HAKARET HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI MANEVİ TAZMİNAT BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 53 "İçtihat Metni"Davacı D.. B.. vekili Avukat A.. D.. tarafından, davalı M.. B.. aleyhine 01/12/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/07/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı, E.. B..olduğunu, davalının ise K.....
Davacı, Posta gazetesinin 14.03.2008 günlü sayısında “Tolga paniği” başlığı ile yayımlanan haberin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu belirterek davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmalarını istemiştir. Davalılar Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında bilgisayarına el konulan davacı hakkında rüşvet suçundan gizli soruşturma yürütüldüğünden, gerçek ve güncel olan haberin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığını ileri sürerek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır....
Mahkemece; davalı tarafın böyle bir görüşmenin yapıldığını ispatlayamadığı, varlığı ispat edilemeyen bir görüşmeden bahsedilerek, davacı vakıf tarafından devreye girildiği ve para teklif edildiği iddiasının davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir. Anayasa'nın 28. maddesinde düzenlenen basın özgürlüğü ve bu özgürlüğün getirdiği ayrıcalıklar sınırsız olmayıp basın özgürlüğünün özel hukuk alanındaki sınırı Medeni Yasa'nın 24 ve yayın tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Yasası'nın 49. maddelerinde anlamını bulan kişilik haklarının korunmasına ilişkin düzenlemelerdir....
Davacı; davalının cep telefonuyla mesaj göndermek suretiyle hakaret ederek kişilik haklarına saldırdığını, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/108 esas sayılı dosyasında yargılanarak ceza aldığını belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur....
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacıya ait nüfus bilgilerinin onun rızası dışında icra takip dosyasında kullanılmasına neden olunmasının davacının kişilik haklarına saldırı oluşturup oluşturmadığı; burada varılacak sonuca göre, davacı yararına manevi tazminata hükmedilmesi gerekip, gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Konuya ilişkin olarak; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 24. maddesinde; “Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.” Mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun (BK) 49. maddesinde ise; “Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir....
Bunun adı emek hırsızlığıdır." şeklinde demeç verdiğini, demeci dışında twitter isimli sosyal paylaşım sitesinde de “emek hırsızı” dediğini, Galatasaray kulübünün bu ifadelerden dolayı zarar gördüğünü ve kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu beyanla manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, İnci isimli basketbol sporcusunun B. Spor Kulübünden davacı Galatasaray Spor Kulübüne transferini spor etiğine uygun bulmayan davalının 30/01/2014 tarihinde Twitter adresinden yaptığı paylaşımı ile ve yine basketfaul internet sitesinde yayınlanan demeci ile eleştiri sınırlarını aşarak davacı kulübe yönelik olarak "emek hırsızı" sözünü sarfetmek suretiyle davacının kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir....
Davacı, dava konusu yazının yer aldığı gazetenin 11.07.2010 tarihli nüshasında “Hayırcılar'dan hayır gelmez...” başlığı ile yayımlanan yazıyla kişilik haklarına saldırı yapıldığını ileri sürerek, davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir. Davalı taraf ise, yazıda basın özgürlüğü çerçevesinde eleştiri ve açıklamalar yapıldığını, yazının haksız saldırı teşkil etmediğini, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; dava konusu yazıda geçen ibarelerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle istemin bir bölümü kabul edilmiştir. Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir....
Davacı-karşı davalı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı-karşı davacı ... aleyhine 09/04/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve karşı davanın reddine dair verilen 11/07/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı- karşı davacının temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davacı-karşı davalının temyiz itirazına gelince; dava ve karşı dava kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki basın yoluyla kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminat ve kararın yayınlanması istemli davanın yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25....
Ret kararının kesinleşmesinden itibaren geçen fiili ayrılık süresi içinde de davacının, diğer tarafın kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir eylemi ispatlanmamıştır. Davalı tanıklarının, tarafların fiilen ayrılmalarından önceki döneme ilişkin beyanları, yukarıda sözü edilen kesinleşen ret kararı karşısında artık hükme esas alınamaz. Retle sonuçlanan ilk davayı açarak boşanma sebebi yaratan davacı erkek boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olsa da boşanmaya sebep olan fiili ayrılık da, kişilik haklarına saldırı niteliğinde görülemez. Bu bakımdan, olayda davalı kadın yararına manevi tazminata (TMK m.174/2) hükmedilmesini gerektiren bir sebep bulunmamaktadır. O halde, davalı kadının manevi tazminat talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....