Davacılar vekilinin, 13.11.2014 tarihli celsede maddi tazminat yönünden davayı takip etmediklerini bildirmesi nedeniyle, maddi ve manevi tazminat yönünden davanın tefrikine karar verilerek, maddi tazminata ilişkin dava mahkemenin 2014/501 Esasına kaydedilip 29.04.2015 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; manevi tazminat yönünden ise, yargılamaya eldeki dosya üzerinden devam edilmiştir. Bu itibarla; kendisine sadece maddi tazminat yönünden husumet yöneltilen davalı ... Sigorta Şirketi'nin, eldeki davanın konusu olan manevi tazminat istemi yönünden davada taraf sıfatı bulunmadığının gözetilmesi gerekir....
Mahkemenin maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne dair verilen ilk kararı davalı tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 11/11/2019 tarihli ve 2018/1629 esas, 2019/5159 karar sayılı ilamı ile davalının maddi tazminata yönelik temyiz itirazları reddedildikten sonra manevi tazminat yönünden karar bozulmuş, böylelikle mahkemece verilen maddi tazminata ilişkin ilk karar kesinleşmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak verilen 07/07/2020 tarihli ikinci kararı da davalı tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 18/01/2021 tarihli ve 2020/3253 esas, 2021/8 karar sayılı ilamı ile davalının bozma dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları reddedilerek hüküm, yine manevi tazminat yönünden bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak verilen son kararda, maddi tazminat istemine ilişkin verilen bir önceki hüküm kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına ve manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Manevi tazminat istemi şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olup, kişilik hakkı haksız fiil sonucu zedelenen kişi, sağlığında bu hakkını dava açarak kullanmamış ise, ölmüş kişi adına manevi tazminat davası açılamayacağı için, mirasçıların ölmüş kişi adına bu davayı açması usul hukuku açısından mümkün değildir. Ayrıca MK 25/IV . maddeyi de geniş yorumlamamak, dar yorumlamak gerekir; eğer haksız fiil sonucu kişilik hakkı zedelenen sağlığında miktar belirterek, manevi tazminat davası açmış ise ve dava devam ederken vefat etmişse bu durumda MK 25/IV. madde uyarınca, davaya devam hakkı mirasçılara geçer.Somut olayda davacıların murisi her ne kadar açtığı maddi tazminat davasında manevi tazminat talep hakkını saklı tutmuş ise de manevi tazminat ile ilgili harçlandırılmış bir dava açmadan, talebini somutlaştırmadan yani manevi tazminat davası açma hakkını kullanmadan vefat etmiştir. Dolayısıyla müteveffanın açtığı maddi tazminat davası mirasçılarına MK m. 25/IV ‘e göre intikal eder....
a velayeten 4000,00'er TL maddi, 150.000,00'er TL manevi, ... için 1.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi, ... için 1.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi,... için 30.000,00 TL manevi, ... için 30.000,00 TL manevi ve ... için 30.000,00-TL manevi tazminatın, maddi tazminat yönünden davalılardan müştereken ve müteselsilen, manevi tazminat yönünden ise davalı ...'dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekilleri davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; maddi tazminat davası yönünden; davacılar ..., ... ...r, ... ve ...'ın maddi tazminat davalarının kabulü ile; ... için 4.000,00 TL, ... ...r için 4.000,00 TL, ... için 1.000,00 TL, ... için 1.000,00 TL, maddi tazminatın ... ......
Manevi tazminatın, maddi tazminat ödenmesinin imkansızlığı durumunda tamamlayıcı ve denkleştirici işlevini göz ardı etmemek gerekir. Hiç maluliyet olmasa bile, bedensel zarara uğrayan kişinin manevi tazminat isteyebileceğini artık Yargıtay’da benimsemiştir. Öyleyse manevi tazminatın acı, üzüntü, öfke, kin gibi duygusal işleminden arındırılıp maddi tazminatın yetersiz kaldığı durumlarda onun eksiğini ve açığını kapatıcı, zararı denkleştirici somut gerçekçi ve toplumsal bir işlevinin olduğuna inanmaktayız. Ayrıca “sosyal ve ekonomik durum ölçütü” zengine daha çok, yoksula daha az manevi tazminat ödenmesini amaçlayan bir anlayışın izlenimini vermektedir....
