Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit- istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, kaçak elektrik ve usulsüz elektrik kullanıldığı gerekçesiyle tutulan tutanaklar ve ceza ihbarnamesi nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespiti ile yapılan ödemelerin ödeme tarihlerinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan istirdatı istemine ilişkindir. Davalı vekili, yetki ilk itirazı ve zamanaşımı definde bulunmuş, esas savunmasında davacının kaçak elektrik kullandığının ... Ölçü ve ...Müdürlüğü' nce tespit edildiğini belirterek, yapılan hesaplamanın doğru olduğunu beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

    Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/297 esasına açılan menfi tespit davası sonucu, takibe dayanak bonolar üzerinde davacıya atfen atılan imzaların davacının eli ürünü olmadığının belirlenmesi üzerine 03/12/2018 gün ve 2017/297 esas, 2018/728 sayılı kararı ile menfi tespit davasının kabulüne ve 586,00 TL kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline dava değerinin miktarı bakımından kesin olarak karar verilmiş, bu karar üzerine davacı eldeki davada haksız icra takibi ve haciz nedeniyle haczedilen menkul eşyaların değerini maddi tazminat, kişilik haklarının zedelenmesi ve uğradığı itibar kaybından dolayı uğradığı manevi zararın tahsilini talep etmiş, ilk derece mahkemesince 1.800,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından manevi tazminat miktarına, davalı vekili tarafından ise maddi ve manevi tazminat kararlarına karşı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. 6100 Sayılı HMK.'...

    Bu durumda davadan önce borcun ödendiği ibranameyi düzenleyen alacaklı vekilinin de kabulünde olduğuna göre artık ödeme yapıldıktan sonra menfi tespit davası değil istirdat davası açılması gerekir. İstirdat davasında ise tazminat konusunda yasal bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Mahkemece bu yön gözetilmeden somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle davalının kötüniyet tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte belirtilen nedenlerle davalının öteki temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Dağıtım A.Ş olduğu, menfi tespit veya istirdat davalarının icra takibinin borçlusu tarafından icra takibinin alacaklısına karşı açılabileceği, bu durumda davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçeleri ile davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava; keşideci tarafından çek lehdarı aleyhine açılmış menfi tespit davasıdır. Her ne kadar yargılama sırasında dava dışı yetkili hamil tarafından davacı aleyhine icra takibine girişilmiş ve takip konusu borcun ödendiği iddia edilerek davanın istirdata dönüştüğü ileri sürülmüş ise de somut olayda davalı tarafından girişilmiş bir icra takibi bulunmadığından bu davanın istirdat davasına dönüşmesi sözkonusu olamaz. Ancak keşideci olan davacı çekin lehdarı olan davalıya karşı İİK.nun 72.maddesine dayanarak menfi tespit davası açabileceğinden işin esasına girişilerek deliller toplanıp hep birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir....

        Mahkemece iddia, cevap ve toplanan deliller doğrultusunda davacının davalıya takibe konu çeke ilişkin olarak 9.000.TL ödeme yaptığı, ancak ödeme tarihleri itibariyle istirdat davasının İİK'nun 72/7. maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre sonunda açıldığı, bu nedenle istirdat davasının dinlenemeyeceği, bu durumun menfi tespit davasını da etkileyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, icra takibi nedeniyle sahtecilik iddiasına dayalı açılan menfi tespit ve ödenen bir kısım paranın istirdatı talebine ilişkindir.İİK'nun 72. maddesinin 7 ve 8.fıkrası "istirdat davasının bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılacağı, bu sürenin borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren başlayacağını" düzenlemektedir. Borcun kısım kısım ödenmesi halinde süre son kısımın ödenmesinden itibaren başlayacaktır(Baki Kuru,İcra İflas Hukuku Ders Kitabı, 9.bası, s.191)....

          Davacı toplam 11.000-TL harca esas değer üzerinden dava açmış, icra dosyasında talep edilen 6.000,00 TL asıl alacak ve 836,00 TL faiz yönünden menfi tespit isteminde ve 5.000,00 TL bakımından manevi tazminat talebinde bulunmuş, 17.04.2014 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce verilen onama kararına karşı davalı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunmuştur. HUMK’un değişik 440/III-1. maddesindeki karar düzeltme ile ilgili parasal sınırın altında olan davalara ait hükümlerin onanmasına veya bozulmasına ilişkin Yargıtay kararları hakkında karar düzeltme yoluna başvurulamaz. Davacı tarafından menfi tespit ve manevi tazminat talebinde bulunulduğu, taleplerin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenlerle davalı vekilinin hükme bağlanan 6.836,00 TL ve 5.000,00 TL ile ilgili karar düzeltme isteminin reddi gerekmektedir....

            Yukarıda yapılan açıklamalar neticesinde menfi tespit davasında arabucuya başvurulmasının dava şartı olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 10/09/2020 NUMARASI : 2014/976 Esas - 2020/390 Karar DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)-İstirdat DAVA TARİHİ: 25/09/2013 DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)-İstirdat DAVA TARİHİ: 10/04/2014 DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)|İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/04/2021 İstinafa konu uyuşmazlığın, İİK'nın 235. Maddesi uyarınca kayıt kabul davasına ilişkin olduğu; Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasındaki iş bölümüne ilişkin; 02/09/2020 tarihli ve 36826 sayılı kararına göre; "2004 sayılı İİK'nın 235. maddesi uyarınca iflas tasfiyesinde düzenlenen sıra cetveline yönelik şikâyet ve davalar (kayıt kabul, kayıt terkini davaları ile sıraya yönelik şikâyetler) sonunda verilen hüküm ve kararlar" ile ilgili istinaf incelemesi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17.-45....

              Kurumu’nun 30.01.2007 tarihli raporuna göre; takip konusu bononun yapılacak işin teminatı olarak verildiği, davacının edimini yerine getirdiği ispat edildiğinden yapılan ödemeler yönünden istirdat, ödenmeyen kısım yönünden ise menfi tespit talebinin kabulüne, davalı alacaklının kötüniyeti ispat edilemediğinden tazminat talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle icra takip dosyasında davacı tarafından davalıya yapılan 393,55 TL. 06.10.2004, 133,45 TL.nin 13.07.2004, 116,50 TL.’nin 09.06.2004, 133,00 TL.nin 12.05.2004, 127,40 TL’nin 01.04.2004, 192,55 TL’nin 10.03.2004 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, kalan miktar üzerinden davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Dava, İİK.’nın... maddesine dayalı menfi tespit talebini de içermektedir. Mahkemece, davacının borçlu olduğu miktar saptanarak ...borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş, borçlu olmadığı miktar belirlenerek menfi tespite hükmedilmediği görülmüştür. Menfi tespit davalarında borçlu olunmayan miktar saptanarak karar verilmesi gerekirken mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi İİK.’nun 72. maddesine uygun olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine,... gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu