İlk derece mahkemesince; "...davacı vekilinin davasını menfi tespit davası olarak açtığı dava açılmazdan önce menfi tespit davası için arabuluculuğa başvurulmamış olduğu anlaşıldığından alacak davalarının 28 Temmuz 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (“Kanun “) ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a (“Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun“), “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile “73/A” maddesi eklendi. Bu maddeyle, parasal sınır olan 11.330 TL ve üzerindeki tüketici uyuşmazlıklarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, menfi tespit, ödenen bedelin ve senetlerin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 8....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 16/09/2022 NUMARASI : 2022/778 ESAS - 2022/648 KARAR DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine Konya 2....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/298 Esas sayılı dosyasında açtığı, davanın kabul edildiğini ve hükmün Yargıtay’ca onanarak kesinleştiğini, davacının alacak talebinde bulunmakta haksız ve kötü niyetli olduğunun anlaşıldığını ileri sürerek 340.072,20 TL’nin %40’ı oranında kötü niyet tazminatının ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/298 Esas, 2009/379 Karar sayılı dosyasında menfi tespit kararının verildiği, 16.12.2009 tarihinden itibaren davalıdan yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının İİK’nun 72/5.maddesinde belirtilen kötü niyet tazminatını ayrı bir dava konusu yapamayacağını, davacının açtığı davada ... Noterliği’nden gönderilen 27.06.2007 tarihli ihtarnamede talep edilen alacaktan dolayı menfi tespit talebinde bulunduğunu, müvekkilinin bunun dışında da alacaklarının bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalı bankanın ......
Kahramankazan Asliye Hukuk Mahkemesince davacının icra takibinden sonra davalıya borçlu olmadığının tespiti talebi ile menfi tespit davası açtığı, icra takibinin İstanbul İcra Dairelerinde yapıldığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesince ise dava konusu uyuşmazlıkta genel yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesi olup, davalının ve davacının yerleşim yerinin Kahramankazan/Ankara adresi olduğu gerekçesiyle karşı yetkisizlik kararı verilmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun 72/son maddesine göre menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının ikametgâhı mahkemesinde de açılabilir. Bu madde hükmüne göre menfi tespit ve istirdat davaları ile ilgili yetki düzenlemesi kamu düzenine ilişkin değildir. Davacı menfi tespit talebi ile Kahramankazan'da dava açmış bu suretle... mahkemelerinin yetkisini benimsemiştir....
TÜKETİCİ HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/144 ESAS (DERDEST) DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : Taraflar arasında derdest davada ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucu verilen ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ön incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu dosya okundu....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/516 KARAR NO : 2022/606 DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 05/08/2022 KARAR TARİHİ : 09/08/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Antalya ... İcra Dairesinin ... Esas sayılı dosyası ile hakkında takip başlatıldığını, itiraz süresini kaçırdığını, senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, kızını ... yazdırırken senet imzalandığını, ...-TL tutarındaki senedin kendisine verilmediğini, davalının senedin karşılığını istediğini, tüm masrafların davalı tarafa yükletilmesine, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır....
Mahkemece, 18.03.2015 Tarih 2014/1160 Esas, 2015/639 Sayılı Karar ile davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 12.04.2016 Tarih, 2015/15728 Esas, 2016/6419 Karar Sayılı ilamında belirtilen, “Dava, İİK'nın 72. maddesi hükmüne dayalı menfi tespit davasıdır. Bu durumda mahkemece davacının borçlu olmadığı miktar saptanarak, menfi tespitine hükmedilmesi gerekirken, davanın niteliği gözardı edilerek olumlu tespit hükmü kurulması usul ve yasaya aykırı olup mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.” şeklindeki gerekçelerle hüküm bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporuna göre, davalının takip tarihi itibariyle 479,55 TL, dava tarihi itibariyle 17.002,19 TL davacıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, zaman aşımına ve faize itiraza dayalı menfi tespit istemine ilişkindir....
Bu nedenle ilk derece mahkemesinin menfi tespit davasında vermiş olduğu arabuluculuk dava şartının bulunmadığından bahisle usulden red kararı yerindedir. Tüm bu nedenlerle davacıların tüm istinaf sebeplerinin esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür....
Somut olayda örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçlulara 19.04.2008 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklının takibin kesinleşmesinden sonra taşınmaz haczi talebine ilişkin 07.08.2008 tarihli işleminden sonra 24.04.2009 tarihinde menkul satış talebine yönelik icra takip işlemi yaptığı her iki talep arasında zamanaşımını kesecek bir işleme rastlanmadığından 6 aylık çek zamanaşımının dolduğu, borçlunun bu tarihten sonra 27.12.2010 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 2011/5 Esas üzerinden menfi tespit davası açtığı, bu davanın 07.05.2011 tarihinde reddedildiği ve 20.06.2013 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Şu hale göre menfi tespit davası açılmadan önce zamanaşımı gerçekleştiği için, menfi tespit davası açılmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır....