Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türkiye’de kullanılmadığı anlamına gelmediği, markanın teşebbüsün reklam ve tanıtımlarında kullanılmasının, internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde kullanılmasının da markanın kullanılması kapsamında olduğu ve davacının 2011 yılından itibaren reklam ve tanıtımlarının internet vasıtasıyla Türkiye’deki ilgili tüketicilere ulaştığı, dolayısıyla davacı kullanımının davalı başvurusundan daha önceye dayandığı, davalının önceye ilişkin kullanımını gösteren bir delil sunmadığı, davalının kendi kullanımının 2013 tarihinden itibaren başladığını ifade ettiği, dosya kapsamında yer alan delillerden davacının KHK m. 8/3 anlamında hakkının bulunduğu, bu hakkının dava konusu markanın başvuru tarihi olan 31.07.2012 tarihinden daha önceye dayandığı, davalının başvuruda kötüniyetli olup olmaması bakımından ise; dava konusu marka başvurusunun yapıldığı sektörde, davacının çok eskiye dayanan, uzun süreli ve dünyanın geniş bir coğrafyasına yayılmış kullanımının olması davacının tanıtım sitelerine Türkiye'den...

    Dava dilekçesi ekinde sunulan fotoğraflardan ve talimat raporundan davalı tarafça markanın kullanımının tespitinin yapıldığı anlaşılmakla markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti yerindedir. Ancak bilirkişi raporunda kullanıma dair başkaca tespitin yapılmadığı anlaşılmakla mahkemece davanın tam kabulü ile, davalının kullanımının bulunmadığı ürünler üzerinde kullanım, markanın kullanıldığı ürünlerin üretilmesi, ürettirilmesi, bu ürünlerin satılması, internet üzerinde tanıtım, reklam ve promosyon yapılmasının önlenmesi ve menine karar verilmesi, hükmün devamında reklam broşür gibi tanıtım evrakları, ambalaj, afiş, fatura vb ticari evraklara el konularak imhasına karar verilmesi yerinde değildir. Ayrıca davalının ticaret unvanında, ... ibaresini kullanmadığı tespit edilmesine rağmen, davacının unvan terkini talebinin de reddine karar verilmesi gerekirken, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yerinde olmamıştır....

      Buna göre SMK'nun 7/1 maddesine rağmen, 6/3 maddesi gereğince bir markanın eskiye dayalı, öncelikli kullanıcısı o markanın gerçek sahibidir. Marka hakkı hem tescil hem de gerçek hak sahipliği yolu ile kazanılmaktadır. Davacı - karşı davalı ... ŞİRKETİ markanın gerçek hak sahibinin ... olduğunu beyan ettiği, bütün dosya kapsamından ... ... tarihli ... Dergisi görüntüsünde ...ın altında "..." ibaresi kullanımının olduğu, bu nedenle ...'nın ticaret alanında “...” ibaresini ilk olarak 2002 yılında kullanan kişi olduğu, halen davacı şirketin ortağı olduğu nazara alındığında gerçek hak sahibi olduğu kanaatine varılmıştır....

        Sınıflarda yer alan mallar ve hizmetleri kapsamında "..." ibarelerinin kullanıldığı, davalının bu kullanımının sessel, görsel ve anlamsal açıdan davalı kullanımının davacının tescilli ve maruf hale getirildiği marka ve işaret ile benzer olduğu, tüketicinin iltibasa düşme ihtimalinin mevcut olduğu, böylece davalının, davacının markadan doğan haklarına tecavüzde bulunduğu gerekçesiyle bu yöndeki talebinin kabulüne, Davacının maddi tazminat talebi yönünden, belirttiği tazminat seçeneğine göre markanın bilinirlik seviyesi, kullanım süresi ve incelenen ticari defterlere göre, davacının isteyebileceği maddi tazminat tutarının 66.192,04 TL olduğu, davalının yukarıda değinilen kullanımının davacının markadan doğan manevi haklarını ihlal ettiği, markanın bilinirliği, kullanım süresi, tarafların ekonomik durumu ve manevi tazminatın amacı gözetilerek, davacı yararına 15.000,00 TL manevi tazminat takdir edildiği" gerekçesiyle; Davacının davasının KABULÜNE, -Davalının davacı adına tescilli "..."...

