Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 17/02/2015 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01/10/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, 06/01/2015 tarihli ... TV kanalında yayınlanan "S..." programına konuk olan davalının, davacı hakkında ...'ın 2011 yılında Twitter'dan tanışıp ...'a gelmesini sağladığı ...'in o dönem evli olduğu ...'...

    Ancak kişiye yönelik hakaret gibi haksız fiil teşkil eden bir eylem bulunması halinde manevi tazminat istenmesi mümkündür. Davacı TBK'nın 58. maddesi kapsamında manevi tazminata hükmedilmesini gerektiren davalının haksız fiil niteliğinde eylemi bulunduğunu da kanıtlayamamıştır. Sözleşmeye aykırılık halinde 6098 sayılı Kanun'un 114/II. maddesi uyarınca, haksız fiil sorumluluğuna ait hükümler kıyas yoluyla uygulanıp manevi tazminat istenebilirse de, TBK'nın 58. maddesi hükmünce, sözleşmeye aykırılığın kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması zorunlu olup, somut olayda bu unsurun gerçekleşmediği anlaşıldığından, koşulları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddi gerekir. Mahkemece de manevi tazminata dayanak teşkil eden kusurlu eylemin ne olduğu gösterilmemiştir. Bu nedenle manevi tazminat isteminin tümüyle reddi gerekirken bu talebin kısmen kabulüne karar verilmesi de doğru olmamış, hükmün bu yönden davalı yararına bozulması gerekmiştir....

      Davacı, resmi nikahlı eşinin davalı ile kendisini aldattığını, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde eşi ile birlikte olması eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davacının eşi ile aralarında iddia edildiği gibi bir ilişki olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalının davacının eşi ile evli olduğunu bildiği halde birlikte olma eylemi ile davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı kabul edilerek istemin bir bölümünün ödetilmesine karar verilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, evlilik birliği devam ederken, eşlerden biri ile evli olduğunu bilerek birlikte olan üçüncü kişiden diğer eşin manevi tazminat isteminde bulunup bulunmayacağı hususundadır....

        Davacı, resmi nikahlı eşinin davalı ile kendisini aldattığını, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde eşi ile birlikte olması eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının, davacının eşi ile evli olduğunu bildiği halde birlikte olma eylemi ile davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı kabul edilerek istemin bir bölümünün ödetilmesine karar verilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, evlilik birliği devam ederken, eşlerden biri ile evli olduğunu bilerek birlikte olan üçüncü kişiden diğer eşin manevi tazminat isteminde bulunup bulunmayacağı hususundadır....

          Davacı; davalı ile kendi aralarında nişan yaptıklarını, toplumda nişanlı olarak bilindiklerini, davalının kendisi ile evleneceğini düşünerek cinsel birliktelik yaşadıklarını ancak ailevi nedenlerden dolayı ayrıldıklarını, nişanın bozulması ve cinsel birliktelik yaşamaları sebebiyle kişilik haklarının zedelendiğini belirterek maddi ve manevi zararlarının tazminini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davalının evlenme vaadiyle davacı ile birlikte olmak şeklinde gerçekleşen haksız eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda; davacı, dava dilekçesinde manevi tazminat talebinde bulunurken nişanın bozulması ve evlenme vaadiyle cinsel ilişkiye girilmesi olgularına dayandığını açıklamış, ancak Yargıtay 3....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen “manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Erdek Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın kabulüne dair verilen 14.04.2015 tarihli ve 2013/497 E., 2015/136 K. sayılı karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 05.05.2016 tarihli ve 2015/7403 E., 2016/6255 K. sayılı kararı ile, “…Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istem kabul edilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde dava dışı eşi ile birlikte olduğunu, eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğunu iddia ederek, uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

              Davacı vekili; davalının, dava dışı eşi ile evli olduğunu bildiği halde birliktelik yaşadığını bu nedenle evliliğinin sona erdiğini, ailecek zor durumda kaldıklarını ve davalının eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu belirterek uğranılan zararın davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı vekili, davacının eşi ile davalının arkadaşlık boyutunda ilişkisi olduğunu, bu birlikteliğin iddia edildiği gibi bir birliktelik olmadığını, davacının eşine karşı açtığı boşanma davasında yüklü miktarda tazminat alabilmek için davalıya iftira attığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, evlilik birliği devam ederken, eşlerden biri ile evli olduğunu bilerek birlikte olan üçüncü kişiden diğer eşin manevi tazminat isteminde bulunup bulunmayacağı hususundadır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 07/02/2013 gününde verilen dilekçe ile evlilik birliği devam ederken üçüncü kişiyle birlikte olma iddiasına dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12/03/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde dava dışı eşiyle birlikte olduğunu, eylemin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğunu belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur....

                  Bu aşamada hükmedilen tazminat miktarı hakkındaki görüşümü saklı tutuyorum. Yukarıda belirttiğim nedenlerle, Dairemizin çoğunluğunun bu davalı yönünden davanın reddi gerektiğine dair (2) numaralı bentteki kararına da katılmıyorum. 25/02/2016 KARŞI OY YAZISI Dava, davalının davacının diğer davalı eşi ile birlikteliğinden kaynaklanan haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık evlilik dışı birlikteliğin haksız fiil olarak kabul edilip edilemeyeceği dolayısıyla davalının bu eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Eşler evlilik birliğini kurmakla birbirlerine karşı sadakat borcu altına girdikleri gibi, mensubu oldukları aile birliğine karşı da sorumluluk altına girerler. Davacının eşinin evli olmasına rağmen bir başkası ile cinsel ve duygusal ilişkiye girmesi, evlilik sözleşmesi ile bağlandığı, sadakat borcu altına girdiği eşine karşı haksız eylem niteliğindedir....

                    Davacı vekili; davalının, müvekkili ile evli olduğunu bildiği halde dava dışı eşi ile birlikte olduğunu ve bu durumun müvekkilinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu belirterek uğradığı manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davalının dava dışı eş ile birliktelik yaşadığı ve davacının davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edecek eyleme katıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, evlilik birliği devam ederken, eşlerden biri ile evli olduğunu bilerek birlikte olan üçüncü kişiden diğer eşin manevi tazminat isteminde bulunup bulunmayacağı hususundadır....

                      UYAP Entegrasyonu