ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 05/10/2020 NUMARASI : 2020/108 Esas 2020/425 Karar DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ : 29/03/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 29/03/2021 İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/10/2020 tarih, 2020/108 Esas 2020/425 Karar sayılı dosyası Dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklı menfi tespite ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 21/06/2019 tarih ve 678 sayılı işbölümü kararı uyarınca bu tür uyuşmazlıklar sonucu verilen hüküm ve kararların istinafen inceleme görevi 11. Hukuk Dairesi'ne ait olduğundan Dairemizin görevsizliğine, dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE karar verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE oy birliği ile karar verildi. 29/03/2021...
-TL manevi tazminata hükmedilmesini, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı, Davalının kendisi aleyhine yapmış olduğu icra takibine karşı menfi tespit davası açtığını bu dava sonucunda senette ki imzaların kendisine ait olmadığının tespit edildiğini, hakkında başlatılmış olan takip nedeni ile uğramış olduğu mağduriyetine istinaden Maddi ve Manevi tazminat talebinde bulunmuştur....
Hukuk Dairesinin 2020/85 E. 2020/454 K. sayılı içtihadının bulunduğunu ve içtihatta menfi tespit davalarında arabuluculuğun dava şartı olmadığının belirtildiğinden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; menfi tespit talebine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır....
HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK'nın 32. maddesi uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir....
HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK'nın 32. maddesi uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir....
gerekçesiyle davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 1.074,76 TL bedelli takibin borçlusu olunmadığının tespiti ile 5.000,00 TL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece menfi tespit davasının kabulü, manevi tazminat davasının kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
anlaşılmış, İlk Derece Mahkemesi kararının menfi tespit, istirdat ve takibin iptali yönlerinden kaldırılmasına, dosyanın hesap bilirkişisine tevdii edilip davacının iddiaları ve icra takip dosyası içeriğine göre denetime elverişli rapor tanzimi sağlanarak sonucuna göre bir karar verilmek üzere dosyanın mahalline gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Somut olayda davacı vekili, müvekkilinin ticaretle uğraşmadığını ve çek karnesi ile herhangi bir işinin olmadığını, buna rağmen davacıdan habersiz ...'nin kimliği belirsiz şahıslar tarafından müvekkili adına kurulup işletildiğini, davalı bankanın ... şubesine hesap açtırıldığını, hesap açılışından sonra davalı banka şubesinin ... ismini kullanan kişiye çek karnesi verdiğini, verilen çeklerin 19.10.2007 tarihinden itibaren 33 adedine karşılıksız kaşesinin yazıldığını, bu nedenle müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek, davacının çek karnesinden dolayı uğradığı 8.000.-TL maddi ve 30.000.-TL manevi tazminatın çek karnesinin verildiği tarihten itibaren uygulanacak en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Maddesi ile 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiştir. Yapılan değişiklik ile 7445 sayılı Kanun’un 43/1-a maddesi uyarınca 1 Eylül 2023 tarihinden sonra ticaret mahkemeleri nezdinde açılacak itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında zorunlu arabuluculuğa başvurulmasına gerekli bulunmaktadır....