Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: Dava, İİK'nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, takibe konu bonodaki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunarak, başlatılan icra takibinin tedbiren durdurulması talebinde bulunmuş; davalı taraf iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, "Davanın, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu, İİK 72/3.maddesindeki 'İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez.' hükmü gereğince ihtiyati tedbir talebinin reddine" karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....

    Bu anlamda uyuşmazlık ticari bir uyuşmazlık değil takip hukukundan kaynaklanmakta olup, İİK'nın 89. maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleridir. "(...) Dava, İİK'nın 89. maddesi kapsamında menfi tespit davasıdır. Taraflar arasında 3. kişi olan davacıya, davalı alacaklının talebiyle İİK'nın 89. maddesine dayalı 3 adet ihbarname gönderildiği ve 1. ve 2. ihbarnameye süresinde itiraz edildiği anlaşılmıştır. Ancak davacı şirketin icra takip borçlusuna herhangi bir borcu bulunmadığı ileri sürülerek İİK'nın 89/3. maddesi gereğince dava açılmış olup, davacı şirket ile davalı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmamaktadır. Bu anlamda uyuşmazlık ticari bir uyuşmazlık değil takip hukukundan kaynaklanmakta olup, İİK'nın 89. maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleridir (Yargıtay ----....

      SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMKnun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMKnun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİKnun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 06.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/307 Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, müvekkilinin haciz tehdidi altında olduğundan dosya borcunun tamamı yatırıldığını, dosyadaki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı alındığını, menfi tespit davasının henüz kesinleşmediğini, yatırılan teminatın itirazın iptali davasına ilişkin olmadığını, teminatın menfi tespit davasına ilişkin olduğunu ve menfi tespit davası kesinleşmediğinden teminatın alacaklıya ödenmemesi yönündeki icra işlemi yerinde olduğunu, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; dosya kapsamında iadesi istenen teminatın Antalya 2....

        CEVAP: Davalı vekili cevabında; müvekkilinin dava konusu çekte meşru ve iyi niyetli hamil olduğunu, TTK.nun 687.maddesi ile 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring Ve Finansman Şirketleri Kanununun 9/3.maddesi gereğince senet borçlusunun, senet lehdarı ile aralarında var olan ilişkiye dayanan def'i leri müvekkili şirkete karşı ileri süremeyeceğini, ispat yükünün davacıda olduğunu, imza incelemesi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava; icra takibine dayanak çekteki imzanın sahte olduğu iddiasına dayanarak, borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin İİK.nun 72/3.maddesine göre açılmış Menfi Tespit davasıdır. 2004 sayılı İİK’nın 72.maddesi gereğince; Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. Davalının ... 36....

          Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur" şeklinde düzenleme içermektedir. Somut uyuşmazlıkta davanın, İİK'nın 89/3. maddesi uyarınca açılan menfi tespit davası olduğu ve bu madde kapsamında takibin durmasına ilişkin özel düzenleme bulunduğu halde mahkemece yanılgılı olarak davacının ihtiyati tedbir talebinin İİK'nın 72. maddesine göre değerlendirme yapılarak karara bağlanması doğru olmamıştır....

            Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.İİK 72. maddesi gereğince ihtiyati talep eden geçici hukuki koruma kararlarının genel olarak düzenlendiği HMK hükümleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilebilmesinin koşulları kapsamında haklığının yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.İcra ve İflas Kanununun 72/2. maddesine göre, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir sadece icra takibinden önce açılan bir menfi tespit davası olması halinde verilebilecek bir tedbir olup, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilemez. Menfi tespit davasının icra takibinden sonra açılması durumunda ise ancak İİK 72/3. maddesi uyarınca icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin tedbir verilebilir....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2018/1038 Esas KARAR NO:2021/263 DAVA:3.Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit DAVA TARİHİ:09/11/2018 KARAR TARİHİ:26/03/2021 Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, İİK 89.mad gereğince davacı banka genel müdürlüğüne tebliğ edilen birinci haciz ihbarnamesine süresi içerisinde itiraz edildiğini, buna rağmen alacaklı tarafın talebi ile ....İcra Müdürlüğünce davacı bankaya ... haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiğini, davalının alacaklısı olduğu icra takip dosyasından davacı banka müdürlüğüne 12/09/2018 tarihinde bircin haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiğini, borçlu ...'...

                İcra Dairesi’nin 2014/893 esas sayılı dosyası ile katılan aleyhine icra takibine koyduğu, sanığın bu şekilde atılı suçları işlediği iddia edilen olayda; Sanığın savunmalarında atılı suçlamayı kabul etmediği, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nün 20/03/2014 tarihli uzmanlık raporu içeriğine göre, suça konu senetler üzerindeki keşideci imzalarının katılan ve sanığa aidiyeti hususunda müspet veya menfi yönde bir beyanda bulunulamadığı, senetlerde tahrifat yapıldığını gösterir herhangi bir bulgunun tespit edilemediği anlaşılmakla; sanığın atılı suçları işlediğine dair, mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

                  Borçlunun, hakkında henüz ... takibi başlamadan önce de yapılabilecek olası bir takibi düşünerek, kendisini bir borçla tehdit eden kimseye karşı “böyle bir borcu bulunmadığının saptanması” için dahi menfi tespit davası açabileceği kabul edilmişken, hakkında yürümekte olan bir ... takibi olan borçlunun, bu davayı açmasında hukuki yararının bulunduğunda hiç kuşku olmadığı gibi, böyle bir davayı açmasına da hiçbir hukuki engel bulunmamaktadır. Alacaklının elinde İİKnun 68. maddesinde sayılan belgeler bulunmaması, borçlu hakkında başlattığı ... takibine, borçlunun itiraz etmek suretiyle takibi durdurması da borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını kabule yeterli olmayıp, bu halde dahi borçlu borç tehdidi altında .../... olup, bu nedenle de menfi tespit davası açmakta hukuki yararı vardır....

                    UYAP Entegrasyonu