Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesinin son fıkrasında düzenlendiğini, -----takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.” bu düzenlemeye göre, icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında yetkili mahkeme Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6. maddesi uyarınca davalının ---- bulunduğu yer mahkemesi olduğunu, icra takibi açıldıktan sonra menfi tespit davası açılırsa bu durumda borçlu, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde ya da alacaklının----yer mahkemesinde menfi tespit davası açabileceğini, davacı taraf dava dilekçesinde müvekkili ------ olduğunu, diğer davalı ----- takibinin başlatıldığı yer ------ davacı tarafından açılan davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetki itirazının HMKmd.116 gereğince ilk itirazlardan olduğu, HMK madde 117 gereğince ön sorun olarak ele alınarak karar verilmesi gerektiği açık olduğunu, dava konusu çeklere ilişkin tüm ----, icra takibine karşı davacı borçlu yan tarafından yetki itirazında bulunulmadığını...

    YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, takibin Nedim Arslan tarafından başlatıldıktan sonra davacının bu kişi aleyhine menfi tespit davası açtığını, bu dava devam ederken Nedim Arslan'ın alacağı dava dışı İmat Güven'e devrettiğini, ancak davacının davayı alacağı devreden şahsa karşı tazminat davası olarak sürdürdüğünü, bu durumda borcun varlığı yokluğuna ve maddi vakıalara ilişkin olarak ileri sürülen tüm hususların menfi tespit davasında değerlendirildiğini, aynı konuların dar yetkili icra mahkemesinde dinlenemeyeceğini, anılan davada verilen ihtiyati tedbirin davanın karara bağlanmasına kadar devam ettiğini, davacı tarafından da takip kapsamında açılan birden fazla şikayet ve dava bulunduğunu, bu şekilde 21/02/2012 ile 05/03/2021 tarihleri arasında çeşitli sebeplerle zamanaşımının sürekli olarak kesildiğini, menfi tespit davasında verilen karar kesinleşinceye kadar zamanaşımının işlemeyeceğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

    Talep, icra takibinin tedbiren durdurulması talebinden ibaret olup, davacı eldeki menfi davasında; davacının senedin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetine sahip olmadığını, senetteki imzanın davacıya ait olmadığını iddia etmiş, Mahkemece; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyeceği gerekçesiyle bu yöndeki tedbir talebinin reddine, İİK'nun 72/3.maddesi uyarınca teminat karşılığında, icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesine hükmedilmiş, karar yukarıda belirtilen nedenlerle talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Eldeki dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İİK'nun 72.maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemez. İcra takibinin niteliği önem taşımamaktadır....

      Talep, icra takibinin tedbiren durdurulması talebinden ibaret olup, davacı eldeki menfi davasında; davacının senedin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetine sahip olmadığını, senetteki imzanın davacıya ait olmadığını iddia etmiş, Mahkemece; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyeceği gerekçesiyle bu yöndeki tedbir talebinin reddine, İİK'nun 72/3.maddesi uyarınca teminat karşılığında, icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesine hükmedilmiş, karar yukarıda belirtilen nedenlerle talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Eldeki dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İİK'nun 72.maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemez. İcra takibinin niteliği önem taşımamaktadır....

      Davacı menfi tespit istemiyle dava açmış, dava dilekçesinin sonuç kısmında takibin iptaline ve durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 17/01/2022 tarihli ara karar ile İİK 72/3. Maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulması yönünde tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına yönelik talebi reddetmiştir. Dosya kapsamından uyuşmazlığın davacının kullanmış olduğu kredi kartı borcundan kaynaklandığı görülmektedir. Bu haliyle taraflar arasındaki ilişkinin 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığı ve tüketici mahkemelerinin görevli olup olmadığı hususunun ilk derece mahkemesince değerlendirilmesi gerekmektedir. İİK 72. Maddesi; "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir....

        Bu bildirimi alan üçüncü şahıs icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur." düzenlemesine yer verilmiştir. Dava İ.İ.K.’nun 89/III maddesine istinaden gönderilen haciz ihbarnamesi nedeniyle ihbarnameye muhatap olan üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit davasıdır. İhbarnamenin gönderildiği takip, davalı alacaklı tarafından, takip borçlularına karşı kambiyo senedine istinaden yapılmış bir takiptir. Bu itibarla ticari iş niteliğindeki takip dosyasından gönderilen ihbarnameye karşı açılan menfi tespit davasının İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerekir. (Yargıtay 19....

          Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/575 Esas sayılı Menfi Tespit davasının derdest olduğunu, takibe konu senedin teminat niteliğinde olup alacaklının menfi tespit davasına verdiği cevap dilekçesinde bu durumu kabul ve beyan ettiğini, bu nedenle icra takibinin durdurulması talep ettiklerini, icra müdürlüğünce talebin reddine karar verildiğini, bedelsiz senedi kullanmak suçundan C. Savcılığına suç duyurusunda bulunduklarını belirterek, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin menfi tespit davası sonuçlanmadan dosyada alacaklı tarafından yapılacak icrai işlemlerin müvekkilinin geri dönülmesi imkansız zararlarına sebep olacağından muhtemel satış işlemlerinin tedbiren durdurulmasına, icra müdürlüğü tarafından verilen 11/10/2018 tarihli kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

          Çünkü menfi tespit davalarında bir miktar alacağın tahsili talebi yoktur. Ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Somut olayda davacı tarafından .... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/... E sayılı dosyasında açılan menfi tespit davasından ... Arabulucuk Bürosunun 2021/... Başvuru Nolu ve 2021/... Dosya Numaralı arabuluculuk tutanağının usul ve yasaya aykırı düzenlenmesi nedeniyle iptalinin talep edildiği, yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere menfi tespit davası açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığı nitekim .... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/... E sayılı dosyasının 1 nolu ön inceleme duruşmasının 6 nolu ara kararında bu hususun açıkça belirtildiği bu itibarla davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmaması nedeniyle açılan davanın usulden reddine, karar vermek gerekmiştir....

            Dava, ödünç sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle İİK m. 72 uyarınca açılan menfi tespit davası olup, davacı vekili menfi tespit istemiyle birlikte icra takibinin tedbiren durdurulmasını talep etmiştir. Mahkemece icra takibi başlatıldıktan sonra takibin durdurulamayacağı, ancak icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde ihtiyati tebdir kararı verilmiş, itirazın reddedilmesi üzerine de istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddia, savunma, dosya kapsamı ve istinaf nedenleri doğrultusunda İİK 72. maddesi kapsamında verilen ihtiyati tedbir kararında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir....

            göre davalı kurumun 893 parsel nolu taşınmazı kamulaştırdığı ve bedelini 893 parsel nolu taşınmaz maliki dava dışı Zeynel Abidin Çelebi'ye ödediği, 893 parsel nolu taşınmazın yol yapılmak suretiyle kamulaştırıldığı ve taşkın durumda bulunan dava konusu idari binanın da kamulaştırma konusu edildiği, kamulaştırma dosyasında yapılan incelemede idari binanın tüm alanı olan 120,00 metrekarenin bedelinin hesaplanarak ödeme yapıldığı, dava konusu binanın fen raporunda A olarak adlandırılan kısmının kamulaştırılan dava konusu 893 parsele taşkın yapı olduğu, bu nedenle davalı kurumun 893 parseli kamulaştırması esnasında binanın tamamının yıkıldığı anlaşılmıştır....

            UYAP Entegrasyonu