                Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku, Ankara, 2017, s. 146). Bu durumda İİK’nın 72- (6) maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, başka bir deyişle bu hukukî ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İstirdat-Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı istirdat ve menfi tespit davasına dair karar Dairemizin 11/12/2012 gün ve 14307-16424 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmesi üzerine bu defa davacı tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mahkemenin kararında ve Yargıtay ilamında yazılı sebeplere göre 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 440.maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE ve aynı yasanın 442.maddesi gereğince takdiren 210.00.-TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınmasına, karar düzeltme harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına 07/05/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu