Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 25/10/2023 KARAR TARİHİ : 26/10/2023 GR.KR.YZM.TARİHİ : 26/10/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP : Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili aleyhine 23/08/2023 tarihinde ......

    İİK kapsamında kalmayan menfi tespit davaları da olabileceği için menfi tespit davasının ayrıntılı olarak İİK’da düzenlenmesi de dava şartı arabulucuk dava şartından muaf olması için yeterli bir done değildir. İİK 72. maddesindeki menfi tespit davasının aynı zamanda kendiğilinden istirdata dönüşme ihtimali de gözetilmelidir. Diğer taraftan ödeme üzerine açılan menfi tespit davasında hukuki yarar bulunup bulunmadığı da Yargıtay'da tartışmalı bir konudur. Yargıtay 19.Hukuk Dairesi ödemeden sonra istirdat davası yerine soyut olarak tespitle yetinilmesini istenilmesi özel düzenlemelerden olmadığı gibi genel biçim koşullarına aykırılık oluşturduğundan davanın reddi gerektiği görüşünde (Baki Kuru Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası sayfa 233 ve devamı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 02/02/1999 gün....sayıl kararı) iken Yargıtay 11....

      Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/267 esas sayılı dosyasında davacıların davalılara karşı menfi tespit davası açtığı, yapılan yargılama sonucunda asıl davada davacıların Bakırköy 2. İcra Müdürlüğünün 2009/4187 esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibi nedeniyle menfi tespit talebinin kısmen kabulü ile takip dayanağı 80.000,00 TL bedelli bono nedeniyle 40.000,00 TL borçlu olunmadığının tespitine, birleşen davaların kabulüne ve birleşen davalara konu takipler nedeniyle davacıların borçlu olmadığının tespitine, asıl ve birleşen davalarda kötüniyet tazminat taleplerinin reddine karar verildiği ve kararın 12/06/2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Şu durumda, haksız haciz nedeniyle manevi tazminat talep edilebilmesi için davalıların davacılar aleyhine başlattığı icra takiplerinde kötüniyetli ve ağır kusurlarının varlığının davacılar tarafından ispat edilmesi gerekir. Dosyada mevcut delillere göre, davacılar tarafından açılan menfi tespit davasında ......

        Hukuk Dairesi’nin 2019/2568 esas ve 2019/2485 karar sayılı kararlarında, TTK’nun 5/A maddesine göre konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, davanın konusunun dava dilekçesindeki talep sonucu esas alınarak belirlendiği, talep sonucunun bir para alacağının tahsili veya tazminat olduğu durumlarda, arabulucuya başvuru yapılmış olmasının dava şartı olduğu, menfi tespit davalarının 6100 Sayılı HMK’nun 106. maddesi uyarınca tespit davası niteliğinde bulunduğu, dava sonucunda borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde bu hususta tespit hükmüne yer verildiği, menfi tespit davaları sonucunda verilecek kararlar eda hükmü içermeyeceğinden bu davaların açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığı gerekçesiyle ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı, bu nedenle TTK’nun 5/A maddesi uyarınca menfi tespit davası açılabilmesi...

        Hukuk Dairesi’nin 2019/2568 esas ve 2019/2485 karar sayılı kararlarında, TTK’nun 5/A maddesine göre konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, davanın konusunun dava dilekçesindeki talep sonucu esas alınarak belirlendiği, talep sonucunun bir para alacağının tahsili veya tazminat olduğu durumlarda, arabulucuya başvuru yapılmış olmasının dava şartı olduğu, menfi tespit davalarının 6100 Sayılı HMK’nun 106. maddesi uyarınca tespit davası niteliğinde bulunduğu, dava sonucunda borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde bu hususta tespit hükmüne yer verildiği, menfi tespit davaları sonucunda verilecek kararlar eda hükmü içermeyeceğinden bu davaların açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığı gerekçesiyle ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı, bu nedenle TTK’nun 5/A maddesi uyarınca menfi tespit davası açılabilmesi...

          GEREKÇE Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanın menfi tespit istemine ilişkindir. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. Dava devam ederken borç ödenmiş davaya istirdat davası olarak devam edilir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.05.2009 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 28.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava İcra ve İflas Kanunun 72. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı, davacıyla yaptıkları anlaşma gereği 2 adet totem bedelinden 6,532,82 TL'nin eksik ödendiğini, bu hususta icra takibi yaptıklarını, tedbir kararı nedeniyle alacağına kavuşamadığını, davacının kötüniyetli olduğunu belirterek %40 tazminatın davacıdan tahsili ile davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davalı vekili tazminat yönünden temyiz etmiştir....

              İcra İflas Kanunu 72. maddesi uyarınca menfi tespit davası sonucu davacı borçlu yararına tazminata hükmedilebilmesi için alacaklının borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibinde haksız ve kötü niyetli olması gerekir. Somut olayda davalı alacaklının icra takibinde kötü niyetli olduğu iddia ve ispat edilemediğinden davacının tazminat isteminin reddi yerine %40 oranında ve icra inkâr tazminatı adı altında tazminatla sorumlu tutulması doğru olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiş ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 Sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK'nın 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....

                Menfi tespit davasında öncelikli olarak bir alacağın varlığının tartışıldığı ve davanın devamı sırasında cebri icra tehdidi altında ödeme yapılması durumunda menfi tespite ilişkin talebin istirdat talebine dönüşmesi kuvvetle muhtemel olduğu , alacak ve tazminat ilişkin istirdat taleplerinin arabuluculuk dava şartına tabi olduğu tartışmadan varestedir....

                Menfi tespit davasında öncelikli olarak bir alacağın varlığının tartışıldığı ve davanın devamı sırasında cebri icra tehdidi altında ödeme yapılması durumunda menfi tespite ilişkin talebin istirdat talebine dönüşmesi kuvvetle muhtemel olduğu , alacak ve tazminat ilişkin istirdat taleplerinin arabuluculuk dava şartına tabi olduğu tartışmadan varestedir....

                  UYAP Entegrasyonu