na tabi menfi tespit davasının anılan düzenlemeden ayrı tutulduğuna dair gerek TTK’da gerekse İİK’da bir hüküm de bulunmamaktadır. İİK kapsamında kalmayan menfi tespit davaları da olabileceği için menfi tespit davasının ayrıntılı olarak İİK’da düzenlenmesi de dava şartı arabulucuk dava şartından muaf olması için yeterli bir done değildir. İİK 72. maddesindeki menfi tespit davasının aynı zamanda kendiğilinden istirdata dönüşme ihtimali de gözetilmelidir. Diğer taraftan ödeme üzerine açılan menfi tespit davasında hukuki yarar bulunup bulunmadığı da Yargıtay'da tartışmalı bir konudur. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi ödemeden sonra istirdat davası yerine soyut olarak tespitle yetinilmesini istenilmesi özel düzenlemelerden olmadığı gibi genel biçim koşullarına aykırılık oluşturduğundan davanın reddi gerektiği görüşünde (Baki Kuru Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası sayfa 233 ve devamı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 02/02/1999 gün..... e-k sayıl kararı) iken Yargıtay 11....
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dava menfi tespit davası niteliğinde olup, davacı eldeki davayla davalı tarafından subayken ... ile ilişiğinin kesilmesinden dolayı taahhakkuk edilen borçtan dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Mahkemece bozmaya uyularak alınan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bilirkişi, raporunda, davalı tarafından harcanan ve davacıdan yürürlüğe giren yasa ve yönetmelikler gereği talep edebileceği masraf kalemlerini hesaplamış ve sonuç olarak da 1.553,40 TL'ye ulaşmıştır. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen bu asıl alacak tutarı davalı bakanlığın davacıdan talep edebileceği tutardır. Mahkemece bu göz ardı edilerek 1.553,40 TL üzerinden menfi tespit kararı verilmiştir. Ancak dava bir alacak davası değil menfi tespit davasıdır....
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle Yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacı yararına menfi tespit davası için 3.554,73TL,alacak davası için 9.260,80TL olmak üzere toplam 12.815,53TL vekalet ücretine hükmedilmiştir.Davacı lehine hükmedilen alacak ve menfi tespit talebine konu toplam 120.178TL üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir.Mahkemenin bu yönü göz ardı ederek yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde alacak ve menfi tespit davaları için ayrı ayrı vekalet ücreti hükmetmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Ne var ki bu husus yeniden...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-Alacak Uyuşmazlık, mahkemenin nitelendirmesi itibariyle hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacakla ilgili menfi tespit ve alacak istemine ilişkin olup hüküm tüketici mahkemesi sıfatı ile verilmiştir. Bu durumda hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup Yargıtay ( 13. ) Hukuk Dairesi'ne ait bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay ( 13. ) Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 24.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkeme için davacının açtığı menfi tespit davasının incelenip davacının borcu yoksa davanın kabulüne ve borçsuzluğa ilişkin olumsuz tespite (menfi tespit) karar verilmelidir. Davacının takip dosyasında tamamen borçlu olması halinde davanın reddine karar verilmelidir. Davacının menfi tespit davasında kısmen haklı olması halinde davanın kısmen kabulüne karar verilip bu durumda davacının borçlu olmadığı kısım gösterilerek karar verilmelidir. Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 16/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü'nün 2011/2703 E. sayılı dosyasıyla takibe geçildiğini, 3.584.720,19 TL alacak ve % 15 ve değişen oranlarda reeskont faizi ile tahsilinin istendiğini, süresinde takibe itiraz edilmemesi nedeniyle takibin kesinleştiğini, ancak takip borçlusunun şikayeti üzerine takibin iptal edildiğini, ancak davanın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı adına İstanbul Muhakemat Müdürlüğü tarafından açılmış menfi tespit davası olup, davacının aktif husumet ehliyeti bulunduğu, takip iptâl edilmiş olsa dahi taraflar arasında konu ile ilgili çekişme devam ettiğinden davanın görülerek sonuçlandırılmasında davacının hukuki yararı bulunduğu, ancak takip tarihi itibariyle davalı alacaklının alacağını talep edebilir durumda olmadığından bahisle menfi tespit kararı verilmiştir. Hukuki yarar dava şartı olup, maktu vekalet ücreti ve harca hükmedilmiştir. Oysa, burada davayı açan davalı alacaklı değil, menfi tespit isteminde bulunan davacı iş sahibidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat ve menfi tespit istemine ilişkin davada Ankara 20.Asliye Hukuk ve Ankara 7. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, bononun geçersizliğinin tespiti, istirdat ve menfi tespit istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, asıl alacak olan ve iptali istenen takibe konu 5.250,00 TL.lık bononun miktarına göre, Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, toplam 7.777,19 TL üzerinden icra takibi yapıldığı ve bu miktar değer gösterilip harcı yatırılarak menfi tespit ve İstirdat davası açıldığı, 9.442,62 TL olarakda harçın tamamlandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Tespit davaları ise, bir hakkın veya hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitine ilişkin davalardır.HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Menfi tespit davası sonunda verilen hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir. Ancak yukarıda açıklandığı gibi menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır....
Tespit davaları ise, bir hakkın veya hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitine ilişkin davalardır.HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Menfi tespit davası sonunda verilen hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir. Ancak yukarıda açıklandığı gibi menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/390 Esas KARAR NO : 2022/785 DAVA : Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 17/01/2012 KARAR TARİHİ : 27/09/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, sözleşmeden kaynaklı alacağın tahsili ve faturadan dolayı menfi tespit davasıdır. Davacı vekili dilekçesinde özetle; tarafların 2010 döneminde yapılan anlaşma gereği cari ilişkilerinin bulunduğunu, bir sözleşme imzalanmamasına rağmen davalı tarafın 21.691 TL lik wkz faturası gönderdiğini, yapılan görüşmede bu faturanın 2011 yılındaki pazarlama bütçesinden düşüleceğinin bildirildiğini, ancak taraflar arasında 2011 yılına ilişkin sözleşmenin imzalanmadığını belirterek KDV dahil toplam 25.595,40 TL lik faturadan dolayı borçlu olmadıklarının tespitini ve 2010 döneminden cari hesaptan kaynaklı 49.215 TL alacağın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....