          Bu bağlamda markanın ticarete konu yapıldığı ilgili sektörde bilinir olması tanınmış marka olarak kabul görmesinde yeterli olacaktır. İlgili sektörün tespitinde ise markanın kapsadığı ürünlerin hitap ettiği müşteriler yanında, rakip ürün müşterileri, alıcıları, satıcıları ve sektör içindeki ilgili kişiler nezdindeki bilinirlik dikkate alınacaktır. (Bkz. Paslı, 433- 440). Tanınmış marka kavramının ne olduğu ortaya koyulduktan sonra, bunun tespitinin nasıl yapılacağı sorusuna cevap vermek gerekecektir. Markanın tanınmış olup olmadığının tespitinde 1997 tarihli WIPO kriterlerinden faydalanılır. TP'de -bağlayıcı olmamakla birlikte- WIPO tarafndan ortaya konulan bu kriterleri ayrıntılandırmak suretiyle şu kriterleri getirmiştir. (Paslı, Uluslararıs Antlaşmalar, s.451); "1.Markanın tescilinin ve kullanımının süresi (markanın tarihçesi hakkında ayrıntılı bilgi), 2.Markanın tescilinin ve kullanımının yayıldığı coğrafi alan ve kapsam. (Yurtiçi ve yurtdışı tesciller nelerdir?)...

            Davalı vekili, markanın kullanıldığını, 556 sayılı KHK’nın 42/1-c maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, yargılamanın devamı esnasında davaya konu markanın ... Holding A.Ş. tarafından davalı ... A.Ş.’ye devrinin gerçekleştiği, 556 sayılı KHK'nın madde 14. hükmü uyarınca markanın tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde haklı bir neden olmaksızın kullanılmaması veya bu kullanıma 5 yıllık bir süre için kesintisiz ara verilmesi halinde markanın iptal edileceği, markanın ciddi ve sürekli bir şekilde kullanımının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne davalının 96/017387 başvuru, 178716 tescil nolu markasının iptaline, sicilden terkinine karar verilmiştir....

              sürerek anılan markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                CEVAP: Davalı vekili 02.01.2019 tarihli beyan dilekçesinde; müvekkili şirketin 2007/26066 sayılı "AKUN HAKMAR+Şekil" markasının tescili için 14.05.2007 tarihinde başvurduğunu, 13.03.2008 tarihinde markanın tescil edildiğini ve bu tarihten beri de markasını kullandığını, bu durumun davacı tarafından bilindiğini, dava açıldığında bu markanın dava dışı HAKMAR GIDA TURİZM HAYVANCILIK İNŞAAT SAN. LTD....

                (Yargıtay HGK'nun 15/01/2014 tarihli 2013/11- 1138 esas ve 2014/16 karar) Bu eylemlerden dolayı tazminat söz konusu olduğunda kusurun varlığı aranacağından, davacı tarafın dosya kapsamında tazminat talebi bulunmadığından, TTK 55/1- 4 maddesi gereğince başkasının faaliyetleri, işleri ve iş ürünleri ile karıştırılmaya yol açacak önlemleri almak haksız rekabet olduğu hüküm altına alındığından, bilirkişiler tarafından davalı kullanımının karıştırılmaya yol açtığı tespit edildiğinden, davalı tarafın haksız rekabet oluşturacak kusurunun bulunmadığına ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. 9- Davacı taraf marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi isteği ile dava açmıştır. Marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi talebi 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'ndan, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi talebi TTK'dan kaynaklanmaktadır....

                haksız kullanımının tespit edildiği ve Mahkemece ------ neticesinde ---- doğrultusunda ilgili ----- davalı olduğunun tespit edildiğini, davalının bu eylemlerinin müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini belirterek, öncelikli olarak-------- sayılı dosyadan verilen ihtiyati tedbir kararının işbu dava kesinleşinceye kadar devamına karar verilmesini, davalının yetkilisi olduğu ---------- üzerinden müvekkili ----- marka hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin tespiti, önlenmesi, durdurulmasına, ----- kalıcı olarak engellenmesine, hükmün masrafları davalı tarafa ait olmak üzere, tirajı en yüksek ----- ile yayınlanmak suretiyle ilanına ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu