Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17.09.2007 gün ve 435-538 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, adi ortaklıktan kaynaklanan hisse değerlerinin tespit ve uyarlama istemine ilişkin bulunduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 27.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki uyuşmazlık, adi ortaklığın feshi ve adi ortaklıktan kaynaklanan cezai şart tazminatı istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 7. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 04/12/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2021/668 Esas KARAR NO:2022/35 DAVA: Menfi Tespit DAVA TARİHİ:14/10/2021 KARAR TARİHİ:17/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/11/2015 tarihinde kurulan... ... Şirketinin kurucularından olan müvekkilinin, arada yaşanan anlaşmazlıklar nedeni ile 02.01.2017 tarihinde şirketin diğer ortağı olan ...'a hukuka uygun bir biçimde hissesini devrederek ortaklıktan ayrılmış olduğunu, ...... ve Limited Şirketi ile davalı ... ... arasında şirketin işyeri güvenlik hizmetinin sağlanması için sözleşme yapılmış olduğunu, ancak müvekkilinin hisse devrini sağladıktan sonra davalı taraf ile bir daha görüşme sağlamamış olduğunu, müvekkili aleyhine bu sözleşmesel ilişkiden kaynaklı olarak .......

        Davacı, bu ortaklıktan kaynaklanan borcun ödenmediğini ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır. Dava, adi ortaklıktan kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkindir. 9.2.2011 gün ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca; Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 günlü ve 2013/1 sayılı kararı uyarınca işbu davada temyizen incelenme görevi 1.2.2013 tarihinden itibaren Yargıtay 3.Hukuk Dairesine verilmiştir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 30.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Asıl dava, adi ortaklıktan kaynaklanan tazminat, karşı dava ise adi ortaklığın feshi ve tazminat istemlerine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 20.03.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Buna göre mahkemece; ispat yükünün davacıda olduğu ve iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinden kaynaklandığı ve davacının ilamsız icra ve itirazın iptali yolu ile davalıya karşı adi ortaklıktan kaynaklanan hak talebinde bulunamayacağı yönündeki yanılgılı gerekçe ile reddedilmiş olması doğru değil ise de sonucu itibariyle karar doğru olduğundan hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....

              "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün ONANMASINA ilişkin olarak daireden verilen 04.10.2012 gün ve 2012/1776-6716 E.K. sayılı ilamın karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava adi ortaklık kâr payının davacıya isabet eden tutarının davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davacının adi ortaklığın tasfiyesini istemediği bu durumda davanın usulen dinlenemeyeceği gerekçesiyle red kararı verilmiş ve dairemizce karar onanmıştır. Adi ortaklığa ilişkin yasal düzenleme BK'nun 530 ve devam eden maddelerinde yer almaktadır. Ortaklığın yazılı şekilde kurulması gerekmediği gibi tasfiye için ayrıca açıkca tasfiye isteminde bulunulması koşulu da yer almamaktadır. Davada adi ortaklıktan kaynaklanan kazanç payı istendiğine göre istemin bu şekli itibariyle taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesininde istendiğinin kabulü gerekir....

                Yukarıda açıklanan madde hükmü ve mahkemenin nitelendirmesi birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlık; Arsa, arsa payı ya da kat karşılığı inşaat sözleşmelerinden kaynaklanmakta olup, Dairemizin görevi alanı içine sadece Adi Ortaklıktan doğan davaların temyiz incelemesinin girdiği, oysa yerel mahkemenin nitelendirmesine göre Adi Ortaklıktan kaynaklanan bir uyuşmazlığın bulunmadığı, bu nedenlerle hükmün temyiz incelemesi görevi; Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı İş Bölümü Kararı uyarınca, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 23. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 29.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Şirketi arasında imzalanan adi ortaklık sözleşmesi uyarınca, davacı tarafından düzenlenen bonoya ilişkin olarak davalılara yapılan ödemelerin, bononun dava dışı şirket tarafından takibe konu edilmesi ve davacının yaptığı ödemelerin mahsup edilmemesi nedeniyle iadesi istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki bu ilişki nedeniyle, davacı tarafından .................... Şirketi aleyhine ... .... Asliye ... Mahkemesinde açılan 2007/1074 Esas (Bozmadan sonra 2011/606 Esası aldı) sayılı menfi tesbit ve istirdat davasında; davacı tarafından yapılan diğer ödemelerin yanında, iş bu davaya konu edilen ....02.2007 tarihli ....000 TL ödeme nedeniyle de borçlu bulunulmadığının tesbiti istenilmiştir. Bundan ayrı, davalılar vekili; davacı ile dava dışı .................... Şirketi arasında imzalanan 01.01.2008 tarihli ve protokol başlıklı belge ile taraflar arasındaki adi ortaklıktan kaynaklanan borç ilişkisinin davacının yapacağı ödemelerin belirlenmesi suretiyle tasfiye edildiğini savunmuştur....

                    Bu sebeple itirazın iptali davası açıldıktan sonra takip konusu borçla ilgili olarak borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Zira menfi tespit davasında ileri sürebileceği borçla ilgili iddiasını itirazın iptali davasında savunma sebebi yapabilmekte ve savunmayla ilgili tüm delillerini gösterebilmektedir. Somut olaya gelindiğinde, davacı kendisi aleyhine itirazın iptali davası açılmasından sonra, itirazın iptali davasına konu faturalardan kaynaklanan cari hesaptan dolayı borçlu olmadığının tespitini ve ödediği 100.000,00 TL’nin istirdadını istediğinden, gerek menfi tespit ve gerekse istirdat talebi yönünden hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler ve olgular gözetilerek davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu