Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda davalı bankanın dava dışı Mehtap Bayav'dan 04/02/2015 tarih ve 3878 yevmiye no'lu ipotek akit tablosunun "Sözleşme Şartları" başlıklı 1. maddesindeki düzenleme nedeniyle müteselsil kefil sıfatıyla alacaklı olması karşısında işbu dava tarihi itibariyle TMK'nun 883.maddesindeki ipoteğin fekki koşulları gerçekleşmemiştir. Dairemizce TMK'nun 884.maddesi gereğince 06/12/2012 tarihli duruşmada davacı vekiline ipoteğin fekki yönünden borcu ödeyip ödemeyecekleri hususu sorulmuş, davacı vekilince 27/12/2021 tarihli duruşmada ipoteğin fek edilebilmesi için depo yönünden süre verilmesini talep etmedikleri bildirilmiştir. Hal böyle olunca, TMK'nun 883.maddesindeki koşulların gerçekleşmemesi ve davacı yanca aynı Yasanın 884.maddesi gereğince ipoteğin fek edilebilmesi için gerekli işlemin yapılmaması karşısında ipoteğin fekki isteminin reddine karar vermek gerekmiştir....

K.sayılı, 03.03.2020 tarihli ilamı ile "Davacıların dosyadaki diğer talepleri, ipoteğin fekki ve ipoteğin zamanında fekkedilmemesinden kaynaklanan maddi ve manevi zarara ilişkindir. Mahkemece bu taleplerde reddedilmiştir. Ancak ipoteğin fekki talebinin red gerekçesi gösterilmemiştir. Alınan bilirkişi raporunda davalının bayilik sözleşmesinin son yılından kaynaklanan satın alma taahhüdünün ihlali nedeniyle cezai şart alacağı olduğu saptanmış, ipoteğin bu alacağında teminatını oluşturduğu için ipoteğin davalı tarafça fekkedilmemesinin haklı olduğu belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece sonuçta ipoteğin fekki talebinin reddi ve ipoteğin zamanında fekkedilmemesinden kaynaklanan maddi ve manevi zarar oluşmadığı yönündeki kararı doğru ise de, kararın gerekçesinde bu husus belirtilmemiştir....

    K.sayılı, 03.03.2020 tarihli ilamı ile "Davacıların dosyadaki diğer talepleri, ipoteğin fekki ve ipoteğin zamanında fekkedilmemesinden kaynaklanan maddi ve manevi zarara ilişkindir. Mahkemece bu taleplerde reddedilmiştir. Ancak ipoteğin fekki talebinin red gerekçesi gösterilmemiştir. Alınan bilirkişi raporunda davalının bayilik sözleşmesinin son yılından kaynaklanan satın alma taahhüdünün ihlali nedeniyle cezai şart alacağı olduğu saptanmış, ipoteğin bu alacağında teminatını oluşturduğu için ipoteğin davalı tarafça fekkedilmemesinin haklı olduğu belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece sonuçta ipoteğin fekki talebinin reddi ve ipoteğin zamanında fekkedilmemesinden kaynaklanan maddi ve manevi zarar oluşmadığı yönündeki kararı doğru ise de, kararın gerekçesinde bu husus belirtilmemiştir....

      İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemede görülen davanın İİK'nun 72 maddesi uyarınca menfi tespit ve ipoteğin fekki davası olduğunu, dava dışı ...'ın müvekkil Banka ... Şubesinden ticari kredi kullanmış ve söz konusu ticari kredi borcu ödenmiş olmakla birlikte ...'ın eski eşi ...'un müvekkil Banka ... Şubesinden kullanmış olduğu ticari kredilere de müşterek müteselsil borçlu ve kefil olduğunu, davacının müvekkil Banka lehine tesis ettirdiği 195.000,00 TL'lik ipoteğin ...'...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki haciz şerhinin terkini veya ipoteğin fekki ve istirdat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 06.05.2010 gün ve 2010/3318-5317 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve Dairemizce de benimsenen yerel mahkeme gerekçesine göre hüküm usul ve yasaya uygun bulunmuş, temyiz istemi bu gerekçelerle karşılanarak karar onanmıştır. Dairemizin onama ilamında düzeltilmesi gereken bir yön bulunmadığından, HUMK’nun 440.maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin fekki, istirdat talebi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 20.09.2017 gün ve 2015/7080 Esas, 2017/6674 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve Dairemizce de benimsenen mahkeme kararının gerekçesine göre hüküm usul ve yasaya uygun bulunmuş, temyiz istemi bu gerekçelerle karşılanarak onanmıştır. Dairemizin onama ilamında düzeltilmesi gereken bir yön bulunmadığından, HUMK’nın 440.maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

            Borçlunun bir alacaklının kendisinden bir hak veya alacak talep etmesi üzerine ileri sürülen hak veya alacağın doğmadığını ve doğduktan sonra sona erdiğini tespit ettirmek amacıyla açtığı tespit davasına menfi tespit davası denir. Menfi tespit davası icra takibinden önce açılabildiği gibi icra takibinden sonra da açılabilir. Takipten önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmalıdır. (Kuru Baki; İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s 24) Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir....

              GEREKÇE: Dava ve talep , ehliyetsizlik nedeniyle menfi tespit ve ipoteğin fekki davası olup; talep, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibinin tedbiren durdurulması istemine ilişkindir. Menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir koşulları değerlendirilirken İİK 72 maddesi yanında, HMK 389 vd. maddelerinin de gözönünde bulundurulması gerekir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,'' Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır'' düzenlemesini içermektedir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, bayilik ilişkisinden kaynaklanan ve ipotekle teminat altına alınmış alacağa dayalı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Davacılar, alacaklı- davalı tarafından aleyhlerine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapıldığını, borcun teminatı olarak gösterilen ipotekli taşınmazların satılarak paraya çevrildiğini belirterek davalının haksız tahsil ettiği bedellere yönelik istirtad, kesin rehin açığı belgesine dayanılarak yapılan diğer icra takiplerinde ise borçlu olmadıklarına ilişkin menfi tespit istemiştir....

                  Davacı taraf, ipotek takibi başlatıldığında, ipoteğin varlığına rağmen bir borç bulunmadığını, borç mevcut olmamasına rağmen ipoteğin paraya çevrildiğini iddia ederek menfi tespit ve ipoteğin fekkini talep etmelidir. Takip sürerek bu davayı açamayan davacının, takip sonlandıktan ve ipotek paraya çevrilerek alacaklıya ödeme yapıldıktan sonra İ.İ.K. M:72/7 maddesi çerçevesinde istirdat davası açma hakkı doğar. Bu dava da bir yıllık hak düşürücü süreye tabidir. Bu süreyi geçiren borçlunun artık bu takip sebebiyle menfi tespit ve istirdat davası açma hakkı kalmayacaktır. Davacı tarafın haksız paraya çevirme iddiasına esas olan takip 2008 yılında sonuçlanmıştır ki bu husus taraflar arasında ihtilaf konusu değildir. Davacı taraf eldeki davayı 2014 yılında yani hak düşürücü süre dolduktan sonra açmıştır. Davacı tarafın tebligat sorunları ve takibin usulsüz biçimde kesinleştirildiği iddiaları da bu davada dinlenemez. Davacının daha 2010 yılında Ankara 1....

                  UYAP Entegrasyonu