Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Menfi tespit davasında arabulucuya başvurunun zorunlu olup olmamasının incelenmesinde; öncelikle menfi tespit davasıyla ilgili genel bir açıklama yapılmasına ve ilgili yasa düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır....

Hukuk Dairesi 'nin 24/05/2021 tarihli, 2020/2891esas, 2021/4366 karar sayılı kararı ve yerleşik uygulamalarında da HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davasının, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemeyeği ve menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi tutulmadığı yönündeki kararları dairemiz tarafından da benimsenmiştir....

Hukuk Dairesi 'nin ............ tarihli,.........esas, ............ karar sayılı kararı ve yerleşik uygulamalarında da HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davasının, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemeyeği ve menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi tutulmadığı yönündeki kararları dairemiz tarafından da benimsenmiştir....

    Mahkemece, takip konusu edilen 24.023,81 TL asıl alacak yönünden menfi tespite karar verilmekle yetinilmemiş, ayrıca 43.263,00 TL asıl alacak ile 1.315,67 TL işlemiş faiz bakımından takibin devamına da karar verilmiştir. Karar bu şekliyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu'nun 26. maddesinde anlamını bulan taleple bağlılık ilkesini ihlal eder nitelikte olup, kesinleşmiş bir icra takibi yönünden dava konusu edilmeyen bir kalemi hükme konu etmek suretiyle infazı kısıtlamıştır. İtiraza uğramamak suretiyle kesinleşmiş ve menfi tespit davasına da konu edilmeyen icra takibi durmuş olmadığından, devamına karar verilemez. Takibin devamına karar verilen hüküm fıkrasının menfi tespit kararını açıklar nitelikte olduğu düşünülebilirse de, verilen karar bir eda hükmü olup, kesinleşmiş ve dava konusu edilmemiş bir icra takibi bakımından ayrı bir eda hükmü oluşturduğundan, bu düşüncenin yerinde olmadığı açıktır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit ve alacak davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı ve davalı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davalı şirket vekili Av. ... ve davacı şirket vekili Av. ... geldiler. Hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağı ve taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi nedeniyle borçlu olmadığının tesbiti istemine ilişkindir.Mahkemece alacağın kısmen kabulüne kısmen reddine, menfi tesbit isteminin reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, bozma gereklerine uygun şekilde karar verilmiş olmasına, ......

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/149 KARAR NO : 2021/830 DAVA : Menfi Tespit ve Alacak DAVA TARİHİ : 01/03/2021 KARAR TARİHİ : 09/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit ve alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ / DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin uzun süreden bu yana boya ve kimya sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, müvekkili şirket yetkilisi ...'ın 25/02/2021 tarihinde, ... Bankası .... Şubesi'nde bulunan ... IBAN numaralı davacı şirket hesabından, şahsi hesabına 35.000,00.-TL havale yapmak istediğini, işlemi internet bankacılığından yaparken kayıtlı işlemler üzerinden seçim yaptığını fakat yanlışlıkla kendi hesabına para göndermek yerine, davalının yine aynı banka ve şubedeki ......

          İcra Dairesi’nin 2013/5766 ve2013/5767 takip sayılı dosyalarındaki alacak miktarını ödemiştir. Davacı vekili ise 16.07.2014 tarihli celsede davacının söz konusu dosyalardaki borcu icra tehdidi altında ödediğini davalarına istirdat davası olarak devam ettiklerini belirtmiştir. Her ne kadar somut olayda, açılan menfi tespit davasında tespit hükmü kurulmuş ise de dava devam ederken borç ödenmekle menfi tespit davasının yukarıda yazılı Kanun hükmü gereği kendiliğinden isdirdat davasına dönüştüğünün gözetilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 07.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146)....

              "...davanın usulden reddine karar..." verileceği hükmünü içerdiği, Menfi tespit davasının bir miktar para yönünden borçlu olunmadığının tespitine yönelik olarak açılan dava türü olduğu, bu davaya karşılık olarak alacaklı tarafından aynı davada karşı dava ile veya ayrı bir dava ile alacak yahut tazminat davası açabileceği, aynı olaya ilişkin karşı dava veya ayrı bir dava yolu ile açılacak alacak yahut tazminat davasının arabuluculuk dava şartına tabi tutulmasına rağmen aynı olaya ilişkin menfi tespit davasının arabuluculuk dava şartına tabi olmayacağının düşünülemeyeceğini; borçlu olmadığı bir parayı ödeyen kişinin açacağı istirdat davası ile ödeme yapmadan menfi tespit davası açan kişinin farklı dava şartlarına tabi tutulmasının da düşünülemeyeceğini; bu nedenle borçlu olunmadığına yönelik olarak açılan menfi tespit davalarının da arabuluculuğa tabi olduğunun kabulünün gerektiği ; Somut olayda açılan davanın arabuluculuk dava şartına tâbi olduğu, gerek dava dilekçesi içeriğinde gerek...

                Esas Sayılı Dosyada DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit ve alacak davasına dair karar, davacı-karşı davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kiracı tarafından kiralayana karşı açılan menfi tespit davasıdır....

                  UYAP Entegrasyonu