Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde;1- Davacının davasının kabulü ile, dava konusu mehir senedinde yer alan 1 adet çamaşır makinası, 1 adet fırın, 1 adet buzdolabı, 1 takım mobilya takımı, 1 takım yatak odası takımı, 1 adet oturma grubu, 3 adet halı ve mehir senedi dışında kalan 1 adet bulaşık makinası, 1 adet oturma odası, 1 adet çeyiz sandığı karşılığı 3.000TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalı Emre İnci'den alınarak davacıya verilmesine, 2- Davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulünün hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiştir....

Bu husus gözetilmeden ilk hükümde belirlenenden daha fazla miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 5-Davacı kadının dava dilekçesinde maddi tazminat olarak talep ettiği altınlar, evlilik öncesinde taraflarca düzenlenen ve mehir senedi ile davalı erkek tarafından davacı kadına ödenmesi kararlaştırılan 100 gr 5 adet bilezik ve 50 adet çeyrek altın bedeline yönelik mehir alacağıdır. Mahkemece, davacının bu talebi düğünde takılan ziynet eşyası olarak değerlendirilerek, ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı erkek mehir senedinde yazılı altınları veya bedellerini davacıya verdiğini ispatlayamamıştır. Gerçekleşen bu duruma göre mehir senedinde yazılı 100 gr 5 adet bilezik ile 50 adet çeyrek altın bedeline ilişkin talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar evlenirken mehir senedi düzenlendiğini, mehir senedindeki altınların düğünde davacıya takıldığını, bunun haricinde davacıya ayrıca 28 adet çeyrek altın takıldığını, müvekkiline takılan tüm altınların müvekkile anne evine gittiği bir günde davalı tarafından müvekkilinin haberi ve rızası olmadan 34 XX 407 plakalı aracın satın alındığını, ziynet eşyalarının iade edilmediğini, mehirde yazılı olan eşyaların ise müşterek haneden kaldığını belirterek mehir senedindeki altınlar ile düğünde takılan altınların aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde faiziyle birlikte bedelinin davalıdan tahsilini ve mehir senedindeki eşyaların bedelinin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 10.000,00 TL bildirdiği dava değerini 28/02/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile 94.739,52 TL olarak ıslah etmiştir....

    Aile Mahkemesi'nin 2019/616 Esas sayılı dosyasında kayıtlı boşanma davasının bulunduğunu, evlilik öncesi kız isteme merasimi esnasında davalı eş T3 ile davalı kayınpeder T5'ın davacıya 800 gram altını mehir olarak vaad ettiklerini, bu vaad edilen altının 120 gramın takıldığını, davalı T3 takılan bu altınları satıp harcadığını, bakiye 680 gram altının ise davacıya hiç verilmediğini belirterek davalılar tarafından davacıya mehir senedi ile taahhüt edilen ancak teslim edilmeyen 680 gram altının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar davaya cevap vermemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "Dava bağışlama vaadi sözleşmesinden (mehir senedi) kaynaklanan alacak davasıdır. Yargıtay 1....

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı Erdem evlenirken mehir senedi düzenlendiğini, diğer davalı Mehmet'in de senedi kefil olarak imzaladığını, senette belirtilen 120 gram 22 ayar altının 5 adet bilezik ve 1 adet künye ile 1 çift küpe ve 2 adet yüzük olarak takıldığını, künyede bulunan 6 adet çeyrek altının 120 grama dahil olmadığını, ayrıca müvekkiline düğünde babası tarafından 1 adet 22 ayar 6.5 gramlık bilezik takıldığını, evliliğin üçüncü ayında bilezik, künye ve diğer altınların elinden alınıp iade edilmediğini, müvekkilinin sadece düğüne giderken takıları takıp dönüşünde yine takıların elinden alındığını, yüzük, küpe ve saatinin ise en son müvekkilinin amcasının eşine hasta ziyaretine giderken kayınvalidesi tarafından üzerinden alındığını, mehir senedinde belirtilen eşyaların ise hiç alınmadığını belirterek bunların aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları...

    Davacının mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin yapılan incelemede, davalının cevap dilekçesinde mehir senedinden kaynaklanan 200 gr 22 ayar altına ilişkin borcunu düğünde davacıya takılan 10 adet bilezik ile ödediğini ileri sürmüş ve ilk derece mahkemesi tarafından bu savunmaya üstünlük tanınarak 200 gram 22 ayar altına yönelik talebin reddine karar verilmiş ise de; davalının davacıya taraflar arasında imzalanan mehir senedinden kaynaklanan 200 gram 22 ayar altın borcu olduğunun davalının da kabulünde olduğu gözetilerek davalının ödeme yönündeki savunmasının incelenmesinde, davalının davacıya mehir senedinden kaynaklanan 200 gram 22 ayar altın borcunu ödediğini mehir senedi kuvvetindeki yazılı bir delille ispat edemediği gibi ilk derece mahkemesi tarafından dinlenen tanık Nurettin Civelek'in "Biz 3 kardeş olarak bir şirkete sahibiz şirket olarak çocuklarımıza hep 10 tane bilezik takarız ....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu: GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; “Miras bırakan ...’nun intifa hakkını üzerinde bırakarak 33 parsel sayılı taşınmazdaki payının çıplak mülkiyetini 27.09.1995 tarihli resmi senetle davalı eşine bağış yolu ile temlik edip, 07.12.2004 tarihinde de vefat ettiği, ölümünden önceki 1 yıllık süre dışında yapılan bağışlamalarda saklı payları zedeleme kastı ile hareket edilip edilmediğinin açıklığa kavuşturulmasının zorunlu olduğu, somut olayda miras bırakının, çekişmeli taşınmazı 29.11.1989 tarihli mehir senedi ile bağışladığı, mehir sözleşmelerinin Borçlar Kanunu’nun 238.maddesinde düzenlenen bağışlama vaadi niteliğinde olması nedeniyle bugün de geçerli olduğu,bu haliyle murisin diğer mirasçıların saklı payını zedeleme kastı ile hareket...

      Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davaya konu senedin malen kaydı ile düzenlendiğini, davacının senedi teminat olarak verdiğini ileri sürdüğünü, davalının ise senedin mehir olarak verildiğini savunduğunu, mehrin kocanın evlenme sözleşmesi anında ya da daha sonra kadına verdiği belirli bir mal ya da para veya ekonomik değeri olan armağan olduğu, Türk Medeni Kanunu'na göre mehir verilmesinin yasaklandığına dair bir düzenleme bulunmadığı, senede karşı senetle ispat kuralı gereği davacının senedin teminat senedi olduğu iddiasını senetle ispat etmesi gerektiği, davacının davaya konu senedin teminat olduğu ve teminat foksiyonunun kalmadığı iddiasını yazılı delille kanıtlayamadığı gibi yemin teklif etme hakkının hatırlatılması üzerine yemin deliline de dayanmadığı, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteğinin esastan reddine karar verilmiştir....

        Y A R G I T A Y K A R A R I Dava dosyasında bulunması gereken mehir senedi ile ... 3.Aile Mahkemesi'nin 2011/848 Esas sayılı dosyasına rastlanılamamıştır. Sözü geçen dosyanın ve senedin, dosyasına konularak temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 24.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı ile davalılardan Özkan evlenirken mehir senedi düzenlendiği, senette belirtilen eşya ve altınların davacı ve davalıya evlenmeleri sebebi ile verildiği yazılmak sureti ile senedin taahhütte bulunan sıfatı ile davalılar Hüseyin ve Sultan tarafından taahhüdü alan sıfatı ile Özkan ve Dilek tarafından imzalandığı, davacının dava dilekçesindeki ve cevaba cevap dilekçesindeki anlatımı ile mehir senedindeki altın ve eşyaların eksiksiz alınmak sureti ile davacı ve davalı Özkan'ın zilyetliğine teslim edildiğinin anlaşıldığı, davalılar Hüseyin ve Sultan'ın taraflarla aynı evde oturmadıkları, mehir senedine konu altınların davalı Özkan tarafından harcandığının sabit olduğu, davalılar Hüseyin ve Sultan'ın mehir senedindeki eşyaları davacı ve davalı Özkan'a teslim etmekle senetten kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirdikleri, dolayısıyla bu davalılar yönünden davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşıldığından...

          UYAP Entegrasyonu