Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüm dosya kapsamından; davalı erkeğin ailesinin evliliğe müdahalesine engel olmadığı, aile sorumluluğu taşımadığı anlaşılmış, kadının kişilik haklarına saldırı olarak görülebilecek başkaca bir eylemi ispatlanamamıştır. Erkeğin eşine karşı olan bu eylemleri davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir. Bu husus nazara alınmadan davacı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 09.05.2017(Salı)...

    "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, boşanmaya sebep olan olayların tazminat talep eden tarafın kişilik haklarını zedelemiş olması zorunludur (TMK m.174/2). Boşanmaya sebep olan olaylar bu nitelikte değilse manevi tazminata hükmedilemez. Dosya kapsamından ve tanık ifadelerinden davalı erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmış, kadının kişilik haklarına saldırı olarak görülebilecek başkaca bir eylemi ispatlanamamıştır....

      Dosya kapsamından ve tanık ifadelerinden davalı erkeğin eşine ayrı ev açmadığı, babasının evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı anlaşılmış, kadının kişilik haklarına saldırı olarak görülebilecek başkaca bir eylemi ispatlanamamıştır. Erkeğin eşine karşı olan bu eylemleri kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir. Bu husus nazara alınmadan davacı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 24.01.2017 (Salı)...

        Dosya kapsamından ve tanık ifadelerinden davacı erkeğin boşanma davası açarak fiili ayrılığı başlattığı anlaşılmış, kadının kişilik haklarına saldırı olarak görülebilecek başkaca bir eylemi ispatlanamamıştır. Erkeğin boşanma davası açması ve fiili ayrılığı başlatması, kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir. Bu husus nazara alınmadan davalı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 11.04.2017(Salı)...

          Davacı, yazının şahsi haklarına tecavüz niteliğinde olduğunu ileri sürerek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılar ise, yazının kişilik haklarına saldırı niteliginde olmadığını, eleştiri niteliğinde olduğunu ve basın özgürlüğü kapsamında kaldığını savunmuşlardır. Mahkemece, dava konusu yazıda geçen "Çevre Düşmanlığı Bakanı" ibaresinin davacının kişiliğine yönelik bir ifade olmadığı, "anasını satmak" deyiminin anlamı araştırıldığında Türk Dil Kurumu - Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü veri tabanında "önem vermemek, aldırmamak, umursamamak" anlamında olduğu ve bu ifadenin ... Bakanı olarak görev yapan davacının yaptığı işler ve görevi sebebiyle eleştiri kapsamında kaldığı, kişilik haklarına saldırı olmadığı, dolayısıyla yazının hukuka aykırılık yönünün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir....

            Davacı, resmi nikahlı eşinin davalı ile kendisini aldattığını, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde eşi ile birlikte olması eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı ise, davacının eşi ile aralarında iddia edildiği gibi bir ilişki olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının davacının eşi ile evli olduğunu bildiği halde birlikte olma eylemi nedeni ile davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı kabul edilerek istemin bir bölümünün ödetilmesine karar verilmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır....

              Gazetesi'nin 21/01/2013 tarihli nüshasında "Organize İşler" başlığıyla yayınlanan haber ve 22/01/2013 tarihli nüshasında "Albaydan hakime devriye görevi" başlıklı haberde kullanılan ifadelerin hakim ve savcı olan davacıların kişilik haklarına saldırı içerdiğini belirterek, uğranılan manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalılar vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, haber içeriğinin güncel ve kamu yararı içerir nitelikte olduğunu ve basın özgürlüğü kapsamı içinde kaldığını belirterek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalı ... hakkındaki davanın vazgeçme nedeniyle reddine, diğer davalılara yönelik davanın ise haberde kullanılan ifadelerin davacıların kişilik haklarına saldırı içerdiği gerekçesiyle kısmen kabulüne karar verilmiştir. TBK 58. maddesi (818 sayılı BK 49. maddesi) hükmüne göre de kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir....

                Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olması yanında, boşanmaya sebep olan olaylarda kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olması gerekir (TM m. 174/2). Boşanmaya sebep olan olaylar bu nitelikte değilse manevi tazminata hükmedilemez. Davalı erkeğin boşanmaya neden olan kusurlu davranışları davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir....

                  Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, tedbir nafakası ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olması yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olması gerekir (TMK m. 174/2). Boşanmaya sebep olan olaylar bu nitelikte değilse manevi tazminata hükmedilemez. Davacı erkeğin boşanmaya neden olan kusurlu davranışları davalı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir....

                    Davacı-karşı davalı erkeğin boşanmaya neden olan kusurlu davranışları davalı-karşı davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir. Öyleyse, davalı-karşı davacının manevi tazminat talebinin reddi gerekir. Bu husus nazara alınmadan davalı-karşı davacı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir, SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 08.12.2020 (Salı)...

                      UYAP Entegrasyonu