Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece,dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda,menfi tespit talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile davacının ... ....İcra Müdürlüğü nün 2013-­12059 Esas sayılı dosyasından toplam ....950,64-TL borçlu olduğunun bu miktarı aşan tutarda borçlu olmadığının tespitine ,takibin bunun üzerinden devamına fazlaya ilişkin menfi tespit talebinin reddine, taşınmaza ilişkin borç bitmediğinden ipoteğin fekkine ilişkin davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava menfi tespit ve ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Menfi tespit davası sonucunda davacının borçlu olmadığı miktar belirlenip bu miktar üzerinden bir karar verilmesi gerekir. Somut bolayda olumlu tespit kararı ile birlikte icra takibinin devamı yönünde karar verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....

    MUHALEFET ŞERHİ Yerel mahkemenin ipoteğin fekki davası yönünden verdiği kararın usul ve yasaya uygun olduğunu düşündüğümden saygıdeğer çoğunluğun menfi tespit davası için doğru olan kararını ipoteğin fekki davasına da teşmil ederek her iki dava yönünden bozma kararı oluşturmasına karşıyım.12.11.2015...

      Menfi tespit davasında öncelikli olarak bir alacağın varlığının tartışıldığı bu nedenle alacaklıya dava açarken arabulucuya başvurma dava şartının tabi tutulması ancak aynı konu ve alacakla ilgili borçlu tarafından açılacak menfi tespit davasının arabuluculuğa başvurma dava şartına tabi tutulmaması hak arama yönünden eşitsizliğe yol açacağından menfi tespit davasında zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davanın tarafların ticari işletmesiyle ilgili taşınmaz satışı ve buna ilişkin ipotek sebebiyle borçlu bulunmadığından ipoteğin kaldırılmasına ilişkin menfi tespit davası olduğu, bu tür davaların TTK'nın 3 ve 4(1) maddeleri uyarınca nispi ticari dava niteliğinde olduğundan, taraflar dava konusu hak üzerinde serbestçe tasarruf edebilmektedirler....

        7.753,07 TL olduğu anlaşılmakla, davacı yanın (125.000,00 TL 7.753.07) 117.246,93 TL yönünden borçlu olmadığının tespiti ile manevi tazminat ve taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekki talebinin reddine karar verilmesi gerektiği ve birleşen davada ise; davacı tarafın yukarıda açıklanan nedenlerle 7.753,07 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından (7.659,24 TL ticari kredi ve taksitli ticari kredi işlemiş faizi ile 93,83 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 7.753,07 TL) bu miktara vaki itirazının iptali ile koşulları oluşmayan icra inkar ve kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğinden, asıl davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile Davacı yanın davaya konu krediler yönünden 117.246,93 TL borçlu olmadıklarının tespitine, fazlaya ilişkin menfi tespit isteminin reddine, davacı yanın ipoteğin fekki talepleri ile davacılar ... ve ...'...

          Asliye Ticaret Mahkemesi Davacı vekili tarafından hasımsız olarak açılan ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde alacaklı ... SA vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı ipoteğin fekki talebinde bulunmuştur. İpoteğin fekki talebi kural olarak menfi tespit talebini de içerdiğinden dava konusu meblağ üzerinden harç alındıktan sonra lehine ipotek tesis edilen kişilere, ölmüşse mirasçılarına husumet yönetilerek ipotek verenin sorumluluğunun devam edip etmediği hususu üzerinde de durulup verilecek uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki asıl davada menfi tespit, ipoteğin fekki ve tazminat, birleşen davada itirazın iptali davalarının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. - KARAR - Asıl dava, genel kredi sözleşmesinden doğan borcun ödendiği iddiasına dayalı menfi tespit, ipoteğin fekki ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Asıl davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Birleşen dava, genel kredi sözleşmesinden doğan banka alacağının tahsiline dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir. Birleşen davada davalılar vekili, davanın reddini istemiştir....

              Davalı vekili, ipoteğin asıl borçlunun davalı bankaya karşı asaleten veya kefaleten doğmuş veya doğacak tüm borçlarını kapsayacak şekilde tesis edildiğini, ipoteğin fekki koşullarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller sonucunda, ipoteğin teminatı olan bireysel kredi borcunun tamamen ödendiği, dava dışı asıl kredi borçlusunun ticari kredi sözleşmesine kefilliğinden dolayı dava konusu ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine girişildiği, bu ticari kredi sözleşmesinde davacının imzasının bulunmadığı, dolayısıyla davacının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nın 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit ve ipoteğin fekki davasıdır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin fekki ve menfi tespit hukukuna ilişkin davada Elazığ Aile ile 1. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı dilekçesinde eşi ...'in davalı kurumdan aldığı krediye müşterek ve müteselsil kefil ve borçlu yapıldığını ve taşınmaza ipotek konulduğunu belirtip, kefalet için hakimden izin alınmadığından ipoteğin fekkini, borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Dava, T.M.Y.'nın 881. maddesinde düzenlenen ipoteğin fekki istemine ilişkin olup, davacının müşterek borçlu ve kefil olduğu, davanın İhlas Finans Kurumuna karşı açıldığı, davacının eşinin davanın tarafı olmadığı, uygulanacak maddenin T.M.Y.'nın 2. kitabından kaynaklanmadığı anlaşılmakla, davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekir....

                  Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, ticari ilişki kapsamında verilen dava konusu çekin davalı kayıtlarına iş bu dava tarihinden sonra 12.01.2009 tarihinde işlenip, 23.01.2009 tarihinde çıkış işlemlerinin yapıldığı hususu değerlendirildiğinde söz konusu çekin bedelsiz kaldığı sonucuna ulaşıldığı, bazı kayıtların ve fiyat farkı faturalarının taraf defterlerine usulüne uygun olarak kaydedilmediği, bu nedenle lehlerine bir ispat vasıtası olmayacağından tarafların karşılıklı olarak alacaklarını ispat edemedikleri, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 01.10.2008 tarihinde sona erdiği ve birbirlerinden alacaklı olmadıkları anlaşıldığından dava konusu ipoteğin fekki gerektiği gerekçeleriyle, menfi tespit ve ipoteğin fekki davalarının kabulüne, alacak talebi ile ilgili davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar, davalı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığını, takip dayanağı ipoteğin davacı ...'un davalının işyerinde çalışmaya başlamadan önce teminat olarak verildiğini ve ayrıca tarihsiz senet verildiğini, taraflar arasında ipotek tesisini gerektiren borç doğurucu başka bir işlem bulunmadığını ileri sürerek, davacıların borçlu olmadığının tespitini, takibin iptalini ve ipoteğin terkinini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili, davacı ... ... husumet ehliyeti bulunmadığını, iddiaların yazılı delille ispatlanması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu