Bu kapsamda yapılan incelemede davacının istinafa konu davadaki talebi menfi tespit istemine ilişkindir. TTK.'nun 5/a maddesinde ise konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Menfi tespit davaları bu nedenle bu kanun kapsamında değerlendirilemez. Çünkü menfi tespit davalarında bir miktar alacağın tahsili talebi yoktur. Ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Somut olayda davacı tarafından .... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/... E sayılı dosyasında açılan menfi tespit davasından ... Arabulucuk Bürosunun 2021/... Başvuru Nolu ve 2021/... Dosya Numaralı arabuluculuk tutanağının usul ve yasaya aykırı düzenlenmesi nedeniyle iptalinin talep edildiği, yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere menfi tespit davası açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığı nitekim .......
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle; hakkında kesinleşen icra takibi olmaksızın yaşlılık aylığına haciz konulan davacının, menfi tespit isteminin, yaşlılık aylığına konan hacze ve yapılan kesintilerin istirdadı amacına yönelik olduğu anlaşılmakla, yaşlılık aylığına konan haczin kaldırılması ve kesintilerin iadesine karar verilmesiyle birlikte buna ilişkin menfi tespit istemininde kabul edildiğinin; gönderilen herhangibir ödeme emri olmayan 2006/10402 takip sayılı icra dosyasına karşı menfi tespit isteminde herhangibir hukuki yarar olmadığının belirgin olması ile temyiz nedenlerine göre, tüm temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 30.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir. Ancak yukarıda açıklandığı gibi menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır....
Dosyanın ve dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde; Eldeki davanın konusunun bir miktar para olan Menfi Tespit davası olduğu, 7445 sayılı Kanun'un 31....
Davacı taraf, davalıya teminat maksadıyla verilen senetten dolayı menfi tespit isteminde bulunmuş ise de; söz konusu senede yapılan tüm araştırmalara rağmen ulaşılamamıştır. İddia edildiği gibi bir senedin mevcudiyeti davacı tarafından ispat edilemediğinden senede karşı menfi tespit isteminde bulunulmasında güncel bir hukuki yarar bulunmadığı kanaatine varılmış ve davanın reddine karar verilmiştir....
Şti aleyhine icra takibine devam etme veya bu çek nedeni ile herhangi bir talepte bulunma imkanı ortadan kalktığını, Bu bakımdan bu çekten dolayı menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, Bu bakımdan ... Ltd. Şti açısından davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın hukuki yarar olmaması nedeni ile reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Açılan dava, iicra takibine konu çek nedeniyle açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının tespiti için açılan davaya menfi tespit davası denir. Menfi tespit davası, İcra ve İflâs Kanunu’nun İİK 72. maddesinde düzenlenmiş olup borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır....
Menfi tespit davası açan takip borçlusu hakkında yapılan ilamsız icra takibinde takip dayanağı belgedeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek takibe itiraz etmiş ve takibi durdurmuştur. Bu durumda öncelikle takibe itiraz ederek durduran takip borçlusunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı hususu üzerinde durulmalıdır. Zira, hukuki yararı bir dava şartı olup, bir davanın dinlenebilmesi için davacının bu davayı açmakta hukuki bir yararı bulunmalıdır. Menfi tespit davası yönünden hukuki yararı davanın takipten önce veya sonra açılmasına göre farklı değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. İcra takibinden önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borçlu olmadığının hemen tespit edilmesinde korunmaya değer bir hukuki yararının bulunması gerekir....
Menfi tespit davası 6100 sayılı HMK’nın 106. Maddesinde hüküm altına alınmış olup bunun yanında İİK 72. maddesinde icra hukuku açısından özel bir menfi tespit davası türüne yer verilmiştir. HMK 106. Maddesinde ;" tespit davası yoluyla, mahkemeden bir hakkın veya hukuki ilişki- nin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilebilir." 2004 sayılı İİK’nun 72. maddesinde “ Borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.” denilmiştir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi “(1) ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk süresine aşağıdaki hükümler uygulanır.”...
K A R A R Dava, tasarruf teşvik ve nema alacağının tahsiline yönelik icra takibi sonrasında açılan menfi tespit ve takibin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle HMK'nın 115. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. İİK'nun 72.maddesine göre "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir." İcra takibinden önce veya sonra açılan menfi tesbit davasında görevli mahkeme HMK'nın göreve ilişkin hükümlerine göre belirlenir. Uyuşmazlık İş Hukukundan kaynaklanmakta ise menfi tespit isteminin de yine İş Mahkemesinde görülmesi gerekir. Öte yandan 2577 sayılı İYUK'un 2.maddesine göre gerçek kişiler aleyhine idari yargıda idari dava açılması da mümkün değildir....
K A R A R Dava, tasarruf teşvik ve nema alacağının tahsiline yönelik icra takibi sonrasında açılan menfi tespit ve takibin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle HMK'nın 115. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. İİK'nun 72.maddesine göre "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir." İcra takibinden önce veya sonra açılan menfi tesbit davasında görevli mahkeme HMK'nın göreve ilişkin hükümlerine göre belirlenir. Uyuşmazlık ... Hukukundan kaynaklanmakta ise menfi tespit isteminin de yine ... Mahkemesinde görülmesi gerekir. Öte yandan 2577 sayılı İYUK'un 2.maddesine göre gerçek kişiler aleyhine idari yargıda idari dava açılması da mümkün değildir....