Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, kişilik haklarına saldırı ve haksız rekabet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacı vekili, davalının twitter hesabından yaptığı paylaşım ile müvekkili şirket hakkında asılsız ithamlarda bulunduğunu, bu ithamların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu, davalının haksız ithamları nedeniyle müvekkili şirketin kişilik haklarının zarar gördüğünü, davalının eyleminin haksız rekabet niteliğinde olduğunu belirterek manevi tazminata hükmedilmesini istemiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalının yaptığı paylaşımda kullandığı, "Tecavüzün finansmanından elini çek" ifadesi, eleştiri mahiyetinde olup, ifade özgürlüğü kapsamındadır. Kullanılan bu ifade ile davacının kişilik haklarının ihlal edildiğinden söz edilemeyecektir. Davacının kişilik haklarına doğrudan bir saldırı bulunmamakta, eleştiri hakkı kullanılmaktadır. Bu nedenle TBK'nın 58....

    Davacı adına dava dışı kişinin yapmış olduğu görsel paylaşımın altında davalının yorumda bulunduğu, paylaşım içeriğinin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ileri sürülerek bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamından, Facebook isimli sosyal medya platformunda, davacı adına başkası tarafından görüşlerini içerir açıklamaların altında yorumlar kısmında davalının “KÖPEK BILE BUNLARIN YAPTINI YAPMAZ" şeklindeki paylaşımının davacının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği kabul edilerek bir miktar manevi tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır. Davacı vekili tarafından hükmedilen manevi tazminatın az olduğu ileri sürülerek istinaf isteminde bulunulmuştur. Kişilik hakları saldırıya uğrayan kimse Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi hükmü uyarınca manevi tazminat adı altında bir miktar para ödetilmesini isteyebilir. Hakim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken aynı Kanunun 51. maddesi uyarınca durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önünde tutmalıdır....

    HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....

      Davacı tarafın manevi tazminat talebinin dayanağı TMK'nun 24 ve 25.maddeleri ve TBK'nun 49.maddesi uyarınca kişilik haklarına saldırı ile TTK'nun 54 vd.maddeleri uyarınca haksız rekabet hükümleri oluşturmaktadır. Zira davacılar ile davalının aynı sektör içerisinde faaliyette bulunmaları nedeni ile haksız rekabet hükümlerine de tâbi oldukları açıktır. Anayasaya göre basın özgür ise de bu özgürlüğün sınırsız-mutlak bir özgürlük olmadığı, yine Anayasanın çizdiği sınırlar çerçevesinde kullanılabileceği aşikardır. Basın-yayın yoluyla yapılan haberlerde, yayının kişilik haklarına yönelik saldırı niteliği taşıyıp taşımadığı yönünde yüksek yargı içtihatları ile kabul edilmiş bir kısım ölçütler getirilmiştir....

        Manevi tazminat, kişilik haklarına yapılan haksız saldırı nedeniyle, saldırının oluşturduğu zarardan doğan etkilerin, maddi bir karşılık ödetilmek suretiyle bertaraf edilmesini ve zarar görenin manevi yönden tatmin edilmesini amaçlamaktadır. Manevi tazminatın amacı, zarara uğrayanda manevi huzurun gerçekleşmesini temin etmektir. Manevi tazminatın belirtilen bu özellikleri dikkate alındığında, zarar görenin davranışlarının manevi zarara yol açan haksız eylemin gerçekleşmesine olan etkisinin, ancak tazminat miktarının belirlenmesinde rol oynayabileceği (tazminat talep hakkını tamamen ortadan kaldırmayacağı) açık olup, davacının kendi davranışlarının, iddia edilen zararın oluşumunda başlıca etken olduğuna ilişkin gerekçe yerinde olmamıştır. Diğer yandan; haksız fiil nedenine dayanan manevi tazminat istemi bakımından, haksız eylem ile zarar arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Uygun illiyet bağının bulunmadığı durumda, eylemin haksızlığı, tazmin borcunu doğurmaz....

          Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.” Evlenmeyle eşler arasında kurulan aile birliğinin taraflara yüklediği ödevlerin ihlali veya yerine getirilmemesi durumunda bu yükümlülüğü yerine getirmeyen eş yönünden Türk Medeni Kanunu'ndaki sonuçları, boşanma ve boşanma sebebi olması durumunda, bu olaylar yüzünden kişilik haklarının saldırıya uğraması halinde manevi tazminat talep edilebileceğidir. TBK'nın 58. maddesindeki düzenlemeye göre, kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Somut olaya gelince, davalının ve dava dışı eşin davacıya yönelik ve aldatmak suretiyle sadakatsizlik mahiyetindeki davranışlarının, manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğinin tartışılması gereklidir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki “manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesince, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne dair verilen 15.12.2014 tarihli ve 2014/258 E., 2014/612 K. sayılı karar davalı tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 07.04.2016 tarihli ve 2015/6164 E., 2016/4702 K. sayılı kararı ile, “…Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin bir bölümü kabul edilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde dava dışı eşi ile ilişki yaşadığını, eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğunu iddia ederek, uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davacının iddialarını kabul etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vdl. aleyhine 22/02/2012 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine dair verilen 09/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın tahsili istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davalının ikametgahı mahkemesi yetkili olduğundan mahkemenin yetkisizliğine dair verilen karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, 30/09/2011 tarihli ....Gazetesindeki yazı nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğradığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur....

                Davacı ..., davalının, kendisi ile evli olduğunu bildiği halde dava dışı eşiyle birlikte olduğunu, eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğunu,diğer davacı çocukların davaya konu olay nedeniyle mağdur olduğunu belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır. Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davalının, davacı ...’nın dava dışı eşiyle yaşadığı ilişkinin davacının boşanmasına neden olduğu, davalının eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, evlilik birliği devam ederken, eşlerden biri ile evli olduğunu bilerek birlikte olan üçüncü kişiden diğer eşin manevi tazminat isteminde bulunup bulunmayacağı hususundadır....

                  Davacı, davalının davacının eşiyle birlikte yaşadığını ve hamile olduğunu, davacının bu nedenle eşinden boşandığını, psikolojik sağlığının bozulduğunu, çocuklarının zarar gördüğünü beyan ederek, davalının bu eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalının davacının eski eşinin evli olup olmadığını bilmemesinin hayatın olağan akışına ters olduğu, bu nedenle davalının davacının eski eşi ile evli olduğunu bilerek beraber olmasının davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, evlilik birliği devam ederken, eşlerden biri ile evli olduğunu bilerek birlikte olan üçüncü kişiden diğer eşin manevi tazminat isteminde bulunup bulunmayacağı hususundadır....

                    UYAP Entegrasyonu