Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit KARAR TARİHİ: 03/06/2021 Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Dava, İİK 89/3. maddesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.Davacı vekili tarafından ihtiyati tedbir talebinde bulunulması üzerine mahkemece 09/12/2020 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir isteminin kabulüne karar verilmiş, bu karara yönelik itiraz üzerine 18/12/2020 tarihli ara karar ile İİK 89/3. maddesi uyarınca süresi içerisinde dava açılması halinde cebri icra işlemlerinin dava sonuna kadar duracağı, haciz ihbarnamelerinin tebliğ edilip edilmediği hususunun mahkemece değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir....
Mahkemece, toplanan delillere göre, her nekadar dava menfi tespit davası olarak açılmış ise de talebin şikayet niteliğinde olup başvuru merciinin İcra Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, imza inkarına dayalı menfi tespit davası olup, dayanağını İİK'nın 72. maddesinden almaktadır. İİK'nın 72. maddesinde, borçlunun takipten önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığının tespiti için menfi tespit davası açabileceği düzenlemiştir. İİK'nın 72. maddesi uyarınca açılan davaların genel mahkemelerde görülmesi gerektiği düşünülmeden yazılı gerekçe ile İcra Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/982 Esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açıldığını, yargılama sırasında müvekkillerinin mallarına haciz konulmuş olması nedeniyle borcu cebri icra yoluyla ödediklerini, mahkemece yapılan yargılama sonucunda menfi tespit davasının imza sahteliği nedeniyle kabulüne karar verildiği, müvekkillerinin borcu olmamasına rağmen davalının icra takibine başlayarak ve kötüniyetli olarak müvekkilerini mağdur ettiğini, bu nedenle müvekkillerinin maddi ve manevi zararlarından davalının sorumlu olduğunu, olay nedeniyle müvekkillerinin kişilik hakları ile ticari itibarının zedelendiğini belirterek 30.000,00 TL manevi tazminatın icra takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava; icra takibinden sonra açılan çeke dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Talep ise; 6100 sayılı HMK' nın 209. maddesi uyarınca icra takibinin tedbiren durdurulmasına ilişkindir. Mahkemece; davacı vekilinin hacizlerin kaldırılması ve ihtiyati tedbir talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır. Somut olayda; davalının davacı aleyhine İzmir 21. İcra Dairesi'nin 2020/10605 esas ve İzmir 28. İcra Dairesinin 2021/270 esas sayılı takip dosyalarında iki adet çeke ilişkin takip başlattığı, davacının ise eldeki menfi tespit davasını açtığı ve ihtiyati tedbir kararı talep ettiği anlaşılmaktadır....
Bu kuralın istisnaları da yine yasalarda düzenlenmiş olup: Taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar (HUMK.443/4 m.), Mahkumiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımları, (5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'un 4. maddesi), Kira tespit ilamları (12.11.1979 tarih 1979/1-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı), Menfi tespit davasına ilişkin ilamlar (İİK'nun 72. madde), Yabancı Mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararlar (MÖHUK. 41/2), Sayıştay Kararları (6085 sayılı Sayıştay Kanunu 53. madde), İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar (2577 sayılı İYUK 28/1), kesinleşmeden icra edilemez. Somut olayda, icra takibinin dayanağı olan ... 10....
Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/894 Esas 2008/776 karar sayılı ilamında hükümlülüğün birden fazla suçtan verilen cezalardan oluşması karşısında, en ağır cezayı içeren hükümlülüğün tekerrüre esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “ Ankara 20 Asliye Ceza Mahkemesinin 27 Ağustos 2008 günlü 2008/894 Esas 2008/776 Karar sayılı kararı ile hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını bozmak, mala zararvermek suçlarından 5237 sayılı TCY nın 142/1b, 143. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası, aynı yasanın 116/2-4. maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası, aynı yasanın 151/1. maddesi uyarınca 4 ay hapis cezasının verildiği ..tekerrür koşullarının oluştuğu...
Haciz ihbarnamesi gönderilmesinin usul ve yasaya açıkça aykırı olması sebebiyle, davalıya 89/3 haciz ihbarnamesinden kaynaklanan borçlu bulunulmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 Sayılı HMK'nun 1. Maddesinde; görevin kamu düzenine ilişkin olduğu düzenlenmiş olup, aynı yasanın 114/1-c maddesinde; görevin dava şartı olduğu belirtilerek, görevli olup olmadığını davanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hükmüne yer verilmiştir. Dava; dava İcra ve İflas Kanunu'nun 89. Maddesinden kaynaklanan bir menfi tespit davasıdır. Haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2016/3568 E. Ve 2016/6425 K. sayılı kararında da bu husus açıkça ortaya konmuştur....
Borçlunun, hakkında henüz ... takibi başlamadan önce de yapılabilecek olası bir takibi düşünerek, kendisini bir borçla tehdit eden kimseye karşı “böyle bir borcu bulunmadığının saptanması” için dahi menfi tespit davası açabileceği kabul edilmişken, hakkında yürümekte olan bir ... takibi olan borçlunun, bu davayı açmasında hukuki yararının bulunduğunda hiç kuşku olmadığı gibi, böyle bir davayı açmasına da hiçbir hukuki engel bulunmamaktadır. Alacaklının elinde İİKnun 68. maddesinde sayılan belgeler bulunmaması, borçlu hakkında başlattığı ... takibine, borçlunun itiraz etmek suretiyle takibi durdurması da borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını kabule yeterli olmayıp, bu halde dahi borçlu borç tehdidi altında .../... olup, bu nedenle de menfi tespit davası açmakta hukuki yararı vardır....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, uçak kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, ilk olarak İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2004/129 Esas sayılı dosyasında yargılama yürütülmütür. Davalı kiralayanın da sözleşmedeki edimlerin hiç ve gereği gibi yerine getirilmediği iddiasıyla davacı KTHY aleyhine İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2004/894 Esas sayılı dosyasında dava açtığı, eldeki 2004/129 Esas sayılı dosyanın, 2004/894 Esas sayılı ile dosya ile birleştirildiği ve yargılamanın 2004/894 Esas sayılı dosya üzerinden yürütüldüğü, sonrasında mahkemenin 11/04/2022 tarihli kararı ile birleşen 2004/129 Esas sayılı dosyanın tefrik edildiği görülmektedir. Ancak tefrik edilen işbu dosyada, asıl ve birleşen dosyanın birlikte görüldüğü esnada dosyada yer alan bilgi, belge, bilirkişi raporları gibi evraklar yer almadığı gibi bu evrakların tamamı UYAP sisteminde de kayıtlı değildir....
İnceleme konusu Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar, İİK'nun 89. maddesinden kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkin olup, yukarıda sözü edilen Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu ... Bölümü kararına göre, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevi içine girmektedir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60. maddesi gereğince dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 09/12/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....