WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davanın menfi tespit davası olarak açıldığı ve talepte hem borç miktarının tespiti hem de ipoteğin kaldırılması talep edilmesine karşın davacıların kullanmış oldukları krediler yönünden hangi miktarda ve hangi sözleşmelere dayalı olarak borçlarının belirtilmediği, dolayısıyla talep sonucunun belli olmadığı, buna göre davacı vekiline dava değeri ve talep sonucu açıkça belirtmek üzere bir haftalık kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde talep sonucu açıklanmadığı gerekçesiyle HMK 119/2 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 18.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Dairemizin görevi ayni hak niteliğindeki ipoteğin mülkiyetinin (menfi tespit içermeyen ipotekler yönünden) uyuşmazlık konusu olmayan davalara bakmak olduğu, bu kapsamda dairemizin *Karz (ödünç) ipoteklerinin kaldırılması, *Mülkiyet hakkına dayalı olup mülkiyeti uyuşmazlık konusu olmayan ipoteklerin yani tapuda lehtarı belli olmayan şerh niteliğinde kalan ve menfi tespit içermeyen ipoteklerin kaldırılması, *İmar mevzuatından kaynaklanan imar ipoteklerinin kaldırılması yönünden açılan davalarda görevlidir. Eldeki dosya yönünden davacılar ipotek borçlusu Halil Kanar'ın ipotek konusu borçtan müteselsil sorumluluğunun bulunmadığını, ipotek alacaklısı ile direk ticari bir ilişkisinin olmadığını, ayrıca ipotek tesis tarihi itibarı ile mesken nitelikteki taşınmazdan faydalandıkları için ipotek borçlusu Halil'in eşi davacı T3 muvafakat alınmadığını, bu hususun HMK 194 maddesine aykırı olduğunu belirterek ipoteğin terkinini talep etmektedir....

    DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takipte ipotek yükümlüsünün borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır. Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir. Davalılardan ... ipotek sözleşmesinin tarafı olmayıp dava dışı ipotek alacaklısı Finans Katılım Bankası A.Ş.'ye ödeme yaparak temlik alan kişi konumundadır. ... Bursa 5. İcra Dairesinin 2016/... sayılı dosyasında alacaklı durumda olup davacılardan ... aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatmıştır. Eldeki davanın açılış biçimi çözümü zorlaştıracak bazı unsurlar içermektedir. Esasen davada ileri sürülen talep, ipotek takibi sebebiyle borçlu bulunulmadığının tespiti ve ipoteğin kaldırılması olduğuna göre davanın tarafları da ipotek yükümlüsü ile ipotek alacaklısından ibaret olmalıdır. Yani davacı ...'in davalı ... aleyhine dava açarak bu taleplerini ileri sürmesi yeterlidir. Ancak davanın daha karmaşık biçimde ileri sürülmesi bazı tartışmaları zorunlu kılmıştır....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, sözleşmeden kaynaklanan menfi tespit ve ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 22.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni" Davacı ....Şti.vek.Av.... ile davalı ....vek.Av.... aralarındaki menfi tespit ve ipoteğin kaldırılması davası hakkında....... 3.Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 14.10.2014 gün ve 2014/537 E.-2014/347 K. sayılı hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu - K A R A R - Heyetçe incelenmesine gerek görülen dava konusu....-... mah. .... pafta, ... ada,... parsel ... arsa paylı, 17 nolu bağımsız bölümün tüm şerhleride ihtiva eden güncel tapu kaydının eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 24.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Tapu kaydına göre dava konusu taşınmazın .... parselde kayıtlı olduğu anlaşıldığından, ipoteğin kaldırılması davasının çözümünde yetkili mahkeme, Ayaş İlçesinin bağlı olduğu Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi'dir. Davacının menfi tespit istemi ile ipoteğin kaldırılması istemi arasında hukuki irtibat bulunmakta olup, usul ekonomisi uyarınca taleplerin birlikte değerlendirilerek sonuçlandırılmasında, hukuki yarar bulunmaktadır. Bu durumda eldeki uyuşmazlığın çözümünde mahkememiz yetkili olmayıp, mahkememizin yetkisizliği nedeni ile davanın usulden reddine, HMK'nın 20. maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde mahkememize başvurulması halinde dosyanın yetkili Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....

            Borçlunun bir alacaklının kendisinden bir hak veya alacak talep etmesi üzerine ileri sürülen hak veya alacağın doğmadığını ve doğduktan sonra sona erdiğini tespit ettirmek amacıyla açtığı tespit davasına menfi tespit davası denir. Menfi tespit davası icra takibinden önce açılabildiği gibi icra takibinden sonra da açılabilir. Takipten önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmalıdır. (Kuru Baki; İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s 24) Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir....

              Borçlunun bir alacaklının kendisinden bir hak veya alacak talep etmesi üzerine ileri sürülen hak veya alacağın doğmadığını ve doğduktan sonra sona erdiğini tespit ettirmek amacıyla açtığı tespit davasına menfi tespit davası denir. Menfi tespit davası icra takibinden önce açılabildiği gibi icra takibinden sonra da açılabilir. Takipten önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmalıdır. (Kuru Baki; İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s 24) Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir....

                Bu durumda da borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Borçlu hem borca hem de rehin hakkına itiraz ederse takip durur. Bu durumda alacaklının takibini dayandırdığı belge 68. madde de sayılan belgelerden ise, itirazdan sonra borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Ancak, alacaklı takibinde 68. maddede sayılan belgelerden birine dayanmıyorsa borçlunun takibe itirazdan sonra menfi tespit davası açmakta hukuki yararı mevcut değildir. Menfi tespit davasının bu nedenle reddi gerekir. SONUÇ: Hukuki yararın 6100 sayılı HMK'nun 114. maddesinde dava şartı olarak düzenlenmiştir. Tespit davalarında hukuki yararın bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Mahkeme tespit davalarında bu arada menfi tespit davasın-da hukuki yararı kendiliğinden araştır ve yarar yoksa menfi tespit davasını bu nedenle reddeder. Menfi tespit davasında davacı dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gerektiğini de ispat etmelidir....

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 16/11/2020 NUMARASI : 2020/301 ESAS 2020/495 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) KARAR : Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili ile davalı T3 vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

                  UYAP Entegrasyonu