Şti. aleyhine açtığı menfi tesbit dava dosyası birleştirilmiştir. Davalı Andaç Tavukçuluk San. Tic. Ltd. Şti. cevap vermemiş, diğer davalılar davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece İİK.nun 280/son maddesi uyarınca yapılan tasarrufun iptali ile davacıya cebri icra hakkı tanınmasına, menfi tesbit davasının ise reddine karar verilmiş, hüküm davacı Gedik Tavukçuluk ve Tarım Ürünleri Tic. San. A.Ş. vekili tarafından vekalet ücretine yönelik olarak ve Platform Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı Gedik Tavukçuluk ve Tarım Ürünleri Tic. San. A.Ş. tarafından İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali davası açmış olup, Platform Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. ise diğer davalı Andaç Tavukçuluk San. Tic. Ltd. Şti.nin borçlu olmadığına ilişkin açtığı menfi tesbit davaları birleştirilerek görülmüştür....
Birleşen dosyanın davacısı asıl dosya olan itirazın iptali davasında davalı olarak borçlu olmadığının ispatı hususunda delillerini sunarak kendini savunabileceğinden daha sonra aynı istemde menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Dosya içeriğinden, davalı kooperatifin, aidat alacağının tahsili amacıyla davacı ortakları aleyhine takip başlattığı, davacıların itirazı üzerine duran takiplerin canlandırılması amacıyla eldeki menfi tespit davasından önce davalı kooperatifçe davacı ...aleyhine ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/98 Esas, davacı ... aleyhine aynı mahkemenin 2009/100 Esas sayılı dosyalarında itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır. Davacılar, eldeki itirazın iptali davasında, takip konusu dosyalardaki borç nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini istemektedirler. İlamsız takibe karşı süresinde itirazda bulunan borçlunun itirazı üzerine takibin durmuş olması nedeniyle buna rağmen menfi tespit davası açmada hukuki yararı yoktur. Keza, alacaklının itirazın iptali davası açmasından sonra da borçlunun menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmamaktadır. Çünkü, borçlu açılacak veya açılmış olan itirazın iptali davasında borçlu olmadığına dair savunmalarını ileri sürme olanağına sahiptir....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların ilamsız takibe yaptıkları itiraz üzerine itirazın iptali davası açıldığını bu nedenle davacıların menfi tespit davası açmakta hukuki yararları bulunmadığını, sözleşmelerin geçerli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 12.02.2019 tarih, 2018/365 E. ve 2019/69 K. sayılı kararıyla; taraflar arasında görülmekte olan Çorum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/630 E. sayılı dosyasında itirazın iptali talep edildiği, itirazın iptali davasının 24.05.2016 tarihinde açıldığı bu menfi tespit davasının ise 25.01.2017 tarihinde itirazın iptali davasından sonra açıldığı anlaşıldığından hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
(yenileme sonrası ... takip sayılı dosya) sayılı dosyasına ilişkin olarak takip borçlusu tarafından borcunun bulunmadığı vakıasına dayanılarak menfi tespit talebinde bulunulduğu, daha önce itirazın iptali davasına konu edilen takip dosyası ile işbu dava dosyasındaki takip dosyasının aynı olduğu, itirazın iptali istemli davada hüküm kurulduğu ve kurulan hükmün yasa yollarından geçerek kesinleştiği, menfi tespit davasına konu itiraz ve def'ilerin açılan itirazın iptali davasında dile getirilmesi mümkün olduğu, bu durumda itirazın iptali davasından sonra aynı hususta menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı kanaatiyle HMK'nın 114 maddesinde düzenlenen hukuki yarar dava şartının dava dosyamız açısından sübut bulmadığının tespiti ile dava şartı yokluğundan davanın usulünden reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir. (Emsal nitelikte Yargıtay ilamları: Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2021/7982 Esas, 2023/1943 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 19....
Tasarrufun iptali kararlarının icrası için ise, kesinleşme gerek yoktur. Menfi tespit davasını düzenleyen İİK'nun 72. maddesi; "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir. ........ Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur....
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, menfi tespit davasının açıldığı tarihe kadar, bono vasfı taşıyan takip konusu senet yönünden üç yıllık zamanaşımı süresi gerçekleşmemiş ve 27/04/2011 tarihinde menfi tespit davasının açılması ile zamanaşımı kesilmiştir. Söz konusu davanın kesinleşmesinden sonra zamanaşımı işlemeye başlayacağından şikayet eden borçlu hakkında zamanaşımının oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Davacı borçlu tarafından istinaf dilekçesinde takip dosyasında yenileme olmadan ödeme emrinin gönderilemeyeceği belirtilmişse de takipte borçluya tekrar ödeme emri gönderilmesi sonuca etkili olmadığından mahkemece ödeme emrinin iptali talebinin reddine karar verilmesi yerindedir....
TTK nun 651–653. maddelerinde kıymetli evrakın genel olarak zayi nedeniyle iptali, TTK nun 657. maddesinde nama yazılı senetlerin zayi nedeniyle iptali, TTK nun 661–669. maddelerinde hamile yazılı senetlerin zayi nedeniyle iptali düzenlenmiştir. TTK nun 757–765. maddelerinde kambiyo senetlerinden poliçenin zayi nedeniyle iptali düzenlenmiştir. TTK nun 778/1-ı maddesinin yaptığı atıf gereğince kambiyo senetlerinden bononun zayi nedeniyle iptali poliçenin zayi nedeniyle iptali hükümlerine göre olacağı hususu ile TTK nun 818/1-s maddesinin yaptığı atıf gereğince (TTK nun 764/2. maddesi ile 765. maddesi hükümleri hariç olmak üzere) kambiyo senetlerinden çekin zayi nedeniyle iptali poliçenin zayi nedeniyle iptali hükümlerine göre olacağı hususları düzenlenmiştir. Müdahale talebinde bulunan ... Yazılım Sanayi Ticaret Limited Şirketi vekilinin 27/10/2022 havale tarihli dilekçesinde; müvekkilinin çek üzerinde ciroları bulunduğunu hamil olduğunu beyan etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki asıl davada menfi tespit, ipoteğin fekki ve tazminat, birleşen davada itirazın iptali davalarının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. - KARAR - Asıl dava, genel kredi sözleşmesinden doğan borcun ödendiği iddiasına dayalı menfi tespit, ipoteğin fekki ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Asıl davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Birleşen dava, genel kredi sözleşmesinden doğan banka alacağının tahsiline dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir. Birleşen davada davalılar vekili, davanın reddini istemiştir....
Ancak eldeki dava; icra takibi sonrasında açılan takibin iptali ve menfi tespit davası niteliğinde olup, İİK 72/son maddesi gereğince “ Menfi Tespit ve İstirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının ikametgahı mahkemesinde de açılabilir.” Hükmünü içermektedir. Davacı icra takibinin yapıldığı Kadıköy Asliye Hukuk Mahkemesinde bu davayı açmış olup, yasa gereği seçimlik haktan yararlanmıştır. Hal böyle olunca Mahkemece işin esasına girilerek sonucu hakkında hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 15.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....