bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava..." denilmek suretiyle dava türleri ayrımı belirtilmemiştir. Yasa metninde dava türü olarak sınırlamaya gidilmeden, arabuluculuğa başvuru dava şartı olarak tayin etmiştir. Sonuç itibariyle yasa metni ve gerekçe bir bütün olarak değerlendirildiğinde; ''alacak'', ''tazminat'' davalarının tür olarak arabuluculuğa başvurma şartına bağlandığı, menfi tespit davasının ise anılan düzenleme kapsamı dışında tutulduğu sonucuna ulaşılması pek mümkün görülmemiştir. Menfi tespit davasında arabulucuya başvurunun zorunlu olup olmamasının incelenmesinde, ayrıca menfi tespit davasıyla ilgili genel bir açıklama yapılması ve ilgili yasa düzenlemelerin irdelenmesinde de yarar vardır....
tarafından açılan menfi tespit davasını dava şartı kapsamında olmadığının kabul edilmesinin hakkaniyete, eşitliğe ve evrensel hukuk prensiplerine aykırı olduğu, ayrıca 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesinin altıncı fıkrasındaki düzenleme dikkate alındığında menfi tespit davası açıldıktan sonra, borçlu icra tehdidi altında borcu ödemek zorunda kalırsa, menfi tespit davasına aynı dosya üzerinden ve kendiliğinden istirdat davası olarak devam edileceği, menfi tespit davasının bir nevi alacak davasına dönüşeceği, alacak davasının da dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğu, bu durumda eldeki dava menfi tespit davası olarak devam ederken yargılamaya devam edip, istirdat davasına dönüşünce bu dava alacak davasıdır ve dava şartı kapsamındadır demenin hukuk güvenliğini ortadan kaldıracağı, bu nedenle de menfi tespit davalarının da dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü gerektiği, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun (6325 sayılı...
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit KARAR TARİHİ : 07/12/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 07/12/2021 ... Asliye Ticaret Mahkemesinin .... tarih, .... E-K sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde; TALEP: Davacı vekili, müvekkili hakkında icra takibi yapıldığını, bonodaki imzaların davacıya ait olmadığını ileri sürerek, 820.000 TL tutarlı bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; Mahkemece, menfi tespit davasının arabuluculuğa tabi olduğu, arabuluculuk işlemi yapılmadan dava açıldığı gerekçesiyle, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, menfi tespit davalarının zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığını, bu konuda emsal içtihatlar çıktığını belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, bonodan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir....
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit KARAR TARİHİ : 07/12/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 07/12/2021 .... Asliye Ticaret Mahkemesinin .... tarih, ...-.... E-K sayılı dosyasının istinaf incelemesi neticesinde; TALEP: Davacı vekili, müvekkili hakkında icra takibi yapıldığını, senetteki imzaların davacıya ait olmadığını ileri sürerek, senetlerden dolayı borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; Mahkemece, menfi tespit davasının arabuluculuğa tabi olduğu, arabuluculuk işlemi yapılmadan dava açıldığı gerekçesiyle, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, menfi tespit davalarının zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığını, bu konuda emsal içtihatlar çıktığını belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, bonolardan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir....
İİK kapsamında kalmayan menfi tespit davaları da olabileceği için menfi tespit davasının ayrıntılı olarak İİK’da düzenlenmesi de dava şartı arabuluculuk dava şartından muaf olması için yeterli bir dayanak değildir. İİK 72. maddesindeki menfi tespit davasının aynı zamanda yargılama sırasında ödeme üzerine kendiliğinden istirdata dönüşme ihtimali de gözetilmelidir. Diğer taraftan ödeme üzerine açılan menfi tespit davasında hukuki yarar bulunup bulunmadığı da Yargıtay'da tartışmalı bir konudur. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi ödemeden sonra istirdat davası yerine soyut olarak tespitle yetinilmesini istenilmesi özel düzenlemelerden olmadığı gibi genel biçim koşullarına aykırılık oluşturduğundan davanın reddi gerektiği görüşünde (Baki Kuru Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası sayfa 233 ve devamı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 02/02/1999 gün 7417 E, 428K sayılı kararı) iken Yargıtay 11....
