Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Her ne kadar ilk derece mahkemesince davacı vekili tarafından ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğünün ileri sürülmediği belirtilerek açılan davanın süreden reddine karar verilmiş ise de, dava dilekçesinde ödeme emri tebligatının müvekkiline yapılmadığının açıkça belirtildiği, yine ilk derece mahkemesince 26/01/2021 tarihli celsede davacı vekilinin usulsüz tebligat şikayeti olup olmadığı yönünde davasını açıklamak üzere gelecek celseye kadar süre verilmesine karar verildiği ve bu ara karar uyarınca davacı vekilinin 09/02/2021 tarihli beyan dilekçesi sunarak bu dilekçesinde müvekkili ile kendisine ödeme emri tebliğ edilen oğlu Veysel Keleşoğlu'nun aynı adreste ikamet etmediğinin ve aralarında husumet bulunduğunun iddia edildiği, bu şekilde davacı tarafça ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun şikayet konusu yapıldığı anlaşılmakla, usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin iddialar araştırılmadan ve bu hususta değerlendirme yapılıp karar verilmeden...
İİK'nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 4. ve 12. bentlerinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1.maddesi uyarınca yedi günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Borçlu vasisinin, şikayet dilekçesinde yer verdiği “...Hacizlere ilişkin bildirim...’in eşine yapılmış olup benim hacizlere ilişkin bildirimden 03/07/2015 tarihinde haberim olmuştur. Nitekim tebligat yapılan ...’in eşinin oturduğu ev ile benim oturduğum ev farklı evlerdir. Bu nedenlerle davamız süresindedir...” şeklindeki ifadelerle, taşınmazlara ve traktöre konulan haczin bildirimine dair tebligatın usulüne uygun yapılmadığını belirttiğinden, mahkemece öncelikle tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılması, tebligatın usulsüz olduğuna kanaat getirildiği takdirde tebligatı öğrenme tarihine göre şikayet süresinde ise işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir....
Sayın mahkemenin bilgi ve takdirlerinde olduğu üzere muhatap İİK 16/1 gereğince usulsüz tebligatın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde bu durumu icra mahkemesine bildirmelidir. Tebligat Kanunu'nun 32. Maddesi ise Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır şeklinde düzenlenmiştir. Hiçbir şekilde ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini kabul anlamına gelmemek kaydıyla; dosya içeriğine bakıldığında borçluya, ödeme emrinden başkaca tebligatların da yapıldığı görülmektedir. karşı taraf öbür tebligatlar hakkında usulsüz tebligat şikayeti yapmamıştır. örneğin; borçluya 28.02.2021 tarihinde 103 davetiyesi tebliğ edilmiştir....
Mahkeme; tebligatta bilgisine başvurulan ve haber verilen komşunun imzası alınmadığı, muhatabın adreste bulunmama sebebi belirtildiği, ancak tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilemediği, bu haliyle tebliğ işlemlerinin TK'nın 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30. maddesi gereğince usulsüz olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacı tarafın memur muamelesini şikayet için iş bu davayı ikame ettiğini bu nedenle davacı taraf her ne kadar bir hak kaybına uğramış ise de davayı müvekkiline karşı değil icra müdürlüğüne hasımsız olarak yöneltmesi gerektiğini, bu nedenle müvekkili yönünden husumet yokluğu nedeniyle usulden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, tebliğlerin usulüne uygun olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
Bu durumda, yukarıda belirtildiği üzere, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek bu adrese T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden dağıtıcı tarafından T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı açıktır. Şikayete konu satış ilanı tebliğ evrakı üzerinde; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından T.K.'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının kendiliğinden satış ilanı tebliğ işlemini T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapması yukarıda değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırıdır. Bu nedenle, sözü edilen tebligat usulsüz olup şikayet süresindedir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı T3 Vekili dilekçesinde özetle; davacı tarafından usulsüz olduğu iddia edilen tebligatın borçlu şirketin ticaret sicilindeki adrese yapıldığını, şirket çalışanlarından bir kişinin imzadan imtina ettiğini, bu gerekçeyle yapılan tebligatın usule uygun olduğunu, bu durumun dosyaya sunulan yargıtay kararlarından da sabit olduğunu, yargıtayın kararlarında da belirtildiği üzere, tüzel kişilere 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1 ya da 35/4 maddeleri gereğince tebligat yapılabileceğinin açık bir şekilde belirtildiğini, bahse konu tebligatın 21/1 e göre yapıldığını, bu gerekçeyle davaya konu tebligatın usule uygun olduğunu beyan ederek, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi, memur muamelesini şikayet ve hacizlerin kaldırılması talebine ilişkindir. Adana 3....
İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte hesap kat ihtarnamesinin şikayetçi borçlulara tebliğ edilmediği, takip şeklinin hatalı olup taraflarına ödeme emri gönderilmesi gerektiği, icra emrinin tebliğinin usulsüz ve eksik olduğu iddiaları ile icra memur muamelesini şikayet sebebiyle yapılan inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile davacılar Tasfiye Halinde Meytes Tesisat ve İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., ... ve ... hakkındaki icra emirlerinin iptaline, ... yönünden şikayetin reddine, icra memur muamelesini şikayet yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
No:20 Merkez/ ERZİNCAN" adresinin gösterildiğini, bu adreste bulunan başka bir şahsa tebliğ esnasında muhatabın çarşıya gittiği beyanı geçilerek tebligat yapıldığını, müvekkilinin tek adresinin yurt dışı adresi olan "Ahosnstr 34 XX 814 Münchenstein İSVİÇRE" adresi olduğunu, müvekkilinin ikamet etmediği ve hiç oturmadığı bu adrese yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, tebligatı alan kişinin de müvekkili adına tebligatı almaya yetkili kişi olmadığını, açıklanan nedenlerle Erzincan İcra Müdürlüğü'nün 2017/1443 Esas sayılı dosyasında 10.12.2019 tarihli usulsüz tebligat ve borca itirazlarının kabulü ile usulsüz tebligat ve borca itiraz taleplerinin kabulü ile taleplerinin reddine dair 10.12.2019 icra memur işleminin ortadan kaldırılmasına, 13.02.2017 tarihli usulsüz tebligatın iptali ile usulsüz tebligatı öğrendikleri tarih olan 10.12.2019 tarihinin ödeme emri tebliğ tarihi sayılmasına ve bu nedenle süresinde yapmış oldukları itirazın kabulü ile takibin durdurulması ve tüm hacizlerin kaldırılmasına...
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12 maddesine dayalı meskeniyet şikayeti, İİK'nın 16. maddesi uyarınca haciz konulmasına ilişkin icra memur işlemini şikayet ve İİK'nın 128/a maddesi uyarınca kıymet takdirine itiraz istemine ilişkindir. Meskeniyet şikayeti ve haciz konulmasına ilişkin icra memur işlemini şikayet, İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, Salihli 1. İcra Müdürlüğünün 2014/358 Esas sayılı takip dosyasında davacının, borçlu Yunus Çümen mirasçısı sıfatıyla takip borçlusu olduğu ve davacının meskeniyet iddiasında bulunduğu Manisa İli, Salihli İlçesi, Kırveli Mahallesi, 4176 ada 34 parsel 1 nolu bağımsız bölümün tapu kaydına 06/03/2014 tarihinde haciz şerhinin işlendiği tartışmasızdır. Salihli 1....
Dairemizin 26.01.2016 tarih 2015/ 22917 E. 2016/ 1235 .... sayılı ilamı ile; temyize konu kararın, İİK'nun 363. maddesi kapsamına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan, temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş, davacı alacaklı vekili tarafından karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur. 1-Davacı alacaklı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme taleplerinin reddine; 2-Dava, alacaklının memur muamelesini şikayeti ile terditli olarak açtığı İİK’nun 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir. Mahkemece davacının şikayet talebinin reddine karar verildiğine göre, 2. (terditli) talep hakkında da karar verilmesi gerekmektedir. İstihkak davalarına İİK'nun 97/11. maddesi hükmünce genel hükümler dairesinde ve basit yargılama usulüne göre bakılır....