Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun ilgili hükümleri gereğince malını kaçırdığını, adı geçenin yaptığı tapu satış işlemlerinin iptali için bu davayı açma zorunluluklarının olduğunu belirterek, davalılar arasında yapılan Hatay ili, Dörtyol ilçesi, Özerli Mahallesinde bulunan 168 ada, 23 parsel ve 168 ada, 22 parsel sayılı gayrimenkullerin satış işlemlerinin 6183 Sayılı Yasanın 23, 24 ve devamı maddelerine göre iptaline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; davanın, 6183 Sayılı Yasanın 23, 24 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davasına ilişkin olduğunu, davanın koşulu olan kurum alacağının icra takibi sonucu kesinleşmiş olduğunu, dosyada haciz varakalarının ve tebliğ evraklarının yer almaması ve davacı kurum tarafından sunulan belgelerden anlaşılamaması gerekçe olarak belirtilip davanın reddine yönelik karar verilmiştir. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, 6183 Sayılı Yasaya Dayalı Tasarrufun İptali istemine ilişkindir....

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/12/2019 NUMARASI : 2018/617 ESAS, 2019/344 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) KARAR : Gaziantep 2....

Şti'nin 22.165,60 TL tutarındaki borcu nedeni ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Yasanın 79. maddesine göre müvekkil şirket nezdindeki her türlü hak ve alacaklarına haciz konulduğunu, söz konusu 30/01/2013 tarihli haciz bildiriminin müvekkil şirkete 13/02/2013 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen 7 gün içerisinde müvekkil şirketçe cevap verilmediğini ve 15 gün içerisinde ödeme belgelerinin ibraz edilmediği gerekçesi ile 6183 sayılı Yasanın 79. maddesi gereğince mal yedinde ve borç zimmetinde sayıldığını ve şirket hakkında 6183 sayılı Yasa hükümleri uygulandığını, müvekkili şirkete 13/02/2013 tarihinde tebliğ edildiği belirtilen haciz bildirimi yazısının şirketin eski adresine tebliğ edildiğini, oysaki tebligatın yapıldığı tarihte davacı şirketin adresinin değişmiş olduğunu, bu adres değişikliğinin de Ticaret Sicil Gazetesi'nin 21/12/2012 tarih ve 8198 sayılı nüshasının 881 sayfasında ilan edildiğini belirterek davacı şirketin, Gelir İdaresi Başkanlığı, Hatay Vergi...

    Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesinde ödeme emrine karşı dava açma süresi 7 gün ile sınırlandırmıştır. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297 ve 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı Kararları). Ödeme emrinin iptaline yönelik dava “menfi tespit” niteliğinde olup, maddede belirtilen; “böyle bir borcu olmadığı”, “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” yönündeki iddialar dışında yeni ve ayrı bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir düzenlemeye 6183 sayılı Kanunda yer verilmemiş olması karşısında, 7 günlük hak düşürücü süreyi geçiren borçlunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit davası açma olanağı bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623- 717 ve 26.04.2006 gün ve 2006/21-198-249 sayılı Kararları)....

      Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesinde ödeme emrine karşı dava açma süresi 7 gün ile sınırlandırmıştır. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297 ve 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı Kararları). Ödeme emrinin iptaline yönelik dava “menfi tespit” niteliğinde olup, maddede belirtilen; “böyle bir borcu olmadığı”, “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” yönündeki iddialar dışında yeni ve ayrı bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir düzenlemeye 6183 sayılı Kanunda yer verilmemiş olması karşısında, 7 günlük hak düşürücü süreyi geçiren borçlunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit davası açma olanağı bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623- 717 ve 26.04.2006 gün ve 2006/21-198-249 sayılı Kararları)....

        Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 08/09/2020 tarih ve 2019/34 Esas, 2020/403 Karar sayılı kararın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/(1)-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, B) Esasa ilişkin aşağıdaki şekilde yeni hüküm tesisine: Davanın KISMEN KABULÜ ile; 1- Davacının, T4 18/01/2018 tarih ve 2018011864UAH0000011 sayılı haciz ihbarında bildirilen 140.824,26 TL borcun 98.018,26 TL'lik kısmı bakımından borçlu olmadığının tespitine, kalan 42.806 TL'lik kısım yönünden davanın reddine, 2- Reddedilen 42.806 TL miktar üzerinden 6183 Sayılı yasanın 79/4....

        Davanın yasal dayanağını 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 58. maddesi oluşturmaktadır. Anılan madde ile Kurum alacakları için 6183 sayılı Kanun'un 55. maddesi hükmü uyarınca düzenlenip tebliğ edilen ödeme emirlerine karşı 7 gün içerisinde dava açabilme olanağı bulunmaktadır. Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, “böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. Belirtilen gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğrudur. Ancak davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Yasa'nın 58. maddesinde; itirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağının (asıl kamu alacağının) %10 zamlı olarak tahsil edileceği düzenlenmiştir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki 6183 sayılı Kanundan kaynaklanan menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 23/10/2020 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. K A R A R Dava, 6183 sayılı Kanunun 79. maddesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hükmüne uyulan Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 16/05/2017 tarihli 2015/4291 esas ve 2017/5507 karar sayılı ilamında “5510 sayılı Kanun’un 88....

            a)Dava konusu icra takibi 506 sayılı Yasanın 80.maddesine dayalı olduğu halde,işbu dava 6183 sayılı Yasanın mükerrer 35.maddesine dayalı olarak açılmıştır.Anılan her iki maddedeki sorumluluk şartları farklıdır.506 sayılı Yasanın 80.maddesine göre;sigorta primlerini süresi içinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri ile "tüzelkişiligi haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.6183 sayılı Yasanın mükerrer 35.maddesine göre ise; tüzel kişilerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsili mümkündür. 506 sayılı Yasanın 80.maddesine göre bir .... sorumluluğun bulunması halinde, 6183 sayılı Yasanın mükerrer 35.madde şartları oluşmasa dahi, davalı Kurum'un,davacı aleyhine prim borçlarının tahsili amacıyla...

              a)Dava konusu icra takibi 506 sayılı Yasanın 80.maddesine dayalı olduğu halde,işbu dava 6183 sayılı Yasanın mükerrer 35.maddesine dayalı olarak açılmıştır.Anılan her iki maddedeki sorumluluk şartları farklıdır.506 sayılı Yasanın 80.maddesine göre;sigorta primlerini süresi içinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri ile "tüzelkişiligi haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.6183 sayılı Yasanın mükerrer 35.maddesine göre ise; tüzel kişilerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre .........

                UYAP Entegrasyonu