Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 23/07/2015 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 31/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamında davacı tarafından Avukat ...’a verilmiş usulüne uygun bir vekaletname bulunmamaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... ... tarafından, davalı ... aleyhine 28/06/2012 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine ve birleşen ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/434 Esas sayılı dava dosyasında davacı ... vekili Avukat ... tarafından davalı ... aleyhine 11/07/2012 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; dava ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/12/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ... vekili ve davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin kusur belirlemesine yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalının mahkemece belirlenen kusurları tek başına davacının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilemez. Davalıdan kaynaklanan davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi bir olayın varlığı da kanıtlanamamıştır. Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları oluşmamıştır. Davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü bozmayı gerektirmiştir....

        Radyo TV AŞ aleyhine 13/03/2015 gününde verilen dilekçe ile televizyondaki yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/05/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince: Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir....

          Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Davacılar vekili, davalı şirkete ait '...' isimli derginin Haziran /2009 sayısında yayınlanan ve diğer davalı tarafından kaleme alınan "Küçükoğulları ve ..." başlıklı yazıda; davacıların, Ermeni kökenli bir aileden geldiklerinin iddia edildiğini, davacılardan ...'ün faili meçhul cinayetlerden sorumlu tutulduğunu ve yolsuzluk yaptığının ileri sürüldüğünü, bu iddiaların tümünün gerçeğe aykırı olduğunu belirterek kişilik haklarına yapılan saldırı nedeniyle manevi tazminat istemiştir. Davalı taraf ise; dava konusu yazıda yer alan bilgilerin, Osmanlı arşivinden alınan döküman ve belgelere dayandığını, davacıların kişilik haklarına saldırının söz konusu olmadığını belirterek istemin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....

            Davalı erkeğin ilgisiz, sorumsuz davrandığı, uzun yıllardır kumar alışkanlığının olduğu, gemi makinisti olması dolayısıyla aylarca evden uzakta kaldığı, eve geldiği zamanlarda ise vaktinin çoğunu kahvehanede kumar oynayarak geçirdiği, çocuklarla manevi olarak ilgilenmediği.." gerekçesiyle boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu kabul edilerek tarafların boşanmalarına kadın yararına manevi tazminata karar verilmiş, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine ilgili bölge adliye mahkemesince erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte bulunmadığı gerekçesiyle kadının manevi tazminat talebi reddedilmiştir. Davalı erkeğin mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen bu kusurlu davranışları kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir....

              Boşanma kararı verilmiş olması manevi tazminat ödenmesine gerekçe yapılamaz. Zira evliliğin sona ermesi, tek başına kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilemez. Aynı şekilde birlik görevlerini yerine getirmemek, evin ihtiyaçları ile ilgilenmemek, ev kirasını veya faturaları ödememek, evi sebepsiz terk etmek, eve bakmamak, eve geç gelmek, bağımsız konut temin etmemek, birlikte yaşamaktan kaçınmak, çalışmamak, sık iş değiştirmek, mali yükümlülükleri yerine getirmemek, dava açarak fiili ayrılığa sebebiyet vermek gibi kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu kabul edilmeyen kusurlu davranışlar nedeniyle manevi tazminat ödenmesine karar verilemez. 8....

                Boşanma kararı verilmiş olması manevi tazminat ödenmesine gerekçe yapılamaz. Zira evliliğin sona ermesi, tek başına kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilemez. Aynı şekilde birlik görevlerini yerine getirmemek, evin ihtiyaçları ile ilgilenmemek, ev kirasını veya faturaları ödememek, evi sebepsiz terk etmek, eve bakmamak, eve geç gelmek, bağımsız konut temin etmemek, birlikte yaşamaktan kaçınmak, çalışmamak, sık iş değiştirmek, mali yükümlülükleri yerine getirmemek, dava açarak fiili ayrılığa sebebiyet vermek gibi kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu kabul edilmeyen kusurlu davranışlar nedeniyle manevi tazminat ödenmesine karar verilemez. 8....

                  Davacı, davalılar tarafından Vizyon isimli gazetenin 04/05/2010 günlü sayısında yayınlanan haberin gerçeğe aykırı olduğunu, yapmadığı bir eylemle suclandığını, yayının kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu ileri sürerek davalıların manevi tazminatla sorumlu tutulmaların istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Yerel mahkemece; haberin veriliş şeklinin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu, olayın gerçekten olmuş gibi haber yapıldığını, yayının davacının kişilik haklarını ihlal edici mahiyette olduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Basın özgürlüğü, Anayasa'nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasası'nın 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir....

                    Bilmecesi” başlığı ile yayımlanan yazıyla kişilik haklarına saldırı oluştuğunu ileri sürerek, davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir. Davalı taraf ise, yazının hukuka uygun olduğunu belirterek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; dava konusu yazıda geçen ibarelerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı gerekçesiyle istem reddedilmiştir. Dosya kapsamından davalılardan ...'nın genel yayın yönetmeni olduğu, yine davalılardan ...'in de editör olduğu anlaşılmaktadır. Davalılar 5651 sayılı kanun uyarınca belirlenen sorumlulardan olmadığından, bu davalılar açısından davanın husumetten reddi gerekirken, esastan reddi doğru görülmemiş; kararın bu yönden bozulması gerekmiştir. 2- Davacının temyiz itirazları yönünden; Davaya konu .... İnternet sitesinde 12/02/2009 tarihli “.......

                      UYAP Entegrasyonu