Bunun sonucu olarak davacı, kendisine karşı müteselsilen sorumlu olan kendi eşi hakkında bu eylemden dolayı, (geçimsizlik veya zina nedeniyle) boşanma davası açmadığı, manevi tazminat istemediği veya dava açıp, sonradan manevi tazminat isteğinden vazgeçtiği veya sadece kendi eşine karşı Türk Medeni Kanunu'nun 174/2 maddesine dayanarak manevi tazminat davası açıp manevi tazminat aldığı hallerde; Türk Medeni Kanunu'nun 161/3 maddesi gereğince kendisine karşı müteselsil sorumlu olan ve eylemin tarafı olan eşini affettiği kabul edileceğinden, eşten manevi tazminat alınan halde ise, manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince davalıdan ayrıca manevi tazminat alınması mümkün olmadığından Borçlar Kanunu'nun 147/2. maddesi gereğince davalının sorumlu tutulması mümkün değildir....
maddesi (TBK'nun 58. maddesi) ve gerekse MK’nun 24. maddesinde, kişilik haklarının zarara uğratılması durumunda manevi tazminat istenilebileceğinin ön görüldüğü, bu düzenlemelerin, mal varlığına ilişkin zararları içermediği, bu nedenle mahkemece manevi tazminat isteminin reddi yerine; kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği ve yerel mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam edildiği anlaşılmaktadır. Şu halde, mahkemenin 18/02/2014 gün, 2009/757 esas ve 2014/125 karar sayılı manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin ilk hükmü, kararı temyiz etmeyen davalı ... yönünden kesinleşmiştir. Mahkemece temyize konu eldeki kararda ise; manevi tazminat isteminin tüm davalılar yönünden reddine karar verilmiştir....
Somut olayda; olayın oluş şekli, kaza tarihi bir arada değerlendirildiğinde davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarı bir miktar fazladır. 3-Davacılar tarafından açılan maddi tazminat davasında her davacı için ayrı ayrı maddi tazminat talepleri tümden reddedilmiştir. Reddedilen maddi tazminat talebi için her bir davacı aleyhine ayrı ayrı avukatlık ücreti hesap edilmesi gerekirken reddedilen maddi tazminat için sadece 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan alınıp kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. 4-Bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin manevi tazminat vekalet ücretine dair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....
Albayrak; “Davacı, dava dilekçesinde miktar belirtmeden maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Dilekçesini 09.12.2009 tarihinde Erciş Ağır Ceza Mahkemesinde açıklarken verdiği beyanında 60.000 Lira maddi tazminat talebiyle beraber 30 Lira manevi tazminat talep ettiği yazılmıştır. 30 Lira manevi tazminat miktarının, 30.000 Lira olduğu ve katip yazım hatasına dayandığı anlaşılmaktadır. Nitekim mahkemenin kabulü de bu yöndedir. Bundan dolayı sayın çoğunluğun manevi tazminat miktarını 30 Lira olarak kabul eden bozma düşüncesi yerinde değildir. Dairemiz uygulamalarına göre 2013 yılı itibarıyla bir yıl gibi tutuklu kalanlara 10.000 ile 15.000 Lira arası manevi tazminat verilmektedir. Davacı 16 ay gibi uzun süre tutuklu kalmıştır. Mahkemenin faiz uygulanmayan 5.500 Lira manevi tazminat miktarı az iken bunun 30 Lira olarak düşünülmesi adaletli bir yorum ve uygulama değildir....
Bu nedenle davacılar ... ve ...lehine manevi tazminat verilmesine yönelik (5) nolu ve davacılar ... ve ...'e daha yüksek manevi tazminat verilmesine ilişkin (4) nolu bozma gerekçelerine katılmıyorum....