Büyük Genel Kurulu'nun ....01.2013 tarih ve 2013/... sayılı Kararı'nın dayanağı olan 2797 sayılı ... Yasası'nın .... maddesini değiştiren 6110 sayılı Yasa'nın .... maddesinde, daireler arası ... bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirmenin esas alınacağı öngörülmüştür. Mahkemenin nitelendirmesine göre, uyuşmazlık; ... memur muamelesini şikayet istemine ilişkin olup, mahkemece Yüksek .... Hukuk Dairesi'nin 2012/29183 E., 2013/4571 K. sayılı bozma ilamına uyularak karar verildiğinden hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek .... Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 08.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü’nün 2008/3526 Esas sayılı dosyasında yapılan, 03.02.2009 günlü hacze konu mallara 3.kişinin istihkak iddiasına karşı icra müdürlüğünce İİK 99.madde gereğince işlem yapılmasının yasaya aykırı olduğu iddiasıyla açılmış memur muamelesini şikayet davası olup dava ile ilgili temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ile Başkanlar Kurulu'nun 26.01.2009 tarih ve 1 sayılı kararı uyarınca Yüksek 12. Hukuk Dairesi’ne ait bulunduğundan dosyanın anılan Daire Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE 11.05.2010 günüde oybirliğiyle karar verildi....
Diğer taraftan, İİK'nun 82/son maddesinde "2,3,4,5,7 ve 12 numaralı bendlerdeki istisna, borcun bu eşya bedelinden doğmaması haline münhasırdır" düzenlemesi mevcuttur. Borcun taşınmazın bedelinden doğması halinde İİK'nun 82/son maddesi hükmü uyarınca haczedilmezlik şikayeti dinlenilemez. Somut uyuşmazlıkta ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takibin dayanağının konut finansman kredisi oluşturduğu, diğer bir anlatımla takibe konu alcağın şikayet konu taşınmazın alımından kaynaklandığı bu nedenle İİK 82/son maddesinde yazılı istisnanın, yani haczedilmezlik iddiasında bulunma hakkının doğmadığı nazara alınarak şikayetin esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmamıştır....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasına işin ivediliği ve niteliği nedeniyle 5311 Sayılı Kanunla değişik İİK'nin 366. maddesi hükmü uygun bulunmadığından bu yöndeki isteğin reddine oy birliği ile karar verildikten sonra işin esası incelendi: Somut olayda, şikayet eden-borçlunun icra müdürlüğünün İİK m.36 gereği asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak sureti ile kapak hesabının yapılarak teminatın belirlenmesi isteminin reddine dair memur muamelesini şikayet ile icra mahkemesine başvurduğu, İstanbul 2....
Sayılı ilamın istinaf yolu açık olmak üzere karar verildiğinden, kararı istinaf edeceğinden dosyada icra takibinin yasalara aykırı olarak kesinleştirilmiş olması nedeniyle 3.şahıs T1 çıkartılan tebligatların usul ve yasaya aykırı olarak tebliğ edilmiş olması nedeniyle 89/3 haciz ihbarnamesinin ilamın kesinleşmesinden sonra çıkartılmasının 02.02.2022 tarihli dilekçeyle talep edildiği, eldeki davanın iş bu icra müdürlüğü işlemini şikayet için açıldığı anlaşılmıştır. İcra memur muamelesini şikayet sebepleri İİK madde 16'da belirtilmiştir. İİK m.16 memur muamelesini şikayet ve sebeplerini "Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikâyet olunabilir. Şikâyet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/12- 329 esas ve 2017/912 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere “...Alacaklının ancak borçluya ait mal ve hakların haczi ve satışı sonucunda elde edilecek tutardan tatmin edilebileceğine ilişkin ilkeye rağmen kimi zaman üçüncü kişilere ait olduğu ileri sürülen mal ve haklar üzerine de haciz konulduğu görülebilmektedir. Bu ihtimalde mal ve hakkın sahibi üçüncü kişinin korunması için haczedilmezlikten farklı olarak istihkak müessesesi benimsenmiştir...” Aynı karardan olmak üzere “...Haczedilmezlik ile istihkak iddiası arasındaki temel fark haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçluya ait iken, diğer ifade ile ancak borçluya ait bir mal için haczedilmezlik şikayetinde bulunulması mümkün iken; istihkak iddiası kural olarak haczedilen malın mülkiyetinin üçüncü kişiye ait olması halinde mümkündür....
ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; belediyenin kamu hizmetlerinde kullanılan resmi plakalı araçlarına uygulanan hacizlerden 07.8.2020 tarihinde haberdar olunduğunu, araçların trafik tescil kayıtlarında dahi kamu hizmetlerine tahsisli olduklarının yazılı olduğunu, mahcuz araçlardan ... plakalı aracın "hurda yada başka kuruma devir işlemi" nedeniyle borçlu belediyenin kullanımında olmaması nedeniyle haczedilemeyeceğini ileri sürerek, 34 AN 9295, 34 AN 9296, 34 AN 9298, 34 AN 9299 ve ... plakalı araçlara konulan hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; borçlu tarafından, mahcuz araçlara ilişkin olarak bunların kamu yararına tahsis edildiklerine dair bir encümen kararı sunulmadığını ve şikayetin icra memur işleminden kaynaklanması nedeniyle alacaklı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini ileri sürerek, şikayetin reddini istemiştir. III....
Şikayete konu icra dosyasına 3. kişi tarafından şikayet tarihinden önce para gönderildiği anlaşılmaktadır. Haczedilen hesaptan gelen para ile alacaklıya borcunun ödenmesi, haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenmesine engel değildir. Bu nedenle haczedilmezlik şikayeti incelenerek sonucuna göre bir karar vermesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarda açıklanan nedenle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 31.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Temyize konu bu dava dosyası ile birlikte aynı gün Dairemizce 2014/3814 Esas sayılı dosyada, temyiz incelemesi yapılan .İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/1444 Esas-2013/1256 Karar sayılı dosyasında yapılan şikayet borçlunun 3289 sayılı Kanun'un ek 9.maddesi gereğince haciz yasağının bulunduğuna dair haczedilmezlik şikayetidir. Hukuk Dairesi'nin 2014/3814 Esas sayılı kararında da borçlunun şikayeti haczedilmezlik şikayeti olarak nitelendirilmiş ve .İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/1444 Esas-2013/1256 Karar sayılı kararıyla aynı icra dosyasından çıkarılan 1.haciz ihbarnamesi gönderilmesi işleminin iptaline ilişkin kararı Dairemizce bozulmuştur. Bu durumda alacaklı vekilinin İİK'nun 89/1.maddesi kapsamında 1.haciz ihbarnamesi gönderilmesi isteminde bir usulsuzlük bulunmadığından, alacaklı vekilinin isteminin reddine dair İcra Müdürlüğü'nün kararı doğru değildir. O halde alacaklı vekilinin şikayetinin kabulü gerekirken, yazılı gerekçeyle reddi isabetsizdir....
Şikayet, şikayetçi kurumun sıra cetvelindeki sırasına yönelik olup, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmiş, yapılan işlemin memur hatasından kaynaklandığından yargılama giderlerinin davacıda bırakılmasına ve davacı yararına vekalet ücretine hükmetmeye yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı yanın yargılama harç ve giderlerinden sorumlu tutulmaması hali, 6100 sayılı HMK'nın 312/2. (HUMK'nın 94/2.) maddesinde düzenlenmiştir. Düzenlenen sıra cetveli şikayet olunanlar lehine olup, şikayet olunanların dava açılmasına sebebiyet olduklarından şikayet olunanlar aleyhine maktu vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken, işlemin memur muamelesinden kaynaklandığı gerekçesiyle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesi doğru olmamıştır....