Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 09/11/2022 KARAR TARİHİ : 03/05/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/05/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacının 18.06.2018 tanzim, 12.03.2020 vadeli, 4.000,00-TL’lik bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile ... 25. İcra Müdürlüğü’nün 2022/16772 sayılı dosyadan yapılan takibin iptalini, davalının taraflarına en az % 20 oranında icra tazminatı ödemesini ve icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesi talep etmiştir. Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmiş cevap sunmadığı anlaşılmıştır. DELİLLER VE GEREKÇE Dava; kambiyo senetlerinden kaynaklı menfi tespit davası olduğuna ilişkindir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu "Menfi tesbit ve istirdat davaları: Madde 72 – (Değişik: 18/2/1965-538/43 md.)...

    H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E - G E R E K Ç E : Dava, icra takibinden önce açılan menfi tespit davasıdır. (İİK 72) Davacı vekili davaya konu çeklerin bedelsiz kaldığı iddiası ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili beyan dilekçesinde menfi tespit davasının arabuluculuk dava şartına tabi olmadığını belirterek Yargıtay kararları sunmuş, tedbir kararı verilerek davanın esastan karara bağlanmasını istemiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ... ....

      Çünkü alacak davası da,menfi tespit davası da maddi hukuk bakımından taraflarından birinin yükümlülüğünün para borcu olduğu bir tek hukuki ilişki olmasına rağmen usul hukuku bakımından aynı borç için alacaklıya alacak davası açma, borçluya ise söz konusu borcu ödemeden kurtulmasına imkan veren menfi tespit davası açma, ayrıca bütün bunların dışında da açılacak alacak davasında savunma içinde borçluya savunma kapsamında alacağın bulunmadığını kanıtlama hakkı tanınmıştır. Yine menfi tespit yargılaması sırasında borç icra baskısı ile ödendiğinde dava istirdata yani bir miktar para alacağına dönüşecektir. Menfi tespit davaları niteliği gereği bir miktar para alacağını zorunlu olarak içermektedir. Nitekim dava dosyamızda da davacı ödemiş olduğu bir kısım bedelin istirdatını da talep etmektedir. Bu nedenle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Çünkü alacak davası da,menfi tespit davası da maddi hukuk bakımından taraflarından birinin yükümlülüğünün para borcu olduğu bir tek hukuki ilişki olmasına rağmen usul hukuku bakımından aynı borç için alacaklıya alacak davası açma, borçluya ise söz konusu borcu ödemeden kurtulmasına imkan veren menfi tespit davası açma, ayrıca bütün bunların dışında da açılacak alacak davasında savunma içinde borçluya savunma kapsamında alacağın bulunmadığını kanıtlama hakkı tanınmıştır. Yine menfi tespit yargılaması sırasında borç icra baskısı ile ödendiğinde dava istirdata yani bir miktar para alacağına dönüşecektir. Menfi tespit davaları niteliği gereği bir miktar para alacağını zorunlu olarak içermektedir. Bu nedenle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          Çünkü alacak davası da,menfi tespit davası da maddi hukuk bakımından taraflarından birinin yükümlülüğünün para borcu olduğu bir tek hukuki ilişki olmasına rağmen usul hukuku bakımından aynı borç için alacaklıya alacak davası açma, borçluya ise söz konusu borcu ödemeden kurtulmasına imkan veren menfi tespit davası açma, ayrıca bütün bunların dışında da açılacak alacak davasında savunma içinde borçluya savunma kapsamında alacağın bulunmadığını kanıtlama hakkı tanınmıştır. Yine menfi tespit yargılaması sırasında borç icra baskısı ile ödendiğinde dava istirdata yani bir miktar para alacağına dönüşecektir. Menfi tespit davaları niteliği gereği bir miktar para alacağını zorunlu olarak içermektedir. Bu nedenle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            Davacı iş sahibi sözleşmeyi feshettiğine göre ancak menfi zararının tazminini isteyebilir. Mahkeme kararının gerekçe bölümünde fesih nedeniyle davacının ancak menfi zararının tazminini isteyebileceği açıklanmıştır. Ancak mahkemenin menfi zarar olarak karar altına alındığı miktar, 02.10.2003 tarihli ilk bilirkişi raporunda yer alan 7.602,14 TL ile sözleşmede kararlaştırılan iş bedeli olan 2.500,00 TL arasındaki farktır. Karara dayanak yapılan 02.10.2003 tarihli bilirkişi raporunda 7.602,14 TL'nin davalı şirket tarafından tamamlanmayan işlerin dava tarihi itibariyle bedeli olduğu açıklanmıştır. Mahkemece davalı yüklenici şirketin edimini yerine getirmediği, yapılan işlerin davacının işine yaramayacak nitelikte olduğu kabul edilip, ödenen iş bedelinin iadesine karar verildiğine göre, eksik işlerin tamamlanma bedeli ile sözleşmede kararlaştırılan iş bedeli arasındaki farkın menfi zarar olarak kabul edilip karar altına alınması hatalı olmuştur....

              borcun olmadığını, tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini beyan ederek, menfi tespit talebinde bulunmuşlardır....

                Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açıldığını, haciz ihbarnamelerine karşı açılan işbu menfi tespit davasının yasal süresi içinde açılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir İlk derece mahkemesince; davanın İİK 89. maddesinde öngörülen yasal süresi içerisinde açılmadığı gerekçesiyle hak düşürücü süre yönünden usulden reddine karar verilmiştir Karara karşı davacılar vekili, davanın genel hükümlere dayalı menfi tespit davası olduğunu, bu durumu gerek dava dilekçesinde gerek beyan dilekçelerinde defaatle belirtmelerine ve huzurdaki davayı hiçbir zaman 3. şahsın açtığı menfi tespit davası olarak nitelendirmemelerine rağmen mahkemece üçüncü şahsın açmış olduğu menfi tespit davası olarak değerlendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur....

                Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açıldığını, haciz ihbarnamelerine karşı açılan işbu menfi tespit davasının yasal süresi içinde açılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir İlk derece mahkemesince; davanın İİK 89. maddesinde öngörülen yasal süresi içerisinde açılmadığı gerekçesiyle hak düşürücü süre yönünden usulden reddine karar verilmiştir Karara karşı davacılar vekili, davanın genel hükümlere dayalı menfi tespit davası olduğunu, bu durumu gerek dava dilekçesinde gerek beyan dilekçelerinde defaatle belirtmelerine ve huzurdaki davayı hiçbir zaman 3. şahsın açtığı menfi tespit davası olarak nitelendirmemelerine rağmen mahkemece üçüncü şahsın açmış olduğu menfi tespit davası olarak değerlendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur....

                  Başka bir deyişle, davacı açısından menfi tespite ilişkin, davalı açısından ise, eda davasının hukuki sonuçlarının doğuracak nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Bütün bu nedenlerle, menfi tespit davalarının gerek taraflar arasındaki hukuki sonucun niteliği, gerek zorunlu arabuluculuk yasasının ve gerekse TTK'nun 5. maddesinde arabuluculuğa ilişkin yapılan düzenlemenin hedefi şekil ve öz açısından bir arada düşünüldüğünde, ticari davalarda menfi tespit davalarının da zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü sonuç ve kanısına varılmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu