Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı yasadan kaynaklanan tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı kamu borçlusu ... aleyhine 6183 sayılı yasa gereğince ... takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak mal bulunmadığını ileri sürerek borçluların dava konusu taşınmazlarını 05.08.2009 ve 11.08.2009 tarihlerinde davalı ...'e devrettiğini, bu tasarrufların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., duruşmada satış tarihinde vergi borcu olmadığını ve borcunu ödediğini belirtmiştir. Davalı ..., borçludan alacağı olduğunu ve alacağa karşılık taşınmazların devredildiğini haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

    Davacı vekilince dava Uşak 1 İş Mahkemesine açılmış, Uşak 1 İş Mahkemesinin 2019/28 esas 2019/84 karar sayılı 08/02/2019 tarihli Görevsizlik kararı ile dosya Uşak 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/159 esasına kayıt edilerek 6183 sayılı Yasa madde 79/4 hükmünün bu madde uyarınca açılacak menfi tespit davasının genel mahkemede görüleceğine dair özel düzenlemesi uyarınca görevli ve yetkili Asliye Hukuk Mahkemesinde yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır....

    "İçtihat Metni"Daire : ONUNCU DAİRE Karar Yılı : 1991 Karar No : 1354 Esas Yılı : 1988 Esas No : 891 Karar Tarihi : 10/04/991 SULAMA SUYU BEDELİNE İLİŞKİN, 6200 SAYILI YASADAN KAYNAKLANAN ALACAĞIN ANCAK DSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNCE, 6183 SAYILI YASAYA GÖRE TAHSİL EDİLEBİLECEĞİ HK.< Davacının pamuk ektiği arazisini suladığının tesbit edildiğinden bahisle DSİ ile Belediye arasında yapılan protokol gereğince Belediye payına düşen alacağın tahsili amacıyla davalı idarece düzenlenip tebliğ olunan ödeme emrinin iptali istemiyle açılan dava sonucunda Vergi Mahkemesince Belediye payına düşen alacağın 6183 sayılı yasa hükümleri uyarınca tahsili amacıyla düzenlenip tebliğ olunan ödeme emrinde kanunsuzluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

      Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı Kanun'dan kaynaklanan menfi tespit ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkin davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili; müvekkili şirkete ait işyerinde çalışan dava dışı ...'...

        Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “…Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

          tarafından, davalı ... aleyhine 28/05/2015 gününde verilen dilekçe ile 6183 sayılı Kanundan kaynaklanan menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27/01/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 07/12/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi....

            AŞ vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 22/05/2012 gününde verilen dilekçe ile 6183 sayılı Kanundan kaynaklanan menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07/03/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava tarihinin 22/05/2012 olması gerekirken, 10/09/2015 tarihi olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmekle bozma sebebi yapılmamıştır.Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 12/11/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi....

              Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı, 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı Yasa'nın 8.maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14.maddesi gereğince Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 12.02.2016 gün ve 2016/1 sayılı kararı ile belirlenmiştir. İnceleme konusu karar, 6183 sayılı Kanun'dan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olup belirgin şekilde Dairemizin iş bölümü alanı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının 11/04/2015 tarih ve 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60/2. maddesi gereğince Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'ne gönderilmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 21.04.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....

                Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı kararı, 22 Ocak 2015 tarih 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde ve Yargıtay Kanununda değişiklik yapılmasına dair 6644 sayılı Kanun 29323 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararına göre 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanun uyarınca yapılan takiplerden (Sosyal Güvenlik Kuramunun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsiline ilişkin olarak) kaynaklanan tüm davalar (ödeme emrine itiraz, menfi tespit, haczin kaldırılması, haczedilemezlik), kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz incelemesi Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin görev alanı içerisine girmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu