"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı bankanın müvekkili aleyhine çeklere dayalı olarak icra takibi yaptığını, müvekkilinin çeki verdiği dava dışı cirantaya karşı açtığı menfi tespit davasının kabul edilerek kararın kesinleştiğini, çeklerin menfi tespit davasından sonra davalı bankaya ciro edildiğini, davalı bankanın meşru hamil olmadığını belirterek müvekkilinin çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 21/08/2013 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 11/09/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının itirazı üzerine duran takip nedeniyle menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş,hüküm, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir....
Yukarıda yapılan açıklamalar neticesinde menfi tespit davasında arabucuya başvurulmasının dava şartı olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz....
Menfi tespit davasında arabulucuya başvurunun zorunlu olup olmamasının incelenmesinde; öncelikle menfi tespit davasıyla ilgili genel bir açıklama yapılmasına ve ilgili yasa düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır....
-TL tutarındaki borca, borçlu olmadığının tespiti için eldeki davayı açtığını, tarafından açılan işbu ilamsız icra dosyasına alacaklı tarafından takibe ve borca itiraz edildiğini ve icra müdürlüğünce takibin durdurulduğunu, öncelikle işbu davada hukuki yararının bulunup bulunmadığının incelenmesi gerektiğini, genel haciz yoluyla ilamsız takibe süresine yapılan itiraz üzerine takip duracağını, takibin dayanağı belge itirazın kesin kaldırılmasını sağlayan belgelerden ise borçlunun itirazdan sonra menfi tespit davacı açmakta hukuki yararı olduğunu, Yargıtay kararlarında, genel haciz yoluyla takibe itiraz eden borçlunun takip dayanağı belgenin İİK'nın 68. maddesinde sayılan belgelerden olmaması halinde menfi tespi davası açmakta hukuki yararının bulunumadığını kabul ettiğini, davacının işbu davada hukuki yararının olduğunun kabul edilmesi için davalı-alacaklının elinde bulunan belgenin İİK'nın 68. maddesinde yazılı belgelerden olması gerektiğini, alacaklı müvekkili tarafından açılan icraki...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davada Kayseri 1. Aile ve 2. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, yoksulluk ve iştirak nafakasından dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, tarafların boşandıkları, yoksulluk ve iştirak nafakası için 4.200.00.- YTL: değer gösterilerek 29.01.2007 tarihinde sulh hukuk mahkemesinde menfi tespit davası açıldığı, davacının menfi tespit talebinde bulunduğu, uyuşmazlığın aile hukukunu ilgilendirdiği anlaşılmaktadır. Somut oluyda; iştirak ve yoksulluk nafakası nedeniyle menfi tespit talebinde bulunulduğuna göre, aile hukukundan kaynaklanan bir uyuşmazlık olduğu anlaşılmakla, 4787 Sayılı Yasa uyarınca görevli mahkeme, Kayseri 1. Aile Mahkemesidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira borcu bulunmadığına ilişkin menfi tespit ve depozito bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, depozito bedelinin iadesi isteminin kabulüne, 1.300 TL kira borcuna yönelik menfi tespit isteminin reddine kararv erilmiştir....
Menfi tespit talebi bakımından zorunlu arabuluculuk söz konusu olmakla davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine" karar verilmiştir....
Davacının menfi tespit davası açabileceğini kabul eden mahkeme kararının onanması gerektiğinden sayın çoğunluğun bozmaya ilişkin görüş ve düşüncesine katılamıyorum....
Anılan hüküm uyarınca söz konusu teminat mektubu menfi tespit davasının kesinleşmesi halinde paraya çevrilerek, ilamda hükmedilen kötüniyet tazminatı olan 65.583 TL’nin tahsilinde kullanılacaktır. Somut olayda ise menfi tespit davasının reddi kararının kesinleşmesinden önce mahkemeye verilen teminat mektubunun paraya çevrilmesi mümkün değildir. Menfi tespit davasına bakan ticaret mahkemesi de icra mahkemesine yazdığı 06/08/2015 tarihli yazısında bu yönde görüş bildirmiştir. Bu nedenle alacaklının bu yöndeki talebini reddeden icra müdürlüğü kararı isabetli olup bu kararın iptali yönündeki şikayetin reddine ilişkin mahkeme kararının onanması yerine asıl alacağın %15 tutarı dışında kalan teminat mektubu kısmının paraya çevrilerek alacaklıya ödenmesi yerindeki Dairemizin sayın çoğunluğunun görüşüne katılmıyorum....