"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. 9.2.2011 gün ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca; Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 günlü ve 2014/1 sayılı kararı uyarınca Banka ve finans kuruluşlarından kullandırılan genel veya ticari kredi sözleşmelerinden kaynaklanan itirazın iptali ve menfi tespit davaları sonunda verilen hüküm ve kararların,temyizen incelenme görevi 19.Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dairemizin görevsizliğine aynı konuda 19.Hukuk Dairesince de görevsizlik kararı verildiğinden görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için dosyanın Başkanlar Kuruluna sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığa GÖNDERİLMESİNE, 19.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. 04.12.2014 gün ve 6572 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 27.maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararı uyarınca Banka ve finans kuruluşlarından kullandırılan genel veya ticari kredi sözleşmelerinden kaynaklanan itirazın iptali ve menfi tespit davaları sonunda verilen hüküm ve kararların,temyizen incelenme görevi 19.Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 19.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.3.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
GEREKÇE: Dava, ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır. Dava dilekçesinin incelenmesinde; davacının ... Bankası ... İzmir Şubesi ile imzalanan genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin teminatı amacıyla davalı banka ile düzenlenen kefalet sözleşmesinden dolayı ... Bankası tarafından kredi alacağı devrolunun ... AŞ.'nin kredi sözleşmesinin ödenmemesi nedeniyle davacı hakkında başlatılan icra takibinden dolayı borcu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası açılmış olduğu, davadaki uyuşmazlığın davalı tarafça temlik alınan kredi sözleşmesinin teminatı olarak davacı ile iş bankası tarafından düzenlenen kefalet sözleşmesinin geçerli olup olmadığı ve bu sözleşme kapsamında davacının davalıya borcu olup olmadığının tespitine yöneliktir....
DAVA : Bankanın Taraf Olduğu Banka Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit ve İstirdat) DAVA TARİHİ : 18/05/2022 KARAR TARİHİ : 21/12/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/01/2023 Mahkememizde görülmekte olan Bankanın Taraf Olduğu Banka Teminat (Garanti) Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı taraf dava dilekçesinde ve açıklama mahiyetindeki 25/05/2022 tarihli dilekçesinde: Dava dışı borçlu ... ... arasındaki kredi sözleşmesi sebebiyle kullandırılan ticari kredide davacının banka görevlisinin yanlış bilgilendirmesi ile kefil olarak imza attığını, ancak davacının eşinin kefalet sözleşmesine muvafakatinin bulunmadığını, geçerli bir kefalet bulunmamasına rağmen davacının kendisini kefil olarak sorumlu görerek kredi borçlusunun ödeme yapmaması sebebiyle bankaca gönderilen 22/02/2018 tarihli ihtarname üzerine bankaya toplam 386.405,00 TL ödeme yaptığını, kefaletin geçersiz olduğunu bilen...
ın dava dışı şirketin genel kredi sözleşmesine olan kefaletinden davayı ipoteğin kaldırılmadığını ileri sürerek ipotek kaynaklı borçlu olmadığının tespiti ve ipoteğin kaldırılması istemiyle eldeki davayı açımştır. Mahkemece davacı ile davalı arasında tüketici-satıcı ilişkisinin olmadığı gerekçesiyle Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir. Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. 9.2.2011 gün ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca; Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 günlü ve 2014/1 sayılı kararı uyarınca Banka ve finans kuruluşlarından kullandırılan genel veya ticari kredi sözleşmelerinden kaynaklanan itirazın iptali ve menfi tespit davaları sonunda verilen hüküm ve kararların,temyizen incelenme görevi 19.Hukuk Dairesinindir....
İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından, mahkemece verilen hükümde istirdat yönünden hüküm kurulurken menfi tespit yönünden hüküm kurulmamasının hatalı olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılması talep edilmiş, İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından ise, istirdat davalarında öngörülen bir yıllık sürenin geçtiği, davacının müteselsil kefil olduğunu, bir kısım takiplerin kapatıldığını, bir kısım takiplerin ise devam ettiğini, müteselsil kefil olmaları nedeniyle davacının tüm borçlardan sorumlu olduğunu, ödenen miktarın davacıdan tahsil edilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını, bu nedenle mahkemece verilen kararın hatalı olduğu, kararın kaldırılması talep edilmiş ise de; Mahkemece taraf delillerinin usulüne uygun olarak toplandığı, değerlendirilerek tartışıldığı, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olmadığı, dosya içerisinde mevcut kredi sözleşmesinin değerlendirilmesine göre TBK döneminde imzalanan kredi sözleşmesinden dolayı davacının müştereken...
Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının alacağın tamamına yönelik talep hakkı bulunmamasına rağmen toplam kredi borcu ve faizi hakkında takip başlattığını, dosyaya borcun ödendiğine dair belge sunulmadığını ileri sürerek mahkeme kararının bozularak davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kredi sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve istirdat istemlerine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427 ncı ve devamı maddeleri 3....
Dava, takipten sonra açılan takibe konu borçtan dolayı menfi tespit istemine ilişkindir. Her ne kadar itirazın iptali ve menfi tespit davalarında takibe sıkı sıkıya bağlılık ilkesi geçerli ise de, davaya konu takip talebinde dayanak olarak gösterilen 11/07/2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin hiç mevcut olmadığı ve taraflar arasında 30/09/2009 tarihli tek bir genel kredi sözleşmesi bulunduğu ihtilafsız olduğundan mahkemece, söz konusu yanlışın maddi hataya dayalı olduğu kabul edilerek işin esasına girilip karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; menfi tespit istemine konu alacağın dayanağının genel kredi sözleşmesi olduğunu, sözleşmenin davalı banka ile akdedildiğini, bankacılık işleminden kaynaklanan uyuşmazlıklarda asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dava; genel kredi sözleşmesinde yer alan kefaletin geçersiz olması sebebiyle genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcu ödeyen kefilin kefile rücu talebiyle başlatılan icra takipleri nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı yan, geçersiz kefaletinin bulunduğu genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmesi üzerine kefilin kefile rücu hakkı kapsamında başlatılan icra takipleri nedeniyle borçlu olmadığını iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur....
Dava, menfi tespit davasıdır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) “Menfi tesbit ve istirdat davaları” başlıklı 72 nci maddesinin sekizinci fıkrası şöyledir: “Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.” 6100 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinde genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu belirtilerek genel yetkili mahkemelerin yetkisi düzenlenmiş olup menfi tespit davalarında yetki kesin değildir.Kesin yetki halinin kuralının bulunmadığı ve birden fazla genel ve özel yetkili mahkemenin bulunduğu hallerde yetkili mahkemeyi seçme hakkı davacıya aittir. Davacı davasını, bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer, davalının bildirdiği yetkili mahkemede davanın görülmesi gerekir....