ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/591 Esas KARAR NO : 2022/644 Karar DAVA : Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Alacak ve Manevi Tazminat DAVA TARİHİ : 14/09/2021 KARAR TARİHİ : 17/10/2022 Yukarıda tarafları yazılı, Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Alacak ve Manevi Tazminat davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı banka ile uzun yıllardır çalışmakta olduğunu, müvekkilinin ticari faaliyetleri sebebiyle yurt dışına gidip gelmekte olduğunu yine bu sebeple iran'da olduğu bir dönem olan 19/03/2019 tarihinde müvekilinin hesabı olmayan ve müvekkili ile alakasız bir şube olan iş bankası kozyatağı şubesinden müvekkilinin hesaplarından yüklü miktar para çekildiği, söz konusu tutarların müvekkilinin yurtdışında olduğu bir tarihte çekildiğini ve müvekkilinin talimatı olmadığı gibi müvekkilinin bilgilendirilmediği ve onayının alınmadığını, paraların çekildiğini fark ettiği...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/6 Esas KARAR NO: 2022/40 DAVA: Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 04/01/2022 KARAR TARİHİ: 25/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin aynı yönde ve aynı davalıya karşı açtığı maddi ve manevi alacak istemli davanın----- sayılı dosyası derdest olarak bulunduğunu, Bu davada faiz alacağı talep isteminin unutulduğunu, Dava konusu yaptıkları------ nolu dosyası ile istirdadına karar verildiğini, Davanın menfi tespit davasından istirdat davasına döndüğü için faiz talep edilip hüküm altına alınamadığını, belirtmiş olduğukları faiz alacağının davanın da icra dosyasındaki faiz alacağı oranından hesap edilerek bulunmasını ve müvekkile ödenmesini talep ettiklerini, bu davanın görülmekte olan ------dosyası ile birleştirilerek görülmesini talep ettiklerini, bu davanın birleştirilmesini istedikleri...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Bankacılık işlemlerinden kaynaklanan 01/07/2016 tarihinde kabul edilip 23/07/2016 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6723 sayılı Yasa'nın 21. maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60. maddesinin 3. fıkrası değiştirilmiştir. Bu düzenlemeye göre, dosya kendisine gönderilen ilgili hukuk dairesi bir ay içinde yapacağı ön inceleme sonucunda işbölümü bakımından kendisini görevli görmez ise gerekçeleri ile birlikte dosyayı bir ay içinde görevli Daireye gönderecektir. Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın bankacılık hukukuna dayalı istirdat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 19. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesine gönderilmesine 31/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra ve İflas Kanunu’nun 72/son maddesine göre menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının ikametgâhı mahkemesinde de açılabilir. Bu madde hükmüne göre menfi tespit ve istirdat davaları ile ilgili yetki düzenlemesi kamu düzenine ilişkin değildir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalıya geçer....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacak olması ve davanın itirazın iptali veya menfi tespit davası olarak açılmamış olmasından kaynaklanmaktadır. Kararın temyiz incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 11. Hukuk Dairesi' ne ait olup, 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 21/2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60/3. maddesi gereğince dosyanın anılan Yüksek Daireye gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 11. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 02/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, yanlar arasında görülüp kesinleşen menfi tespit davası sonucu davacıların davalı şirkete borçlu olmadıklarının anlaşıldığı bu nedenle 3. kişilere ödedikleri miktarı davalıdan talep edebilecekleri, davalının kötü niyetle çekleri ciro ettiği ve davacılar aleyhine 3. kişilerin icra takibi yapmasına neden olduğu bu tutumu ile davacıların manevi vesaiklerine zarar verdiği gerekçesiyle 7.269.661.000 TL ödemenin istirdadına ve 2.500.000.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle görülmekte olan istirdat davasının İİK. 72/VI. ncı hükmüne daha önce açılan menfi tespit davasının devamı niteliğinde olduğu ve menfi tespit davasında verilen menfi tespit ilamının istirdat davasında kesin delil teşkil edeceği (Baki Kuru menfi tespit ve istirdat davası 2003 sh 191) gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamasına...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/565 Esas KARAR NO : 2021/760 DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 09/10/2020 KARAR TARİHİ : 12/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davalının serbest iradesi ile imzalamış olduğu Temel Bankacılık Hizmet Sözleşmesi gereğince kendisine müvekkil banka tarafından ticari segmentli kredili mevduat hesabı açıldığını ve kullandırıldığını, davalının süresinde ödemelerini gerçekleştirmediğinden kredili mevduat hesabı kat edilip buna ilişkin 13/05/2019 tarihli ihtarname gönderildiğini, ihtardan sonra borcunu ödemeyen davalıdan bu kez alacağın tahsili amacıyla .... İcra Müdürlüğü'nün 2019/......
Yapılan inceleme neticesinde; Öncelikle Mahkememizce işbu esasta alınan kök ve ek raporlar birlikte değerlendirildiğinde kredi kullanımında usulsüzlük olmadığı belirlenmiş, bu tespite göre davalı bankanın haksız fiil niteliğinde bir davranışı bulunmadığı belirlendiğinden ve dosya kapsamında da kefil olan davacının kefalet nedeniyle sorumluluğu bulunduğundan, ayrıca davalı bankanın haksız fiil niteliğinde bir davranışı belirlenmediği gibi davacının uğradığını iddia ettiği maddi ve manevi zararlarına ilişkin somut bir belge de bulunmadığından tazminat koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla davacının davalılardan talep ettiği maddi ve manevi zararlarına ilişkin tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş, Mahkememizce bilirkişi heyetinden alınan 2. ek raporuna göre, davalı bankanın takip tarihi itibariyle asıl borçlu ...'den alacağının bulunmadığı belirlendiğinden, kefil olarak davacının da sorumluluğu bulunmadığından .......
Maddi ve manevi tazminat davalarının aynı davalıya karşı birlikte açılması 6100 sayılı Kanunun 110 uncu maddesi bağlamında dava yığılmasıdır. Bu davaların birlikte açılmış olması bağımsız niteliklerine zarar vermeyecektir ve kesinlik sınırının her bir talep için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Somut olayda taraf vekillerinin hükmedilen maddi ve manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının bulunduğu, mümeyyiz davacı aleyhine reddedilen maddi tazminat tutarı (2.000,00 TL) ile davalı aleyhine hükmedilen maddi tazminat tutarının (3.000,00 TL) yukarıda zikredilen Yasa hükümlerine göre temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit-istirdat manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava dilekçesinin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, takibe konulan senetten dolayı borçlu olunmadığının tesbiti ile senedin ve takibin iptali, ödenilen paranın istirdadı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalı davanın reddini istemiştir. Mahkemece, HUMK.’nun 163 maddesi gereğince kesin süre içerisinde adli yardım talebinin reddine yönelik karar uyarınca harcın yatırılmaması karşısında Yönetmeliğin 19. maddesi de dikkate alınarak harcı yatırılmayan dava dilekçesinin reddine, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....