"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emirlerinin iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 31.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ibaresinin silinerek yerine, “ Menfi tespit davasına konusu edilen ödeme emrine konu prim borcunun ait olduğu dönem itibariyle yürürlükte olan yasa gereğince Kurum prim alacaklarının 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, zamanaşımı süresi içerisinde, ödeme emirlerinin tebliğ edildiği 13/10/2015 tarihine kadar davacı yönünden herhangi bir işlem gerçekleştirilmediği ve bu haliyle borcun zamanaşımına uğradığı anlaşılmakla; pay devri sonrası döneme ilişkin borç yönünden, öncelikle zamanaşımı def’i gözetilerek davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur.” gerekçenin bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi. ........
Dava konusu ödeme emirlerinin davacıya 21.05.2019 Tarihinde tebliğ edildiği, tebligatın yapılma şekline veya tebliğ belgesindeki imzaya itiraz edilmediği, davanın hak düşürücü geçtikten sonra açıldığı tespit edilmiş olmakla ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkin davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir....
Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, bu davada ”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297, 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı kararları). Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle bir itiraz olup sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir, resen gözönünde tutulmalıdır. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....
Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, “böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297, 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı kararları). Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle bir itiraz olup sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir, re'sen göz önünde tutulmalıdır. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir....
Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emirlerinin iptali ile davacının davalı Kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir....
Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....
Yapılan açıklamalar çerçevesinde; ödeme emri niteliğinde olmamakla birlikte davaya esas kurum yazısının borç bildirimi niteliğinde olduğu dikkate alınarak, mahkemece, eldeki davanın menfi tespit istemli dava olduğu gözetilmek suretiyle, 5510 sayılı Kanun'un 88. maddesi kapsamında davacıların borçlu olup olmadıklarının irdelenmesi ve yapılacak yargılama sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Kabule göre de şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin tüzel kişi yönünden iptali sonucunu doğuracak nitelikte karar verilmesi hatalıdır. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 12/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....