Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, davalının tarafına birden çok ve alenen hakaret eylemlerinde bulunduğunu, bu nedenle cezalandırıldığını, davalının bu eylemleri nedeni ile kişilik haklarının saldırıya uğradığını belirterek manevi zararlarının tazmini istemiştir. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının davacıya yönelik söylediği sözlerin eleştiri sınırlarında kaldığı, davacının eşine yönelik söylediği sözlerin ise davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK 26. maddesi hükmüne göre hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Dava dilekçesinden; davacının yalnızca davalının kendisine yönelik söz ve ifadeleri nedeniyle manevi tazminat istediği anlaşılmaktadır....

    Olağan Şube Genel Kurulunda yaptığı konuşmada "DİSK ve Genel İş'i ... yönetiyor" şeklinde haksız ve mesnetsiz beyanda bulunmuş olması nedeniyle kişilik haklarına saldırı nedeniyle 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili istenilmiştir.Mahkemece, davalı tarafından söylenen sözleri kabul etmek mümkün olmasa da davacının kişilik haklarına saldırı mahiyetinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse BK.nun 49.maddesi uyarınca manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında, tarafların sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir....

      Mahkemece, ceza dosyasına konu olayda davalıların eylemlerinin, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu ve davacının manevi elem ve ızdırap duyduğu gerekçesi ile istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın "Şahsi Menfaatlerin Haleldar Olması" başlığını taşıyan 49/1. maddesinde; "Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir." hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda davacı, davalılar tarafından imzası taklit edilerek borç ödeme sözleşmesi hazırlanması ve dava dosyasına delil olarak sunulması nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Tazminata konu edilen eylem haksız olmakla birlikte, kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir ve manevi tazminatı gerektirmez....

        Hukuk Dairesi'nin görev alanını belirleyen işbölümü kararının 11. maddesi; "Tarafların sıfatına bakılmaksızın, TMK'nın 24 ve TBK'nın 58. maddeleri gereğince kişilik haklarına saldırı nedeniyle (basın yoluyla saldırı dahil) açılan tazminat davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar" şeklinde olup kişilik haklarına saldırı teşkil eden eylemler nedeniyle açılan tazminat davalarında tarafların sıfatı ne olursa olsun bu uyuşmazlıkları inceleme görevi yine Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'ne ait olacaktır. Zira, maddede çok açık olarak tarafların sıfatına bakılmaksızın denmiş olmakla kişilik haklarına saldırı nedeniyle gerek haksız fiili ika edene, gerekse de ev başkanı sıfatını haiz olan kişiye karşı dava açılmış olmasının bir önemi olmayıp tarafın sıfatı ile bağlı kalınmaksızın kişilik haklarına saldırı nedeniyle açılmış olan tazminat davalarını inceleme görevi 3. Hukuk Dairesi'nde olacaktır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 23/12/2014 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına haksız saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14/07/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 01/07/2013 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına haksız saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09/12/2014 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalının dava dışı eşin evli olduğunu bilmesine rağmen onunla birliktelik yaşayarak evliliğinin bitmesine neden olduğunu, bu durumun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğini belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 05/03/2015 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına haksız saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 15/12/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Mahkemece, manevi tazminat davalarında zamanaşımının haksız fiil tarihinden itibaren iki yıl olduğu, fail ve fiilin öğrenilmesinden itibaren iki yıl içerisinde davanın açılması gerektiği, davacının talebine konu olayın 18/03/2010 tarihinde gerçekleştiği, davanın 06/11/2015 tarihinde açıldığı, davacının haksız fiil sebebiyle manevi tazminat talebine ilişkin davasının zamanaşımına uğramış olduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....

                Hukuk zarar göreni korumalı ve haksız fiil failini cesaretlendirmemelidir. Gizli kamera ile yapılan çekim kişilerin özel yaşamlarına ilişkin olursa ve bu özel yaşam yayınlandığı takdirde kişilik haklarına saldırı kabul edilir. Somut olayda böyle bir durum söz konusu değildir. Davacı Anayasa'nın 20. maddesindeki, Borçlar Kanunu'nun 49. ve Türk Medeni Kanunu'nun 24. ve 25. maddelerindeki hükümlerinden istifade edemez. Yasalar kamu düzenini bozan haksız fiil faillerini koruyucu hükümler getiremez. Somut olayda kamuyu ilgilendiren, güncel olan bir olayın kamuya yansıtılması için çekim yapılmıştır. Davacının kişilik haklarına saldırıdan söz edilemez. Çekimin yayınlanmasında kamu yararı vardır. Özle biçim arasındaki denge de korunmuştur. Davacının şahsına yönelik zarar verme kastının bulunmadığı da açıktır. Davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu kabul etmek mümkün değildir. Yerel mahkemenin direnme kararı usul ve yasaya uygundur....

                  KARŞI OY YAZISI Dava; davacının dava dışı eşi ile davalının evlilik dışı birlikteliğinden kaynaklanan kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin bir bölümü kabul edilmiş; taraflarca temyiz edilen hüküm, Dairemiz çoğunluğunun, davalının bu eyleminin, davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir fiil olarak kabul edilemeyeceği benimsenerek, hükmedilen manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Yerel mahkemenin kararında da vurgulandığı gibi; eşler evlilik birliğini kurmakla birbirlerine sadakat borcu altına girmelerinin yanında, mensubu oldukları aile birliğine karşı da sorumlulukları bulunmaktadır. Davacının eşinin evli olmasına rağmen bir başkası ile cinsel ve duygusal ilişkiye girmesi, evlilik sözleşmesi ile bağlandığı, sadakat borcu altına girdiği eşine karşı haksız eylem niteliğindedir....

                    UYAP Entegrasyonu