DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı cevaba cevap dilekçesinde evlilik akdinin gerçekleşmesinden sonra tarafların aynı evde yaşadıklarını, kendisine dini nikah akdi ve mehir senedi ile verilen eşyaları da beraberinde getirdiğini, ancak bu eşyaların davalı uhtesinde kaldığını belirtmesi karşısında mehir senedinde ki ve dini nikah akdindeki ziynetlerin davacıya teslim edildiğinin davacının kabulünde olduğu, kaldı ki mehir de ki ziynet eşyalarının davacıya teslim edildiğinin davacı tanık beyanları ile de ifade edildiği, her ne kadar davacı istinaf dilekçesinde dini nikah akdinde ki 80 gram altının hiç alınmadığını iddia etmiş ise de cevaba cevap dilekçesindeki beyanı nedeni ile dini nikah akdindeki 80 gram altının da alındığının davacının kabulünde olması sebebi ile istinaf dilekçesindeki iddiaya itibar edilemeyeceği, davacının iddiasının müşterek haneden kovulması sebebi ile ziynet eşyalarının davalı uhdesinde kaldığı yönünde olduğu, dilekçelerin karşılıklı verilmesi...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacının nikahta takılan altın ve paralar ile mehir olarak vaad edilen altın için aynen iade, olmadığı takdirde bedel talep ettiği, nikahta takılan ziynet eşyaları ve para yönünden davayı ıslah etmesine rağmen mehir olarak vaad edildiği iddia edilen altın için her hangi bir ıslah işleminin yapılmadığı, ancak aynen iade talep edilmesi sebebi ile aynen iadenin eşyanın gerçek değerini kapsadığı da gözetilerek mehir olarak vaad edildiği iddia edilen altınların değeri olan 28.050,00 TL üzerinden dava harcının Harçlar Kanunu 30- 32 Maddeye göre tamamlatılmamasının hatalı olduğu görülmüştür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar evlenirken mehir senedi düzenlendiği, mehir olarak kararlaştırılan 22 ayar 200 gram altının davacıya teslim edildiğine dair senet içeriğinde tarafları bağlayıcı herhangi bir beyan ve imza bulunmadığı, davacının mehir ediminin yerine getirilmediğini iddia etmesi karşısında ispat külfetinin senet kuvvetindeki bir belge veya yemin delili ile davalıda olduğu, senet kuvvetindeki bir belge ibraz edemeyen davalının kendisine verilen sürede yemin delilini de kullanmadığı, cevap dilekçesinde bağıştan rücu definde bulunulmadığı için boşanma davasının bekletici mesele yapılmasının da zorunlu olmadığı, işbu davanın mal rejiminin tasfiyesi davası olmaması sebebi ile davacının her zaman mehirden kaynaklı alacağını talep edebileceği, her ne kadar davalı ıslahın kesin süreden sonra yapıldığını iddia etmiş ise de, ıslah nedeni ile kesin süre verilebilmesi için tarafın ıslah ettiğini bildirmesinin gerektiği, ıslah ettiğini bildiren tarafa ıslah dilekçesini...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, mehir senedine bağlanmış bir kısım çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün değilse bedeli olan 24.810 TL'nin tahsiline ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacıya teslim edilen eşyalar dışında kalan ve dava konusu edilen dikiş makinesi, fırın ve elbise dolabının davacıya aynen iadesine, mümkün değilse bedeli olan 580 TL'nin davalıdan tahsiline, ziynet eşyalarına ilişkin istemin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 07/02/2014 NUMARASI : 2013/285-2014/110 Uyuşmazlık, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine (mehir senedinde belirtilen eşyaların alınmadığı belirtildi) ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 05.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
(BK m.238/1) Taraflar arasındaki davanın dayanağı olan sözleşme (mehir senedi) yazılı olarak düzenlenmiş olup mehirde belirlenen bedelin ne zaman ödeneceğine ilişkin bir kaydın bulunmadığı, ancak davalı vekilinin mehir alacağı talebinde bulunurken boşanma halinde talep edilebileceğini belirttiğine göre, davacının talebi , mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlık; aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp genel hükümlere dayalı (TBK m. 286 vd) bir alacak talebi niteliğinde olduğundan, mahkemece Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğuna ilişkin kararın yerinde olduğu değerlendirilmekle, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Buna göre dava konusu mehir alacağının mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel ) bir alacak mı yoksa bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde mehir senedinden kaynaklanan alacak mı olduğunun tespiti gerektiği, zira sunulan belge içeriğinden bu ayrımın yapılamadığı, bu ayrımın yapılabilmesi için delillerin toplanıp tartışılmasının gerektiği, taraflar arasında mehir senedinden kaynaklanan bir sözleşme ilişkisinin bulunduğu ve Yargıtay uygulamalarına göre uyuşmazlığın mehri muaacelden (Aile Hukuku) kaynaklı ise Aile Mahkemesi'nin, mehri müeccelden (BK/TBK) kaynaklı ise Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu, bu konudaki tespitin öncelikle Aile Mahkemesince yapılması gerektiği, yine davacının evliliğin yıpranma bedeli adı altında manevi tazminat talebinin de bulunduğu göz önüne alındığında sonuç olarak ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 11/03/2021 NUMARASI : 2018/761 ESAS - 2021/181 KARAR DAVA KONUSU : Mehir Senedinden Kaynaklı Ziynet Alacağı KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili adli yardım talepli dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında Ankara Batı 3....
MEHİR SENEDİ İLE TAAHHÜT EDİLEN ZİYNET EŞYASININ TAHSİLİ 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 428 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, mehir senedi ile taahhüt edilen 800 gram altının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsiline ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkili ile davalının boşandıklarını, 13.8.2005 tarihli sözleşme ile 800 gram altın taahhüt edilmesine rağmen söz konusu taahhüdün yerine getirilmediğini, bu nedenle 800 gram altının mümkünse aynen, değilse bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ise taahhüt edilen altınların düğünde takıldığını, belirterek davanın reddini savunmuştur....
Cevap dilekçesi: Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış, davalılar cevap dilekçesi vermemiş, davalılardan Huriye yargılama sırasında ölünce mirasçıları davaya dahil edilmiş, dahili T10 cevap dilekçesinde; davacının eşyalar haricindeki tüm ziynet eşyalarını alıp gittiğini, davalı Huriye'nin mirasının borca batık olduğunu bu nedenle mehir senedinden kaynaklanan ifa yükümlülüğünün ortadan kalktığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....