Yargıtay bozma ilamında özetle; “Dava dilekçesinde borcun miktarı konusunda kooperatif ile aralarında ihtilaf bulunduğundan davalı kooperatife karşı menfi tespit davası açıldığı, menfi tespit davasının ihraç kararından önce açılmış olması halinde ihraç kararının geçersiz olacağı, ihraç kararının dava açıldıktan sonra alınması halinde ise menfi tespit davasının sonucunun beklenmesinin gerekeceği, bu nedenle menfi tespit davasının açıldığı tarihin araştırılması gerektiği, ayrıca kabul şekline göre de borç miktarının belirlenmesi için genel kurul tutanaklarının getirtilmesi, anılan tutanaklar, kooperatife ait defter kayıtları ve belgeler ile tarafların dayandıkları diğer delillerin toplanması ve tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacının ihtarname tarihi itibari ile borç miktarının genel kurullarda alınan kararlara, kayıt ve belgelere dayalı olarak belirlenmesi sonucu ihraç kararının iptali istemi hakkında bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....
K A R A R Dava, tasarruf teşvik ve nema alacağının tahsiline yönelik icra takibi sonrasında açılan menfi tespit ve takibin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle HMK'nın 115. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. İİK'nun 72.maddesine göre "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir." İcra takibinden önce veya sonra açılan menfi tesbit davasında görevli mahkeme HMK'nın göreve ilişkin hükümlerine göre belirlenir. Uyuşmazlık İş Hukukundan kaynaklanmakta ise menfi tespit isteminin de yine İş Mahkemesinde görülmesi gerekir. Öte yandan 2577 sayılı İYUK'un 2.maddesine göre gerçek kişiler aleyhine idari yargıda idari dava açılması da mümkün değildir....
K A R A R Dava, tasarruf teşvik ve nema alacağının tahsiline yönelik icra takibi sonrasında açılan menfi tespit ve takibin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle HMK'nın 115. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. İİK'nun 72.maddesine göre "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir." İcra takibinden önce veya sonra açılan menfi tesbit davasında görevli mahkeme HMK'nın göreve ilişkin hükümlerine göre belirlenir. Uyuşmazlık İş Hukukundan kaynaklanmakta ise menfi tespit isteminin de yine İş Mahkemesinde görülmesi gerekir. Öte yandan 2577 sayılı İYUK'un 2.maddesine göre gerçek kişiler aleyhine idari yargıda idari dava açılması da mümkün değildir....
K A R A R Dava, tasarruf teşvik ve nema alacağının tahsiline yönelik icra takibi sonrasında açılan menfi tespit ve takibin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle HMK'nın 115. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. İİK'nun 72.maddesine göre "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir." İcra takibinden önce veya sonra açılan menfi tesbit davasında görevli mahkeme HMK'nın göreve ilişkin hükümlerine göre belirlenir. Uyuşmazlık İş Hukukundan kaynaklanmakta ise menfi tespit isteminin de yine İş Mahkemesinde görülmesi gerekir. Öte yandan 2577 sayılı İYUK'un 2.maddesine göre gerçek kişiler aleyhine idari yargıda idari dava açılması da mümkün değildir....
K A R A R Dava, tasarruf teşvik ve nema alacağının tahsiline yönelik icra takibi sonrasında açılan menfi tespit ve takibin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle HMK'nın 115. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. İİK'nun 72.maddesine göre "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir." İcra takibinden önce veya sonra açılan menfi tesbit davasında görevli mahkeme HMK'nın göreve ilişkin hükümlerine göre belirlenir. Uyuşmazlık İş Hukukundan kaynaklanmakta ise menfi tespit isteminin de yine İş Mahkemesinde görülmesi gerekir. Öte yandan 2577 sayılı İYUK'un 2.maddesine göre gerçek kişiler aleyhine idari yargıda idari dava açılması da mümkün değildir....
K A R A R Dava, tasarruf teşvik ve nema alacağının tahsiline yönelik icra takibi sonrasında açılan menfi tespit ve takibin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle HMK'nın 115. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. İİK'nun 72.maddesine göre "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir." İcra takibinden önce veya sonra açılan menfi tesbit davasında görevli mahkeme HMK'nın göreve ilişkin hükümlerine göre belirlenir. Uyuşmazlık İş Hukukundan kaynaklanmakta ise menfi tespit isteminin de yine İş Mahkemesinde görülmesi gerekir. Öte yandan 2577 sayılı İYUK'un 2.maddesine göre gerçek kişiler aleyhine idari yargıda idari dava açılması da mümkün değildir....
Mahkemece iddia, cevap ve toplanan deliller doğrultusunda davaya konu çeke ilişkin takibin İcra Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile takibin yetki yönünden iptal edildiği, bu kararın kesinleştiği, ancak icra dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmediği, bu nedenle ortada geçerli bir icra takibi olmadığından menfi tespit davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, çeke dayalı menfi tespit davasıdır.İİK'nun 72.maddesinde düzenlenen menfi tespit davası somut olayda olduğu gibi icra takibinden sonra açılabileceği gibi icra takibinden önce de açılabilir. Başka bir söyleyişle menfi tespit davası açılabilmesi için derdest bir icra takibinin bulunması şart değildir....
K A R A R Dava, tasarruf teşvik ve nema alacağının tahsiline yönelik icra takibi sonrasında açılan menfi tespit ve takibin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle HMK'nın 115. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. İİK'nun 72.maddesine göre "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir." İcra takibinden önce veya sonra açılan menfi tesbit davasında görevli mahkeme HMK'nın göreve ilişkin hükümlerine göre belirlenir. Uyuşmazlık İş Hukukundan kaynaklanmakta ise menfi tespit isteminin de yine İş Mahkemesinde görülmesi gerekir. Öte yandan 2577 sayılı İYUK'un 2.maddesine göre gerçek kişiler aleyhine idari yargıda idari dava açılması da mümkün değildir....
Şti. vekili, öncelikle icra takibinin ...’da yapıldığını menfi tespit davalarında İİK.’nun 72/son maddesinde tanımlanan yetki kuralına aykırı hareket edildiğini belirterek, öncelikle davanın yetkisizlik nedeni ile reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı ... ... Ltd. Şti., davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu, menfi tespit davasının davalının yerleşim yeri mahkemesinde veya icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde açılabileceği, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davalının yerleşim yerinin ... olduğu ve icra takibinin de ...’da yapıldığı gerekçesiyle dava dilekçesinin yetki yönünden usulden reddine, dosyanın yetkili ... Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İcra ve İflas Kanunu’nun 89. maddesine dayalı menfi tesbit davasıdır....
Menfi tespit davasının kabulü halinde borcun bulunmadığı karar altına alınmış olacağından, aynı alacak için alacaklı tarafından açılan alacak davasında kesin hüküm oluştursa da, menfi tespit davasının kısmen kabulü halinde, menfi tespit davasında reddedilen kısım yönünden eda hüküm içermeyeceğinden, menfi tespit davası, alacak davasına kesin hüküm oluşturmaz. Somut olayda taraflar arasında görülen menfi tespit davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiğinden, reddedilen kısım yönünden menfi tespit davasında verilen karar, temyize konu edilen alacak davası yönünden kesin hüküm oluşturmayacağından, mahkemece davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....