Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit - ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, müvekkili şirketin davalı bankadan kullandığı kredilerin teminatı olarak diğer müvekkili ...'a ait iki adet taşınmaz üzerine ipotek konulduğunu, davalı bankaca müvekkillerine keşide edilen hesap kat ihtarında belirlenen miktarın bankaya ödendiğini, borcun ödenmesine rağmen davalının ipotekleri kaldırmadığı gibi ek taleplerde bulunarak borç çıkartıldığını belirterek müvekkili şirketin davalı bankaya herhangi bir borcunun bulunmadığının tespiti ile ipoteklerin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.03.2010 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması ve menfi tespit istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan muhakeme sonunda; ipoteğin fekki talebi konusuz kaldığından bu konuda karar vermeye yer olmadığına, menfi tespit isteminin kabulüne dair verilen 16.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 20.11.2012 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....

      Taşınmazın aynına ilişkin ipoteğin fekki davasına HMK'nun 114/1-ç maddesi uyarınca kesin yetki kuralı niteliğindeki HMK'nun 12. maddesi gereği taşınmazın bulunduğu Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) kesin yetkilidir. Öte yandan, ipoteğin fekki yanında ayrıca menfi tespit davası açılmış olması ipoteğin fekki davasında dava şartı niteliğindeki kesin yetki kuralını ortadan kaldırmayacaktır. Menfi tespit davası ile ipoteğin fekki istemi borcun bulunmadığı hukuki sebebine dayalı olduğundan delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiğinden tefrik de usul ekonomisine aykırı olacaktır....

        Menfi tespit davasında arabulucuya başvurunun zorunlu olup olmamasının incelenmesinde öncelikle menfi tespit davasıyla ilgili genel bir açıklama yapılmasına ve ilgili yasa düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır....

          İpoteğin fekki talebine konu taşınmaz Cihanbeyli İlçesi hudutlarında bulunduğundan Cihanbeyli Mahkemeleri yetkilidir. Mahkemece, işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile yetkisizlik kararı verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Esas, ... 10.İcra Müdürlüğünün ...Esas sayılı dosyalarında talep edilenleri farklı olduğundan mükerrer olmadığı, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte davacının kıymet takdirine itirazda bulunduğu dikkate alındığında İİK 72/3 m. göre menfi tespit davası açmakta hak düşümü süresinin gerçekleştiği mütalaa edilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 05/08/2020 tarihli bilirkişi ek raporu ile özetle: davacıların gerek teminat mektubu depo bedelinden gerekse de teminat mektubu komisyon bedellerinden dolayı davalıya borçlu olduğu, bankacı bilirkişinin heyette olmaması nedeniyle borcun tutarının hesaplanamadığı fakat neticede borcun varlığı sabit olduğundan ipoteğin fekki koşullarının oluşmadığı mütalaa edilmiştir. Dava; İİK'nun 72 maddesi kapsamında menfi tespit ve ipoteğin fekki istemine ilişkindir....

              Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde, öncelikle davanın türünün ve taraf sıfatlarının belirlenmesi gerektiğini, eğer dava ipoteğin fekki davası olarak görülecek ise, davacı ...'ın ipotek tesis edilen taşınmazın evlilik birliği sırasında edinilmiş mal olduğu ve eş rızası alınmadan ipotek tesis edildiğine yönelik iddiasını eşi olan diğer davacı ...'a yöneltmesi gerektiği, eğer dava menfi tespit davası olarak açılmış ise, davacılardan ...'...

                Tapu Sicil Müdürlüğünden davaya konu ipoteğin fekki talebinde bulunduğunu, ancak diğer davalı ... tarafından konulan ihtiyati haciz nedeniyle ipoteğin fekkinin yapılamadığını, davacının müvekkili şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının menfi tespit ve ipoteğin fekki taleplerinde haklı olduğunu kabul ederek müvekkilinin bu davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri ve ücreti vekaleten sorumlu tutulmamasını talep etmiş, diğer davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, dava konusu uyuşmazlıkla ilgili ipotek ve hacizlerin dava açıldıktan sonra terkin edildiği, davanın esası hakkında inceleme ve yargılama yapılmasında davanın tüm tarafları yönünden herhangi bir hukuki yarar kalmadığı gerekçesiyle konusu kalmayan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına ve davanın açılmasına davalılardan ......

                  DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ipoteğin fekki talebine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda davacının, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin hile ve muvazaalı olarak davalı T3 temlik edildiğini belirterek ipoteğin fekkini talep ettiği, söz konusu taşınmazın Koras Gayrimenkul Yatırım İnş. Tur. Müh. Hiz. Petrol ve Ticaret Anonim Şirketi (önceki unvanı Kalkan Yapı Endüstrisi Dinlenme Tesisleri Petrol Ticareti Anonim Şirketi) adına kayıtlı iken, davalı OK-KAN İnşaat ve Ticaret Limited Şirketi ve Koras Gayrimenkul Yatırım İnş. Tur. Müh. Hiz....

                  Dava, genel kredi sözleşmesinin teminatını teşkil etmek üzere tesis edilen ipoteğin hukuken geçersiz kurulduğu ve yolsuz tescil olması nedeniyle ipotekten dolayı borçlu olmadığının tespiti (menfi tespit), ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Bu görevlendirmenin Yargıtay iş bölümüne paralel olarak yapılmış, dairemizin Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin baktığı bir kısım işlere bakmakla görevlendirilmiş, ipoteklere ilişkin görev düzenlemesinin Yargıtay 14. Hukuk Dairesi iş bölümü ile birebir aynı olup Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nde genel kredi sözleşmesine dayalı ipoteğin fekki istemine ilişkin davaların Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu yönünde kararları bulunmaktadır. Davacının ipotek akdinin tarafı olup olmamasının da bu anlamda bir önemi yoktur. Zira ipotek sınırlı bir ayni hak olup malikin değil taşınmazın borcudur. Nitekim taşınmazı devreden malikin bu yönde açacağı davalar da uygulamada aktif husumet yokluğundan reddedilmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu