Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, şirketin sermaye artırım kararları sonrasında ödemeleri yaptığı, borcu ödemeyen ortakların paylarının dağıtılması sonucu oluşan borcunun ilk iki taksidini ödediği ancak kalan iki taksidinin ödenmediğini, davalı şirket yönetim kurulunun aldığı karar doğrultusunda müvekkilinin sermaye artırımından kaynaklanan apel borcunu ödemesi aksi halde ödenmemiş hisse bedelini şirket ortaklarına dağıtacağını bildirdiğini, müvekkilinin ödeme yapmadığı için ıskat edilmesi ve bu nedenle sermaye artırım borcundan kurtulması gerektiğini, müvekkilinin davalı şirket alacaklıları tarafından İİK'nın 89/1. maddesi uyarınca haciz ihbarnameleriyle sermaye artırım borcu olduğu kabulüyle taciz edildiğini, müvekkilinin itirazının ise icra ceza davalarıyla sonuçlandığını,...

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Davacılar vekili, davalının müvekkillerinin bir dönem ortağı olduğu dava dışı ... Kireç San. A.Ş. hakkında elektrik borcundan dolayı takibe geçtiğini, oysaki müvekkillerinin adı geçen dava dışı şirkete koymayı taahhüt ettikleri sermaye borçlarını yerine getirip şirketteki hisselerini devrettiklerini TTK.nun 269/2.maddesi uyarınca şirket ortaklarının sorumluluğunun taahhüt etmiş oldukları sermaye ile sınırlı olduğunu bu nedenle müvekkillerinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını öne sürerek müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili kurumun elektrik tüketimi nedeni ile davacılarında bir dönem ortağı olduğu dava dışı ......

      Şu halde açıklanan yasa hükümleri gereğince murisin; "ortağı" ve "temsilcisi" olduğu şirketlerin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak "koyduğu sermaye hissesi oranında" doğrudan doğruya; "temsilcisi" olarak da şahsi sorumluğu söz konusudur....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2020/46 Esas KARAR NO: 2021/732 DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 17/02/2020 KARAR TARİHİ : 09/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı - müvekkillerin---- numaralı, ---- adına kesildiğini ancak ---- dosyasındaki icra takibinde ------ imzaya itiraz etmediğini ve takibin kesinleştiğini, İcra dosyasındaki ilgili faturalar incelendiği takdirde müvekkillerin söz konusu fatura ile herhangi bir ilişkisinin olmadığını, Müvekkilinin icra takibine itiraz süresini geçirmiş olduğunu, haksız ve yersiz bir şekilde borçlu durumuna düştüğü dosyaya herhangi bir ödeme yapmadığını, Alacaklı tarafından ise defalarca fiili haciz yapılarak müvekkil zor duruma düşürülerek mağdur edildiğini, Takiple ilgili olarak dosya alacaklısına herhangi bir borcu olmadığının tespiti ve müvekkiller...

          Bu durumda, mahkemece evvela, yukarıda sözü edilen menfi tespit davasının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak davalının davacı şirketten alacaklı olup olmadığı belirlenip, davalının şirketten alacaklı olduğu tespit edilirse davalının alacaklı olduğu miktarın sermaye borcundan mahsubunu talep edebileceği kabul edilerek oluşacak sonuç çerçevesinde davanın esası ve buna bağlı olarak icra inkâr tazminatı bakımından bir karar vermek gerekirken, eksik incelemeye dayalı ve icra inkâr tazminatı yönünden yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış kararın bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 4-Kabule göre de; mahkemece hüküm fıkrasının 6. bendinde davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin 2.010,00 TL olduğu, 7. bendinde de 1.420,85 TL olduğu belirtilmek suretiyle davacı tarafından yapılan yargılama gideri hususunda çelişki yaratılmış olması da doğru olmamış, kararın bu nedenle de davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir...

            Şu halde açıklanan yasa hükümleri gereğince murisin; "ortağı" ve "temsilcisi" olduğu şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak "koyduğu sermaye hissesi oranında" doğrudan doğruya; "temsilcisi" olarak da şahsi sorumluğu söz konusudur....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2022/186 Esas KARAR NO : 2022/174 DAVA : Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 14/03/2022 KARAR TARİHİ : 22/03/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 22/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya karşı kooperatif hukukundan ve kooperatif genel kurulunda alınan kararlardan dolayı sair ödeme ve ek ödeme yükümlülüklerinden kaynaklı fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 60.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL: Dava menfi tespit isteminden ibarettir....

                Şu halde açıklanan yasa hükümleri gereğince murisin; "ortağı" ve "temsilcisi" olduğu şirketlerin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak "koyduğu sermaye hissesi oranında" doğrudan doğruya; "temsilcisi" olarak da şahsi sorumluğu söz konusudur....

                  Şu halde açıklanan yasa hükümleri gereğince murisin; "ortağı" şirketlerin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak "koyduğu sermaye hissesi oranında" doğrudan doğruya sorumluğu söz konusudur. Bu itibarla mahkemece uzman bilirkişi veya bilirkişiler eliyle murisin, "ortağı" olduğu limited şirketlerin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi, amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsili mümkün ise bu halde davacıların borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, aksi halde murisin ölüm tarihi itibariyle tespit edilen terekesinin aktifinin borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, müvekkillerinin ortak murisi ...'ün 26/11/2013 tarihinde vefat ettiğini, murisin mirasının borca batık olduğunu ileri sürerek, muris tarafından kullanılan kredi kartı borcundan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibinde müvekkillerinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, mirasın reddedilmiş sayılması halinde davacıların borçtan sorumlu olmayacaklarını, bu nedenle ayrıca bir menfi tespit talebinde bulunulmasında hukuki yarar olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu