Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu 6183 sayılı Kanun'un 10. maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir (m.79/4).6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, asıl borçlu yönünden yukarıda açıklanan mevzuat uyarınca ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak açılacak davaların 7 günlük hak düşürücü süre içinde açılması gerekir ise de; 3. şahıslar yönünden dava açmanın aynı süre ile sınırlandırılması aksine bir kuralın gerek 6183 sayılı gerekse 506 sayılı Yasa'da yer almaması nedeniyle doğru değildir.Öte yandan, 3. şahıslar yönünden dava açma süresinin 7 gün ile sınırlandırılması asıl borçlu olmayan, örneğin Kurumun asıl borçlusu olan şirketin yöneticisi olmadığı halde hakkında ödeme emri gönderilen 3. şahısların her nasılsa dava açma...

    Dava 6183 sayılı Yasa’nın 79.maddesine dayalı olarak açılan menfi tesbit davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere ve bozmaya uygun olarak karar verilmiş bulunmasına göre davalı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-6183 sayılı yasanın 38.maddesi ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde 16/06/2009 tarihinde ve 5904 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olmuştur. Ne varki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden ,6100 Sayılı HMK'nin geçiçi 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....

      Dava 6183 sayılı Yasa'nın 79/4. maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır. Anılan yasa maddesinde "Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır şeklinde ifade edildiği üzere, haciz ihbarnamesine 7 günlük sürede itiraz etmeyen üçüncü kişilerin 1 yıl içinde genel mahkemelerde menfi tesbit davası açma hakkı bulunmaktadır." belirtilmiştir. Maddenin uygulanması için ön koşul haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye usule uygun olarak tebliğ edilmiş olması gerekir....

        Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu 6183 sayılı Kanun'un .... maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir (m.79/4). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, asıl borçlu yönünden yukarıda açıklanan mevzuat uyarınca ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak açılacak davaların 7 günlük hak düşürücü süre içinde açılması gerekir ise de; 3. şahıslar yönünden dava açmanın aynı süre ile sınırlandırılması aksine bir kuralın gerek 6183 sayılı gerekse 506 sayılı Yasa'da yer almaması nedeniyle doğru değildir....

          Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 79/4.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un 79. maddenin 3. fıkrasında, "Haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır....

          Bu nedenle eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir. Kabule göre de; 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir”. hükmünü içermektedir. Somut olayda davalı idare yararına anılan yasal değişiklik gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nisbi vekalet ücreti takdiri de doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine ........2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı)....

              Dava, 6183 sayılı Kanun’un 79. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup, davacı banka, davalı idare borçlusunun kendilerinden herhangi bir alacağının olmadığını ileri sürmektedir. Bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan inceleme sonucunda, bankacı bilirkişiden alınan 09.01.2017 tarihli raporda; dava dışı davalı borçlusu ...ın 22.01.2009 tarihinde davacı banka nezdinde hak ve alacağının olmadığı tespit edilmiştir. Bu halde mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile 6183 sayılı Kanun’un 79. maddesine dayalı menfi tespit istemli davada, davacı tarafa gönderilmiş ikinci haciz ihbarnamesinin bulunmadığı, bu itibarla; İİK 89/3 maddesindeki koşulların oluşmadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

                Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 79/4 maddesine dayalı olarak açılan menfi tesbit davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı veklinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı banka, davalı vergi idaresinin kendisine gönderdiği haciz ihbarnamesine 6183 sayılı Yasa'nın 79.maddesin de belirtilen 7 günlük sürede itiraz etmediğinden borç uhtesinde sayılmıştır. Ancak yine anılan yasanın 79/4.maddesine göre 1 yıl içinde genel mahkemelerde menfi tesbit davası açma hakkı bulunduğundan, buna göre davacı eldeki davayı açmıştır. Açılan bu dava davacının hatası sonucu 7 gün içerisinde itiraz etmemesi nedeni ile açıldığı dolayısı ile dava açılmasına kendisinin sebep olduğundan, yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılması gerekirken hatalı değerlendirme ile davalı idarenin de sorumlu tutulması usul ve yasaya aykıdır....

                  Önemle vurgulamak gerekir ki, kanunda da menfi tespit davası açılmasını yasaklayan bir hüküm de bulunmamaktadır (...; Sosyal Güvenlik Kurumunun 6183 Sayılı Yasaya Göre Ödeme Emri Ve İptali Davaları, Sicil İş Hukuku Dergisi, S:31, Yıl:2014, s. 101-102). 6183 sayılı Kanun'da menfi tespit davasına, "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini" düzenleyen 6183 sayılı Kanun'un 30.3.2006 tarihli ve 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde "...Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi hâlinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorunda..." olduğuna ilişkin düzenleme ile üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden öngörülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu