Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, 6183 sayılı Kanun’un 79. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup, davacı banka, davalı idare borçlusunun kendilerinden herhangi bir alacağının olmadığını ileri sürmektedir. Bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan inceleme sonucunda, bankacı bilirkişiden alınan 09.01.2017 tarihli raporda; dava dışı davalı borçlusu ...ın 22.01.2009 tarihinde davacı banka nezdinde hak ve alacağının olmadığı tespit edilmiştir. Bu halde mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile 6183 sayılı Kanun’un 79. maddesine dayalı menfi tespit istemli davada, davacı tarafa gönderilmiş ikinci haciz ihbarnamesinin bulunmadığı, bu itibarla; İİK 89/3 maddesindeki koşulların oluşmadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

    Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “…Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı yasa kapsamında menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili dava dilekçesinde, dava dışı ...Ltd. Şti ile müvekkili banka arasında 01/12/2011 tarih ve 27/03/2013 tarihinde iki ayrı Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi akdedildiğini, davalı ... Vergi Dairesi Müdürlüğünde 08/01/2013 tarih 20121231625000021781 sayılı ve 04/10/2013 tarih ... sayılı e-haciz bildirileri ile 3360555102 vergi numaralı ...Ltd. Şti.'...

        Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile; 12/11/2013 tarih ve 20131108625000015906 sayılı e-haciz bildirisi sebebiyle davalı ... Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne 22.195,00 TL borçlu bulunmadıklarının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 79/4. maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Eldeki dava 6183 sayılı Yasa'nın 79. maddesi hükmüne göre açılmış olup davacı haciz bildirisine süresinde itiraz etmemiş olup davanın açılmasına kendisi sebebiyet verdiğinden yargılama giderleri üzerinde bırakılması gerekir....

          Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 28.12.2009 gün, 2009/10552-9043 sayılı, 19.Hukuk Dairesinin 14.01.2010 gün 2010/514-101 sayılı, 11.Hukuk Dairesinin 29.09.2011 gün, 2010/877-2011/11207 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanundan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibarıyla hükmün temyiz inceleme görevi 17. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 17.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu daireye gönderilmesine, 09.02.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

            Zira, tahsil edilmesi istenen alacak kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup, sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Yasa'da, İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesine koşut bir hükmün bulunmamış olması karşısında, Yasa'da öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar ve 03.10.2007 gün ve 2007/21-623 Esas, 717 Karar sayılı Kararları). 6183 sayılı Yasa'da menfi tespit davasına, "üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini" düzenleyen 6183 sayılı Yasa'nm 30.03.2006 gün ve 5479 sayılı Yasa ile değişik 79. maddesinde "...Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı,davalı ile aralarında 6183 sayılı yasanın 79. maddesine paralel düzenlemeler içeren bir protokol yaptıklarını,bu protokole göre davalının elektronik ortamda hacizler bildirimleri yaptığını,davalının gönderdiği 05.04.2010 tarihli haciz bildiriminin teknik bir sorundan dolayı 8. günde gönderilebildiğini,borçlunun hesaplarındaki mikatrların haciz bildirimine konu borcu karşılamadığını ancak süresinde bildirimi yapılamadığından 6183 sayılı yasanın 79. maddesine göre menfi tespit davası açılması gerektiğini belirterek; borçlu üçüncü kişi ......

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İstihkak K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanundan kaynaklanan istihkak isteğine ilişkin olup, yargılamanın genel mahkemede yapılmasına göre, dosyanın maddi hata ile Dairemize gönderildiği anlaşılmakla Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (4.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına gönderilmesi için HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 05.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                  İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir düzenlemeye 6183 sayılı Kanunda yer verilmemiş olması karşısında, 7 günlük hak düşürücü süreyi geçiren borçlunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit veya alacak davası açma olanağı bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623- 717 ve 26.04.2006 gün ve 2006/21-198-249 sayılı Kararları). Somut olayda, ödeme emirlerinin davacıya 30.07.2013 tarihinde yöntemince tebliğ edildiği dosya içerisindeki tebligat parçalarından anlaşılmaktadır. Dava ise 14.08.2013 tarihinde açılmıştır. Hal böyle olunca da davanın 6183 sayılı yasanın 58. maddesinde öngörülen 7 günlük süre geçtikten sonra açıldığından davanın reddi gerekirken, esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

                    Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

                      UYAP Entegrasyonu