Asliye Hukuk Mahkemesi2011/387 E.2011/439 K. sayılı dosyasında menfi tespit taleplerinin kabul edilerek, bu borçlardan sorumlu olmadıklarının tespitine karar verildiğini, esasen menfi tespit davası sırasında borcun ödenmiş olması nedeni ile davaya istirdat davası olarak devam edilmesi gerekirken, menfi tespit davası olarak devam edildiğini ve davalı şirkete borçlu olunmadığı yönünde tespit hükmü kurulduğunu, sonuçta davalı şirket tarafından haksız tahsil edilen bedellerin iade edilmediğini ve bu suretle davalının sebepsiz zenginleştiğini belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik 34.150,00 TL'nin 10/04/2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını ve davacının bu davayı açmakta iyiniyetli olmadığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir....
Davalı vekili, bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmasından sonra açıldığını, ödeme tarihi itibariyle bir yıllık sürenin 03.05.2012 tarihinde dolduğunu, zaten menfi tespit davası açarken de davacının elinde borcu kalmadığına dair makbuz bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, cevap ve toplanan deliller doğrultusunda asıl borçlunun mirasını reddeden davacının murisin borçlarından sorumlu tutulamayacağı, kesinleşmiş menfi tespit davası sebebiyle davacının borçlu olmadığı, bir parayı icra baskısı altında ödediği, ödemenin haksız olduğunu öğrendikten sonra yasal süre içinde istirdat talebinde bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; Açılan davayı kabul etmediklerini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddi ile %20' den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. GEREKÇE VE KANAAT Dava İİK 72.md. gereğince takipten sonra açılan menfi tespit davasıdır. Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamından, Bursa 12. İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı takipten dolayı borçlu olunmadığının tespiti talepli iş bu dava açılmıştır. Davalı ... vekilince süresinde ibraz edilen cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunulmuştur. Menfi tespit ve istirdat davalarında yetkili mahkeme İİK 72/son maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Hükme göre, menfi tespit ve istirdat davaları takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davaya konu takip Bursa 12. İcra Müdürlüğünün .... Esas sayılı takibidir....
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporana göre, takibe konu senetlerdeki keşideci imzasının davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, davacı tarafından yapılan ödemelerin yargılama sırasında iade edildiği gerekçesiyle, davanın menfi tespit talebi yönünden kabulüne, bono nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, istirdat talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 06/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasında .... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ile .... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Asliye hukuk mahkemesince, uyuşmazlığın taraflar arasındaki kira sözleşmesi ve kat mülkiyetinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Sulh hukuk mahkemesi tarafından ise, dava değerine göre asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'na göre alacak ve menfi tespit davalarında görev dava değerine göre belirlenir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasında .... 2. Asliye Hukuk ile .... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın taraflar arasındaki kira sözleşmesi ve kat mülkiyetinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Sulh hukuk mahkemesi tarafından ise, dava değerine göre asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'na göre alacak ve menfi tespit davalarında görev dava değerine göre belirlenir....
DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-İstirdat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit ve istirdat davasına dair karar, Dairemizin 17/04/2014 gün ve 2013/13715-2014/5218 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmesi üzerine bu defa davalı tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 5219 sayılı Kanunla değişen, 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesinin III.fıkrasının 1 numaralı bendinde, miktar veya değeri 6 milyar TL (6 Bin TL)'den az olan davalara ait hükümlerin onanması veya bozulmasına ilişkin kararların düzeltilmesinin istenemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Parasal sınırlar 21.7.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5236 Sayılı Kanunun 19.maddesi ile eklenen Ek 4.madde uyarınca da parasal sınırların her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığı’nca tespit edilen yeniden değerleme oranında arttırılacağı öngörülmüştür....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/1094 esas sayılı kararı dayanak yapılarak müvekkili aleyhine Bursa 3.İcra Müdürlüğünün 2020/4223 esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlatıldığını, dayanak ilamın konusunun menfi tespit olduğunu, yargılamasının devam ettiğini, istinaf aşamasında bulunduğunu, davalı tarafın ilam kesinleşmeden takip başlattığını, menfi tespit-istirdat davalarına ilişkin kararlar kesinleşmeden icraya konulamayacağını belirterek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bursa 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/1094 esas sayılı dosyasının doğrudan ve sadece istirdat davası olduğunu, bu nedenle istirdat davası olan dosyalarda kararın kesinleşmesinin gerekmediğini beyan ederek davanın reddine ve davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
A.Ş.) hakkındaki davanın reddine, müdahil ... bakımından ise müdahilin iyiniyetli 3. kişi olması nedeniyle menfi tespit ve istirdat talebinin reddine,, birleşen davada davalı ...’ın iyiniyetli yetkili hamil olması nedeniyle hakkındaki menfi tespit ve istirdat davasının reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-HMK’nun m.69/1 hükmüne göre, “Müdahilin de yer aldığı asıl davada hüküm, taraflar hakkında verilir.” Buna rağmen mahkemece hakkında dava açılmayan müdahil ... bakımından hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
Mahkemece verilen ilk karar, Dairemizin .. esas ve .. karar sayılı ilamı ile alacağın yönetim gideri mi yoksa alt yapı katkı payı gideri mi olduğunun belirlenmesi için bozulmuş; mahkeme bozma kararına uyarak talebin yönetim gideri alacağı olup alt yapı katkı payı alacağı olmadığını belirtmiş ve davacının talep edilen bedelden sorumlu olduğu gerekçesiyle menfi tespit ve istirdat davasının reddine karar vermiştir. 4562 sayılı Yasa Organize Sanayi Bölgesi Kanunu 20. maddesinde alt yapı niteliğindeki hizmetler Organize Sanayi Bölgelerinin ihtiyacı olan elektrik, su, kanalizasyon, doğalgaz, arıtma tesisi, yol, haberleşme, spor tesisleri gibi alt yapı ve genel hizmet tesislerini kurma ve işletme olarak sayılmış olup, davaya konu aidat kaleminden "OSB İdari Bina Yapımı" için tahsil olunan aylık 10,00 TL'nin alt yapı katılım gideri olduğu ve davacıdan talep edilemeyeceğinin kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile bu kısım yönünden de istemin reddine karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün...