WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur. 6183 sayılı Yasa'nın 79.maddesinin 4.fıkrasına göre herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. 6183 sayılı Kanun'un 79.maddesinin 4.fıkrasında menfi tespit davasında genel mahkemelerin görevli olduğu ifade edilmiş ise de haciz bildirisine konu Kurum alacağı "prime" ilişkin olup Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde uygulanmakta olan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir....

    Ancak bu kısa sürenin geçirilmesi durumunda ayrı bir menfi tespit davası açılıp açılamayacağı 6183 sayılı Kanun'da açıklanmamıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesinde koşut bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, kanunda öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit davası açamayacağını kabul etmek ve sorumlu olmadığı bir borcu ödemeye zorlamak, genel hukuk ilkeleriyle çelişmektedir....

      Mahkemece verilen tensip kararıyla, davacıların gerçek ve tüzel kişi tacir olmalarına rağmen, idari bir birim olan TMSF'ye karşı ve dava konusunda TMSF'nin 6183 sayılı Yasaya dayalı olarak yaptığı ihtiyati hacze karşı menfi tespit davası olup, idari bir işlem olan bu işleme karşı hukuka aykırı veya uygun olup olmadığına ilişkin değerlendirmenin yargı yeri olarak adli yargı değil, idari yargıya ait olduğu gerekçesiyle davanın HMK'nun 114/1-b maddesindeki yargı yolu dava şartı yokluğundan HMK'nun 115/2. maddesi gereğince usulden reddine, davaya bakma görevinin 2577 sayılı Yasanın 2. maddesi uyarınca idari yargıya ait olduğuna karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dava, yerel mahkemenin de açıkça belirttiği gibi İİK'nun 72. maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. Anılan yasa hükmü uyarınca açılacak menfi tespit davalarında adli yargı görevli olup, niteliğine göre davada görevli mahkeme asliye hukuk ya da asliye ticaret mahkemesidir....

        Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanun'da, İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanun'un 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır....

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/356 Esas - 2020/42 Karar sayılı 06/02/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 3- Düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; a)Davacının, davalı T5 aleyhine açtığı 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun'un 79. maddesine dayalı menfi tespit davasının husumet yönünden REDDİNE, b)Davacının, davalı T3 aleyhine açtığı 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun'un 79. maddesine dayalı menfi tespit davasının REDDİNE, c)6183 sayılı Yasa’nın 79/4 maddesinin son cümlesi gereğince ret edilen 1.206.154,16 TL alacağın %10'u olan 120.615,42 TL inkâr tazminatının davacıdan alınarak davalı vergi dairesine verilmesine, ç)Davacının peşin yatırdığı 17.911,40 TL harçtan alınması gereken 179,90 TL harcın mahsubu ile Hazineye gelir kaydına, artan 17.731,5‬0 TL peşin harcın talebi halinde davacıya iadesine, d)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, e)Davalı T3 tarafından yapılan 50,00 TL yargılama...

          Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanun'da, İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanun'un 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır....

            Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, 6183 sayılı Yasanın 79/IV. fıkrası uyarınca menfi tespit davası, adı geçen Yasanın “üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı 79. maddesi uyarınca 3. kişiye çıkartılan haciz bildirisine 79/III. maddesi gereğince 7 günlük süresi içerisinde itiraz etmeyen muhatabın 1 yıllık süresi içerisinde açabileceği bir dava olup, davacı bankaya davalı kurum tarafından tebliğ edilen bildirimin 6183 sayılı Yasanın 62. maddesi gereğince malvarlığı araştırmasına yönelik olmasına, bu aşamada davacının haczedilen her hangi bir malvarlığı bulunmaması da dikkate alındığında hukuki yararının bulunmamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2,75 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 30.5.2012 gününde...

              "İçtihat Metni"Mahkemesi : Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi Dava, haczin kaldırılması ve menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılamada ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemece verilen ilk karar Dairemizin 28.10.2013 günlü 2013/18222E. ve 2013/19349K. sayılı ilamı ile davacının talebinin net olarak belirlenmesi ile davacı hakkında 506 sayılı Yasanın 80. ve 6183 sayılı Yasanın 35. maddeleri bakımından irdeleme yapılması yönüyle bozulmuş ve mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilmiştir....

                Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “…Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

                  Dava 6183 saylı Yasanın 79.maddesine dayalı olarak açılan menfi tesbit davasına ilişkindir. Anılan yasanın ....fıkrası gereğince bu nitelikteki davaların genel mahkemelerde görülmesi gerekmektedir. Öte yandan 6102 sayılı TTK'un 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş ve bu tarihten itibaren açılan davalarda Asliye Hukuk ve Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev itirazı niteliğini almıştır. Görev hususu mahkemece resen dikkate alınması gerekmekte olup, somut olayda dava 04.....2012 tarihinde 6102 sayılı TTK'nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra açıldığından mahkemece görevsizlik nedeniyle HMK 115/....maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Vergi Dairesinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ....03.2017 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu