Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki yapılan 6183 sayılı yasadan kaynaklanan tasarrufun iptali davası yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı ... yönünden reddine, diğer davalı yönünden kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; davalı ... tarafından diğer davalı ...'in vergi borcuna istinaden 6183 sayılı Yasanın 79. maddesi gereğince 10/02/2014 tarihli 100.649,64 TL bedelli haciz ihbarnamesinin 3. şahıs konumundaki davacıya gönderildiğini, davacının ihbarnameye 7 günlük sürede itiraz etmediğini belirterek, müvekkilinin ...'e 32.638,00 TL borcu bulunduğunu, 68.011,64 TL borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı idare vekili; bedelin ... Görüntüleme ekranı ile belirlendiğini, davacının mükellef borçlu ...'...

    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile; 12/11/2013 tarih ve 20131108625000015906 sayılı e-haciz bildirisi sebebiyle davalı ... Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne 22.195,00 TL borçlu bulunmadıklarının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 79/4. maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Eldeki dava 6183 sayılı Yasa'nın 79. maddesi hükmüne göre açılmış olup davacı haciz bildirisine süresinde itiraz etmemiş olup davanın açılmasına kendisi sebebiyet verdiğinden yargılama giderleri üzerinde bırakılması gerekir....

      Zira, tahsil edilmesi istenen alacak kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup, sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Yasa'da, İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesine koşut bir hükmün bulunmamış olması karşısında, Yasa'da öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar ve 03.10.2007 gün ve 2007/21-623 Esas, 717 Karar sayılı Kararları). 6183 sayılı Yasa'da menfi tespit davasına, "üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini" düzenleyen 6183 sayılı Yasa'nm 30.03.2006 gün ve 5479 sayılı Yasa ile değişik 79. maddesinde "...Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı,davalı ile aralarında 6183 sayılı yasanın 79. maddesine paralel düzenlemeler içeren bir protokol yaptıklarını,bu protokole göre davalının elektronik ortamda hacizler bildirimleri yaptığını,davalının gönderdiği 05.04.2010 tarihli haciz bildiriminin teknik bir sorundan dolayı 8. günde gönderilebildiğini,borçlunun hesaplarındaki mikatrların haciz bildirimine konu borcu karşılamadığını ancak süresinde bildirimi yapılamadığından 6183 sayılı yasanın 79. maddesine göre menfi tespit davası açılması gerektiğini belirterek; borçlu üçüncü kişi ......

          İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir düzenlemeye 6183 sayılı Kanunda yer verilmemiş olması karşısında, 7 günlük hak düşürücü süreyi geçiren borçlunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit veya alacak davası açma olanağı bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623- 717 ve 26.04.2006 gün ve 2006/21-198-249 sayılı Kararları). Somut olayda, ödeme emirlerinin davacıya 30.07.2013 tarihinde yöntemince tebliğ edildiği dosya içerisindeki tebligat parçalarından anlaşılmaktadır. Dava ise 14.08.2013 tarihinde açılmıştır. Hal böyle olunca da davanın 6183 sayılı yasanın 58. maddesinde öngörülen 7 günlük süre geçtikten sonra açıldığından davanın reddi gerekirken, esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

            Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

              Dava, 6183 sayılı Kanunun 79/4 maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Anılan Kanun maddesinde "Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır" şeklinde ifade edildiği üzere, haciz ihbarnamesine 7 günlük sürede itiraz etmeyen üçüncü kişilerin 1 yıl içinde açacağı menfi tespit davalarının genel mahkemelerde bakılacağı öngörülmüştür. Eldeki davanın bir yıllık süresinde açıldığı görülmüştür....

                Mahkemece yapılan yargılama ve benimsenen 25.03.2014 havale tarihli bilirkişi raporuna göre, davalı bankanın 6111 sayılı Yasadan yararlanmak sureti ile yaptığı ödemenin davaya konu edilen kredi sözleşmeleri nedeni ile kullandırılan kredilerden kaynaklanan taahhüt açığı ile ilgili olduğunun belirlenemediği, davalı bankanın davacının ihracaat taahüdünü yerine getirmediği, maliyeye bildirmediği, bu bildirim yapılmış olsaydı bütün vergilerden davacının sorumlu olması gerekeceği, davalı bankanın icra takibine konu ettiği alacağın taahhüt açığından doğduğunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle menfi tespit talebinin kabulüne ve davalının kötüniyetli olarak icra takibi yaptığının kanıtlanamaması nedeniyle kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporu yetersiz olup hükme esas alınamaz....

                  Dava, menfi tespit ve kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

                    Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “…Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

                      UYAP Entegrasyonu