Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kullanmış olduğu taksitli ticari kredilere uygulanan akdi faiz oranının %50 fazlası uygulanması gerekirken sözleşmedeki akdi faiz oranı belirtilmişken, temerrüt faiz oranı %40 olarak fazla ve sözleşmeye aykırı uygulandığının açık olduğunu, temerrüt faiz üzerinden menfi tespit davasına ilişkin bilirkişinin eksik incelemesi ile rapor düzenlendiğini ve menfi tespit davasının reddine karar verildiğini beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, kullanılan kredi sözleşmesi nedeniyle davalı bankanın davacıdan haksız kesinti yapıp yapmadığı, davacının istirdat ve manevi tazminat taleplerinde haklı olup olmadığına ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili İzmir 2. İcra Müdürlüğünün 2010/6601 sayılı dosyasında takibe konulan çeklerden dolayı davacıların borçlu olmadığını, ancak haciz tehdidi ile 3.250 TL ödeme yaptıklarını öne sürerek ödenen miktarın istirdadını, geri kalan miktar için borçlu olmadıklarının tespitini, %40 tazminat verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Bahtiyar vekili ile davalı ... davanın reddini savunmuş, davalı Ferudun’a tebligat yapılamamıştır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Verilen önceki hükmün Dairemizce bozulması üzerine mahkemece, menfi tespit ve istirdat davasının reddine, birleşen Aydın 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/415 Esas sayılı dava dosyasındaki davanın kısmen kabulü ile davalıların icra takip dosyasına yaptıkları itirazın iptali ile takibin 368.50.-YTL. üzerinden devamına, fazlaya ilişkin ve alacak likit olmadığından icra inkar tazminatının reddine karar verilmiş, hüküm davalı-birleşen dosya davacısı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir. Banka vekilinin temyizi, kararın vekalet ücreti ve icra inkar tazminatı yönünden eksik ve hatalı oluşuna ilişkindir....
Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, B: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146). Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davası devam ederken, icra takibi konusu borcun bir kısmı ödenirse, menfi tespit davası ödenen borç kesimi için (kısmi) istirdata dönüşür. Ödenmeyen borç kesimi için ise menfi tespit davası olarak kalmakta devam eder....
Çünkü, davanın asıl (kökeni) menfi tespit davasıdır ve menfi tespit davası borçlunun iradesi dışında (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşmüştür. Bu dönüşmenin, borçlunun menfi tespit davasında sahip olduğu tazminat alma hakkını ortadan kaldırmaması gerekir. Kaldı ki, takip konusu borcun ödenmesi (paranın alacaklı tarafından alınması) ile alacaklı kötüniyetini devam ettirmiş ve alacaklının haksız ve kötüniyetle yaptığı takip nedeniyle borçlunun zararı daha artmıştır. Yukarıdaki nedenlerle, m.72, VI gereğince istirdat davasına dönüşmüş olan davayı kazanan borçlu lehine m.72, V c.3 ve 4 hükümlerine göre tazminata da hükmedilmesi gerekir kanısındayım." (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukukunda, Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, 2003, Ankara, s.193-194) Buna göre, mahkemece, doğrudan açılan istirdat davaları için doğru olan gerekçeyle, menfi tespit davasından dönüşen istirdat davasında davalının kötüniyet tazminatı talep edemeyeceğinin kabulü doğru olmamıştır....
DEĞERLENDİRME : Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Kanun'un 20. maddesi ve 7445 sayılı Kanun'un 31. maddesi ile değişik 6102 sayılı yasanın 5/A. maddesinde; " (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır....
Çeki de tüm menfi tespit davalarından haberdar olmasına karşılık aynı yolla tahsil ettiğini, müvekkilinin ciddi anlamda maddi ve manevi zarara uğradığını, müvekkilinin ödediği bedellerin istirdadı için takiplerden önce açılmış menfi tespit ve çek iptali davası bulunduğundan ve vaki ödemeler ile bu davaların istirdat davasına dönüştüğünden ödenmiş bulunan bedellerin bu davada istirdadı , derdesti rüyet olmaması bakımından talep edilmediği, davanın konusunun haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebi olduğu, davalının haksız takipleri nedeniyle ödemiş olduğu tüm bedellerin faizleri ile birlikte istirdatına ilişkin haklarının saklı olduğunu, İİK 259/1 maddesi gereğince alacaklının koydurmuş olduğu haciz kararlarının haksız olması sebebiyle borçlu ve üçüncü kişinin iş bu ihtiyati haciz sebebiyle uğrayacakları tüm zararlardan sorumlu tutulması gerektiğini, fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla 27.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminat dahil toplam...
menfi tespit olduğunun sonrasında istirdat davası olduğunun yazılmasının çelişki içerdiğini, kaldı ki menfi tespit talebi sonuçlandırılmadan davanın istirdat davası olarak nitelendirilemeyeceğini de açık olduğunu, zira, öncelikle müvekkilinin borçlu olmadığının tespit edilmesinin gerekmekte olduğunu, bu sebeple işbu davanın ve dava ile öne sürülen taleplerin asıl amacının bu hususun tespiti olduğunun açık olduğunu, emsal nitelikte Yargıtay 11....
Bu kapsamda somut olayımıza bakıldığında; yukarıda ayrıntılarına yer verilen ve inceleme tekniğine göre denetime elverişli bulunan bilirkişi raporunda, dava konusu olup, icra takibine dayanak yapılan senetlerde davacıya atfen atılan imzaların davacıya ait olmadığı tespit edilmiş olmakla imza inkarının mutlak def'ilerden olduğu ve herkese karşı ileri sürülebilir niteliği ve davacı tarafça dosya borcu için 1.500,00 TL ödendiği, davanın istirdat istemine dönüştüğü, ayrıca davacı tarafından davanın ıslahı ile manevi tazminat talebinde bulunulmuş ise de, manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince ıslah ile manevi tazminat talebinde bulunulmasının mümkün olmadığı hususları gözetilerek davanın kısmen kabulü ile; davacının dava konusu senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafından dosya borcu için ödenmiş olan 1.500,00 TL'nin istirdadı ile bu bedelin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin reddine, takip alacaklısı davalının açıkça...
dan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen dava yönünden; davacının davalı ... hakkındaki menfi tespit talep ve davasının kabulü ile davacının 01.10.2004 vadeli 2.200,00 TL bedelli senede ilişkin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. B. Birinci Bozma Kararı (Kapatılan) 19....