Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur.” hükmüne yer verilmiş, aynı maddenin 4. fıkrasında ise, herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde, üçüncü şahsın, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açması ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemenin, davacı hakkında tanzim edilen haciz ihbarnamesi ve ödeme emrinin, davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğine yönelik kabulü isabetli ise de; anılan yasal düzenlemelerde, haciz bildirisi ve ödeme emrinin usulsüz tebliğinin başlı başına bir iptal sebebi olarak belirtilmemiş olması nedeniyle, bu tebliğ usulsüzlüğüne dayanılarak, haciz bildirisi ve ödeme emrinin iptali sonucunu gidilemez....

    Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....

      Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesi tarafından, davanın kabulü ile davacıya tebliğ edilen 2019/016275 sayılı ve 160.567,87 TL miktarlı ödeme emri ile 2019/016276 sayılı ödeme emrinin iptaline, davacının belirtilen ödeme emirleri yönünden kuruma borçlu olmadığının tespitine dair karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ Davalı Kurum vekili, davacı hakkında yapılan icra takiplerinin usulüne uygun olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf yasa yoluna başvurmuştur. GEREKÇE Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. İstinaf başvuru sebepleri ile kamu düzeni çerçevesinde yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesinde ödeme emrine karşı dava açma süresi 7 gün ile sınırlandırmıştır....

        Ödeme emrinin iptaline yönelik dava “menfi tespit” niteliğinde olup, maddede belirtilen; “böyle bir borcu olmadığı”, “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” yönündeki iddialar dışında yeni ve ayrı bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir düzenlemeye 6183 sayılı Kanunda yer verilmemiş olması karşısında, 7 günlük hak düşürücü süreyi geçiren borçlunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit veya alacak davası açma olanağı bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623- 717 ve 26.04.2006 gün ve 2006/21-198-249 sayılı Kararları). Somut olayda iptali istenen dava konusu 22/01/2009 tarih ve 2009/39 sayılı ödeme emrinin 02/03/2009 tarihinde yöntemince tebliğ edildiği dosya içerisindeki tebligat parçasından anlaşılmaktadır. Dava ise 14/07/2009 tarihinde açılmıştır....

          Dava, ödeme emrinin iptali ile gayrimenkul ve araçlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemece, ödeme emrinin iptali istemine ilişkin davanın, 7 günlük hak düşürücü sürede açılabileceğinden bahisle, davanın reddine karar verilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Taraflar arasındaki " menfi tespit ve ödeme emrinin iptali " davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya 2. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 13.09.2012 gün ve 2012/188 E., 2012/766 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Kurum vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10.Hukuk Dairesi'nin 06.05.2014 gün ve 2014/7458 E., 2014/10080 K. sayılı ilamıyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, menfi tespit ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın, Özel Dairece davacı ......'...

              Davacının ödeme emrinin tebliğinden itibaren süresinde böyle bir itirazda bulunmadığı böylece takiben kesinleştiği ve duruma görede davacının Kurumca talep edilen borcunun mevcut olduğu ve üzerinde bir uyuşmazlık bulunmadığı ortadadır. İcra İflas Kanununun 72. maddesinde, borçlunun icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığının ispatı için menfi tespit davası açılabileceği, menfi tespit davası devam ederken tedbir kararı alınmamış ve borç ödenmiş olursa davaya istirdat davası olarak devam edileceği, takibe itiraz etmemiş veya itirazın kaldırılmış olması yönünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek zorunda kalan şahsın süresinde dava açması gerektiği öngörülmüştür. Menfi tesbit davası borçlu olmadığının ispatı, istirdat davası ise borçlu olmadığı bir paranın ödenmesi nedeniyle açılabilir....

                Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....

                  Bundan başka menfi tespit davasının konusu borç (alacak davası) bir özel mahkemenin görevine girmekte ise, menfi tespit davası da o özel mahkemede görülür (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflas Kanunu, Ankara, 2017, s. 136 vd.). 2004 s....

                  UYAP Entegrasyonu