Menfi tespit davasında arabulucuya başvurunun zorunlu olup olmamasının incelenmesinde; öncelikle menfi tespit davasıyla ilgili genel bir açıklama yapılmasına ve ilgili yasa düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır....
Menfi tespit davasında arabulucuya başvurunun zorunlu olup olmamasının incelenmesinde; öncelikle menfi tespit davasıyla ilgili genel bir açıklama yapılmasına ve ilgili yasa düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır....
Çünkü menfi tespit davalarında bir miktar alacağın tahsili talebi yoktur. Ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Somut olayda davacı tarafından .... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/... E sayılı dosyasında açılan menfi tespit davasından ... Arabulucuk Bürosunun 2021/... Başvuru Nolu ve 2021/... Dosya Numaralı arabuluculuk tutanağının usul ve yasaya aykırı düzenlenmesi nedeniyle iptalinin talep edildiği, yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere menfi tespit davası açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığı nitekim .... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/... E sayılı dosyasının 1 nolu ön inceleme duruşmasının 6 nolu ara kararında bu hususun açıkça belirtildiği bu itibarla davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmaması nedeniyle açılan davanın usulden reddine, karar vermek gerekmiştir....
Bir an için davacının talebinin kötüniyet şartına bağlı olmayan haksız haciz, haksız ihtiyati haciz vs. nedeniyle maddi tazminat talebi olduğu, BK 49 ve devamı maddeleri çerçevesinde genel hükümlere göre değerlendirilmesi gereken bir tazminat davasının ıslah ile menfi tespit davasının yanına eklendiği düşünülse dahi, bu tür bir maddi tazminat talebinin ıslah ile menfi tespit (borçlu olmadığının tespiti) talebine ve kötüniyet tazminat talebine eklenemeyeceği, çünkü burada özel bir kötüniyet tazminatı (İİK 72/5) düzenlendiğinden genel hükümlere göre açılacak bir tazminat davasının bu davanın konusu olmayıp ayrı bir dava konusu edinmesi gerektiği gözetildiğinde ıslahın geçerli olmadığını, usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla davacının ıslah talebinin reddine karar vermek gerekmiş, ancak davacının ıslah harcı olarak yatırdığı harcın bir kısmı tamamlama harcı olarak kabul edilmek suretiyle dava konusu çekin 22.000,00 TL olduğu ancak dava değerinin dava dilekçesinde 21.380,00 TL olduğu gözetilerek...
Bir an için davacının talebinin kötüniyet şartına bağlı olmayan haksız haciz, haksız ihtiyati haciz vs. nedeniyle maddi tazminat talebi olduğu, BK 49 ve devamı maddeleri çerçevesinde genel hükümlere göre değerlendirilmesi gereken bir tazminat davasının ıslah ile menfi tespit davasının yanına eklendiği düşünülse dahi, bu tür bir maddi tazminat talebinin ıslah ile menfi tespit (borçlu olmadığının tespiti) talebine ve kötüniyet tazminat talebine eklenemeyeceği, çünkü burada özel bir kötüniyet tazminatı (İİK 72/5) düzenlendiğinden genel hükümlere göre açılacak bir tazminat davasının bu davanın konusu olmayıp ayrı bir dava konusu edinmesi gerektiği gözetildiğinde ıslahın geçerli olmadığını, usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla davacının ıslah talebinin reddine karar vermek gerekmiş, ancak davacının ıslah harcı olarak yatırdığı harcın bir kısmı tamamlama harcı olarak kabul edilmek suretiyle dava konusu çekin 22.000,00 TL olduğu ancak dava değerinin dava dilekçesinde 21.380,00 TL olduğu gözetilerek...