Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kesinleşen idari para cezasına karşı İş Mahkemesinde menfi tespit ve itiraz davası açılamaz....

    Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....

      V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ: Dava, Kurum işleminin ve ödeme emrinin iptali ile borçlu olunmadığının tespiti ile kesintilerin iadesi istemine ilişkindir. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunludur....

        Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....

          Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerekçelere göre davalı Kurum vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bentler dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 1) 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....

            Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....

              nin prim borcundan dolayı borç dönemi 2014/5 olan asıl ve gecikme zammı borç toplamı 1.604.00,00 TL olan ödeme emrinin yönetim Kurlu üyesi ve telsim ve ilzama yetkili kişi olmasından dolayı müteselsil sorumluluğundan dolayı davacı adına ödeme emri düzenlendiği, davacı tarafından; 2014/5 döneminde şirketin prim borcunun ödeme emrinde belirtilen kadar olmadığı, ödeme emrinin 6183 sayılı Kanunun 55'nci maddesinde düzenlenen unsurları taşımadığı,bu sebeple ödeme emrinin iptaline ilişkin işbu davanın açıldığı, Dairemiz geri çevirme kararı sonrasında Kurum tarafından mahkemeye gönderilen cevabi yazıda; davacı hakkında yapılan takibin ve ödeme emrinin bulunmadığı,prim borçlusu şirket tarafından prim borçlarına ilişkin yapılandırma yapıldığı,borçların ödenmemesi üzerine yapılandırmanın bozulduğu, bozulma neticesinde prim borçlusu şirket hakkında yapılan takiplerdeki borçların birleştirilerek takip kartı numarası yazılmak suretiyle borç miktarının ödenmek üzere davacıya tebliğe çıkarıldığı, tebligat...

                Prim borçlusu olan limited şirket takip edilip alacağın tahsil edilip edilmeyeceği tespit edilmeden şirket ortağının sorumluluğu doğmaz. O hâlde açılan davanın takip öncesi açılmış menfi tespit davası olduğu bir an için düşünülse dâhi bu aşamada borçlu ortağa karşı bir icra tehdidi olmadığından menfi tespit davası açılmasında güncel ve korunmaya değer bir hukuki yarar bulunmamaktadır. Kaldı ki davacının dava dilekçesinde talebi menfi tespit olmayıp ödeme emirlerinin iptalidir. Davacı 13.7.2015 tarihli temyiz dilekçesinde açtığı davanın menfi tespit olmayıp ödeme emrinin iptali davası olduğunu açıkça belirtmiştir. Ancak davacının borçlu olarak yer almadığı ödeme emri tebligatların kendisine yapılması nedeniyle açılan davanın menfi tespit değil ödeme emri tebligatının iptali olarak nitelendirilmesi bu istem süreye bağlı olmadığından işin esasına girilerek tebligatların iptali ile yetinilmesi gerekmektedir....

                  "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, menfi tespit ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde yetkisizlik nedeniyle dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilâmına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 06.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 12/04/2016 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; ihtiyati tedbir talebinin, takip konusu bedelin davacı tarafça icra veznesine yatırılması karşılığında kabulüne dair verilen 27/05/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, menfi tespit, ödeme emrinin iptali ve takibin durdurulması ile ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. Mahkemece ara karar ile takip konusu asıl alacağın davacı tarafça icra veznesine yatırılması şartıyla ihtiyati tedbir isteminin kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu