Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkeme, aylık tüketim tespitine ilişkin ve söz konusu kaçak tespit tutanakları kapsamında menfi tespit talepleri yönünden ,ayrıca daha sonra ödenen ve istirdata dönüşen bedeller açısından ayrı ayrı hüküm tespitine giderek ; "1- Davalı ENERJİSA AŞ aleyhine açılan menfi tespit ve istirdat davasının, davalının sıfat yokluğu (pasif husumet) nedeniyle reddine, 2- Davalı AYEDAŞ aleyhine açılan menfi tespit davasının, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, 3- Davalı AYEDAŞ aleyhine açılan istirdat davasının kabulü ile, 10.871,76- TL'nin davalı AYEDAŞ'tan alınarak davacıya verilmesine, 4- Davacının aylık tüketim miktarına ilişkin davalı AYEDAŞ aleyhine açtığı tespit davasının, davalının sıfat yokluğu (pasif husumet) nedeniyle reddine, 5- Davacının aylık tüketim miktarına ilişkin davalı ENERJİSA AŞ aleyhine açtığı tespit davasının HMK'nın 114/1- h maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine" karar vermiştir...

Kişiler Hukuku, Aile Hukuku ve taşınmaz mal ile ayni haklara ilişkin kararlar (HMK 367/2), mahkumiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımları, kira tespit ilamları, menfi tespit davasına ilişkin ilamlar, yabancı mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararlar, Sayıştay kararları, idare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar kesinleşmeden takibe konu edilemezler. Somut olayda, takip dayanağı İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/323 Es.ve 2022/408 Sayılı kararı ile,"Davanın kabulü ile Davacıların İstanbul Anadolu 14.İcra Müdürlüğünün 2017/12812 Es.Sayılı takip dosyasından davalılara borçlu olmadığının tespitine" karar verildiği, yargılama sırasında dava istirdat davasına dönüşmüş ise de, dava tarihi itibariyle talep menfi tespit olduğundan, kesinleşmeden takibe konulamayacağı, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, HMK.355 mad....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin iptali istemine ilişkin davada ...Sulh Hukuk ve ... Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, 05.04.2007 günlü kira sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın kira sözleşmesinin geçersizliğine yönelik olduğu, tahliye isteminin bulunmadığı görevli mahkemenin genel hükümlere göre belirleneceğini gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, açılan davanın kira akdinin iptali, yani akdin feshi olduğu gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda; taraflar arasında yapılmış bulunan 05.04.2007 tarihli kira sözleşmesinin iptali istenmektedir....

      Kira sözleşmesi Kanun hükmü gereği sona ermiş olmasına rağmen davacının taşınmazı kullanmaya devam etmesi taraflar arasında geçerli bir kira sözleşmesi kurulduğu anlamına gelmez. Davalı idarece çekilen ihtarnamede kira sözleşmesinin feshine karar verildiğinden söz edilmesi ve davacıdan sözleşmesinin sona ermesinden sonraki süreçte kira parası adı altında para tahsil edilmesi kira sözleşmesinin sona ermediği ya da yeni kira sözleşmesi kurulduğu anlamına da gelmemektedir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki akdin feshi ve tazminat istemine ilişkin davada ... 11. Sulh Hukuk ve ... 8. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kira sözleşmesine konu taşınmazın kiralayan tarafından kiracının kullanımına uygun bulundurulmaması sebebiyle kira sözleşmesinin feshi ile maddi ve manevi tazminat ve depozito olarak verilen senetlerin iadesi istemine ilişkindir. ... 11....

          Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davacının talebinin akdin feshine ilişkin olduğunu belirtip, kira sözleşmesine dayalı her türlü akdin feshi davasının Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceğini bildirerek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, davacı taşınmazı belli bir süre kullandıktan sonra taşınmazda imara aykırılık bulunduğunu öğrenmesi üzerine davalılara ihtarname keşide ederek imara aykırılıkların giderilmesini istemiş, aksi halde kira sözleşmesinin feshini dava edeceğini bildirmiş, imara aykırılık giderilmediği için iş bu davayı açmıştır. Davacı kira sözleşmesinin baştan beri geçersiz olduğunu ileri sürmemiştir. İmara aykırılığın ortaya çıkması ve kiralananın kullanıma elverişli hale getirilmediği için bu davayı açtığına göre talebi kira sözleşmesinin feshine ilişkin bulunmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın HUMK'nun 8/2 maddesi uyarınca Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

            Kural olarak alacaklıya karşı herhangi bir nedenle borçlu olmadığı bildirilerek menfi tespit davası açılabilir. Ödeme emrine itiraz etmemiş (böylece zamanaşımını ileri sürmemiş) olan borçlu, takip konusu alacağın zamanaşımına uğramış olduğunu bildirerek menfi tespit davası açamaz (Prof. Dr. Baki Kuru, Menfi Tesbit Davası ve İstirdat Davası, Ankara, 2003, Sh 40). Ödeme emrine süresi içerisinde hiçbir itirazda bulunmayarak ödeme emrinin kesinleşmesine sebebiyet veren borçlu, takip konusu alacağın, alacaklının takip talebinden önceki bir tarihte zamanaşımına uğradığından söz ederek menfi tespit davası açamaz. Takip konusu alacağın takibin kesinleşmesinden sonra zamanaşımına uğramış olması halinde ise borçlu, İİK'nın 71, 33-a ve 33. maddeleri uyarınca zamanaşımını ileri sürebilir (Prof. Dr. Timuçin Muşul, İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2014 Sh 149). Somut olayda; Kocaeli 1....

              İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf eden davalı vekili dilekçesinde; davanın reddi gerektiğini, kambiyo senedine dayalı olarak takip başlattıklarını, bilirkişi raporu kabul edilse dahi asıl alacak miktarından düşülerek istirdat kararı verilmesi gerektiğini ileri sürerek yerel mahkemece verilen hükmün kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLER : HMK, TBK ve tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, kiralanan araçtaki hasar bedelinin tahsiline yönelik başlatılan icra takibine yönelik menfi tespit-istirdat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar dairemiz 2020/501- 1040 sayılı ilamı ile kaldırılmış, mahkemece kaldırma kararı sonrası davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı istinaf etmiştir. Davada dayanılan ve hükme esas alınan 06/06/2012 başlangıç tarihli oto kira sözleşmesinin varlığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır....

              Mahkemece, toplanan delillere göre; dava konusu bono bedelinin ödendiği, davalının borç miktarının daha fazla olduğunu ispatlayamadığı, davacının yargılama aşamasında 7.455,96 TL ödemede bulunduğundan davanın istirdat davasına dönüştüğü, dolayısıyla bu bedelin davalıdan tahsiline karar vermek gerektiği, yasa gereği menfi tespit davaları için tazminata hükmedilebileceği, istirdat davalarında tazminata hükmetmenin mümkün olmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile taleple bağlı kalınarak 7.455,96 TL alacağın ödeme tarihi olan 10.05.2010'dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı yan menfi tespit davası devam ederken borcu ödemek zorunda kalmış, işbu menfi tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüşmüştür....

                UYAP Entegrasyonu